AKP, 3. iktidar döneminde sanayileşmeyi merkeze alan, ilaveten bunun bilgiyle ve teknolojiyle daha fazla katma değer yaratacak şekilde donatılacağı çok geniş kapsamlı bir sanayi hamlesi için kolları sıvadı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Nihat Ergün’ün titiz bir çalışmayla oluşturduğu sanayileşme hamlesinde katma değeri yüksek ürünler öncelik alıyor; otomotivden asansöre Türkiye’nin kendi markalarını yaratması teşvik edilirken, “Avrasya dediğimiz geniş bölgenin ileri teknoloji üssü olmak” gibi iddialı bir hedef de konulmuş bulunuyor.
100 yıllık üretim deneyimine sahip ilaç sanayimiz, aslında Bakan Ergün’ün koyduğu bu hedefin içine cuk diye oturuyor, ama öte yanda da halka daha iyi sağlık hizmeti götürmek için didinen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ var. Ve Akdağ, Sosyal Güvenlik Kurumu SGK’nın bütçesinde her geçen gün büyüyen açığı frenlemek için çırpınırken, yüksek iskontolarla yerli ilaç sanayimizin boğazını sıkıyor.
17 milyar dolar mı?
Biliyorsunuz Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet’in 100. yılına denk gelen 2023 yılı için dünyanın 10. büyük ekonomisi olma hedefini koydu. Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM de bu hedef doğrultusunda 2023 için ihracat rakamını 500 milyar dolar olarak belirledi. Ve bu 500 milyar doları sektörler itibarıyla dağıtırken, bugün 600 milyon dolar olan ilaç ihracatımız için 2023’te 3 milyar dolarlık bir büyüklük öngördü.
Bunun üzerine yerli ilaç üreticilerini çatısı altında toplayan İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası İEİS de “Dünya bizim etrafımızda dönmüyor. Uyarı görevini yapmak bize düşüyor” diyerek The Boston Consulting Group’la birlikte çözüm odaklı öneriler geliştirmiş.
İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz’ün verdiği bilgiye göre ilaç sanayi küçük bir destekle 2023’te 17 milyar dolar ihracat yapabilir. Raporda bu hedefin detayları var.
Kimyanın alt dalı mı?
Tokgöz özetle diyor ki: ”İlaç fiyatları 2009 sonunda % 25, 2010 sonunda % 10, 2011 sonunda % 13 düşürüldü. Bugün Yunanistan’da 10 euro’ya satılan bir ilaç, Türkiye’de 3.4 euro. Başka hangi teknolojik ürünü Türkiye’de bu kadar ucuza alabiliyorsunuz?
Hükümet bize her geçen gün daha dar bir ceket giydiriyor. Sürdürülebilir bir patikada ilerlemiyoruz. Oysa bizim sektör, hükümetin yeni sanayi stratejisiyle birebir örtüşüyor; bunun dikkate alınmasını ve bize bir oyun alanı yaratılmasını istiyoruz.
TİM’in çalışmasında da görülebileceği gibi ilaç, kendi başına bir sektör değil, kimya sektörünün alt dalı. Bunun düzeltilerek ilacın yüksek teknolojili bir sanayi olduğunun belgelenmesini bekliyoruz.
Bir vizyonumuz var. Kendimize bir yol haritası çizdik. Tam bir kazan-kazan durumu. Buna destek arayışı içindeyiz. Destek bulursak beraber yürürüz, destek bulamazsak yok oluruz. O takdirde 2023’te ulusal bir ilaç sanayimiz olmaz; hükümetler de bu bütçeyi yönetemez duruma gelirler. Herkes kaybeder.”
Yerli otomobil üretilsin, küresel markalarımız olsun, katma değeri yüksek ürünlere yönelelim diye gecesini gündüzüne katan Sayın Ergün’ün, ilaç gibi stratejik bir sektörde Türkiye’nin bunca yıllık birikimini heba edeceğine ihtimal vermiyorum.