Pnömokonyoz, gelecek için de sorun

Pnömokonyoz gerçeği, önümüzdeki yıllarda da Türkiye için sorun olmaya devam edecek. Bunun için ikinci korunma önlemlerinden işe giriş muayeneleri ve daha sonraki radyolojik izlemler uluslar arası standartlara kavuşturulmalı. Maluliyetin yaşa göre düzenlenmesi genç yaştaki işçilerin hak ettiği maluliyet derecesinin daha düşük hesaplanmasına yol açıyor; SGK, bilim camiasıyla iletişime geçmeli


Türk Toraks Derneği Batı Karadeniz Şubesi ve Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından 20.06.2009 tarihinde Zonguldak' ta "Pnömokonyozlarda Maluliyet Değerlendirmesinde Sorunlar" adlı bir çalıştay yapıldı. Çalıştay sonunda, maluliyet değerlendirmelerine ışık tutmak amacıyla bir de bildirge hazırlandı.

Akciğerin toz hastalığı olan pnömokonyozların özellikle 50 yaşın altında işçi çalıştıran işletmelerde sıklıkla görüldüğü belirtilerek korunmanın tedavi ve tazminden daha ucuz ve insani olduğu anımsatıldı. Çalışma Bakanlığının işyeri açılırken birincil korunma önlemlerinin alınıp alınmadığını denetlemesi gerektiği bildirildi.

Birincil korunma önlemlerine rağmen önümüzdeki yıllarda da pnömokonyoz gerçeğinin Türkiye için sorun olmaya devam edeceği kaydedildi. Bu nedenle ikinci korunma önlemlerinden işe giriş muayenelerinin ve daha sonraki radyolojik izlemlerin uluslar arası standartlara kavuşturularak kayıt altına alınması gerektiği bildirildi.

Maluliyet değerlendirmelerinde sıkıntı var
Bildirgede, maluliyet değerlendirme işlemlerinin pnömokonyozlarda ciddiyetini arttırarak devam tetiği belirtilerek şunlar açıklandı:
“Maluliyet, patolojisi ne olursa olsun kişinin günlük yaşamındaki kısıtlılıkla ilgilidir. Maluliyet değerlendirmesinde tek bir faktörün göz önüne alınması günümüzün gelişen tıbbi koşullarında ciddi hatalara yol açmaktadır. Günlük yaşamdaki kısıtlılığı gösterebilecek her türlü klinik-radyolojik ve fonksiyonel değerlendirmenin yapılması zorunludur. Maluliyetin yaşa göre düzenlenmesi genç yaştaki işçilerin hak ettiği maluliyet derecesinin daha düşük hesaplanmasına yol açmaktadır. İlgili ulusal ve uluslar arası bilimsel tıbbi organizasyonların maluliyet değerlendirme şemalarının göz önüne alınacağı bir sistemin uygulanması zorunludur. SGK’nın bilim camiasıyla iletişime geçmesi gerekmektedir.”

Pnömokonyozlarda maluliyet değerlendirmelerinde ciddi sıkıntılar olduğu ve gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtildi. Yapılacak değerlendirmelerin diğer patolojilere bağlı maluliyet değerlendirmelerinden daha komplike olduğu belirtilerek SGK’nın uzmanlık dernekleriyle bir araya gelmesi ve bilimsel değerlendirme kriterlerinin oluşturulması gerektiği bildirildi.

Kimler imza verdi?
Eğitim çalışmaları yapılmasının da zorunluluk olarak işaret edildiği bildirgeye imza veren kişiler şöyle:
Prof. Dr. İbrahim Akkurt (Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim dalı), Doç. Dr. Metin Akgün (Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı), Doç. Dr. Remzi Altın (Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı), Doç. Dr. Peri Arbak (Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı), Doç. Dr. Figen Atalay (Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim dalı), Dr. Metin Çelikiz (Zonguldak Meslek Hastalıkları Hastanesi), Prof. Dr. Arif Çımrın (9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı), Rıfat Dağdelen (TTK Genel Müdürü), Doç. Dr. Levent Kart (Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Türk Toraks Derneği Batıkaradeniz Şube Başkanı), Ramis Muslu (Maden-İş Sendikası Başkanı), Dr. Cebrail Şimşek (Atatürk Göğüs Hastalıkları Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi), Dr. Nuri Vidinli (İSGÜM Genel Müdürlüğü).