Hesaplanmış Tomografi yani CT son 25 yılda tıpta yaşanan ilerlemelerin belki de en önemlisi. Ancak Birleşmiş Milletler tarafından 2008’de yayınlanan bir rapora göre, bu tarama cihazlarının tıpta kullanımı, insanlara radyasyon bulaştırılmasında büyük rol oynuyor.
Radyologlar, bilimadamları ve CT tarama cihazı üreticileri Maryland'deki Ulusal Sağlık Enstitüsü'nde ne kadar miktarda radyasyonun standart sayılması gerektiğini tartıştı.
Doktor Roderic Pettigrew konferansı düzenleyen Biyotıp Görüntüleme ve Biyomühendislik Enstitüsü Direktörü: "Kimse hastaya gereğinden fazla radyasyon verilmesini istemez."
New England Tıp Dergisi’nde 2010 yılında yayınlanan bir yazıda, CT cihazlarının teşhis için gerekli olup olmadığı tartışılmıştı. Derginin yazarlarından Doktor Rebecca Smith Bindman bu cihazların kullanımıyla ilgili bazı kurallar olduğunu ve üretici firmanın tavsiyelerinin doktorların kararında bilimsel verilerden daha büyük rol oynadığını söylüyor.
CT tarama cihazları kanserin yayılmasıyla doğrudan ilişkilendirilmiyor. Ancak radyasyon kansorejen bir madde. Doktor Bindman tarafından yapılan araştırmalar bu cihazdan kansere yakalanma riskinin 80'de bir olduğunu ortaya koymuş.
CT taraması sırasında radyolog verilecek radyasyon miktarını belirliyor. Teknisyen tarayıcı cihazı ayarlıyor, ancak ekranda hastanın gerçekten ne kadar radyasyon aldığı belirtilmiyor.
Yeni standartlar belirleninceye kadar hastalar ne yapmalı? Joyce Graff, Von Hippel Lindau sendromu taşıyan hastaları temsil ediyor. Bu hastalık CT taramalarıyla vücutta tümör aranmasını gerektiren genetik bir rahatsızlık.
Yerel bir hastaneye gidip CT taraması yaptırırsanız makineyi ayarlayacak bir fizikçi bulamazsınız. Cihazın iyi ayarlandığından, ne kalitede sonuç alacağınızdan emin olamazsınız.
Doktor Pettigrew CT cihazlarının alternatifleri olduğunu söylüyor. Ultrasound ve Manyetik Titreşim Görüntüleme yöntemlerinde radyasyon kullanılmıyor. Ancak CT yöntemi kullanılacaksa hastaların güvenliği için standartlara uyulması çok önemli.
