Medimagazin logo

Aynı işi yapıyorlar, farklı ücret alıyorlar!

Aynı işi yapıyorlar, farklı ücret alıyorlar!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Son yapılan akademik zamdan sadece YÖK kadrosunda  bulunan araştırma görevlileri yararlanmıştır. Bunun dışında  kadrosu Sağlık Bakanlığında bulunan ancak üniversitede görev yapan araştırma görevlileri zamdan yararlanmamıştır.


Aynı kurumda aynı şekilde aynı işi yapmamıza rağmen kadromuzun farklılığı nedeniyle ayrım yapılması eşitlik ilkesiyle ve "eşit işe eşit ücret" mantığıyla bağdaşmamaktadır. Aynı birimde yan yana aynı işi yapan iki kişiden birine zam yapılıp diğerine yapılmaması zam alamayan kişinin moral ve motivasyonunu  olumsuz etkilemektedir.


 Sağlık Bakanlığı düzenlemeyi Maliye Bakanlığı yaptığı gerekçesiyle kendisine yapılan bu konudaki haklı talepleri yanıtsız bırakmaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın kendi kadrosunda Tıp fakültelerinde ve Diş Hekimliği Fakültelerinde uzmanlık eğitimi yapan araştırma görevlilerine sahip çıkmasını, son düzenleme ile arada oluşan ücret adaletsizliğini gidermesini beklemekteyiz. Sağlık Bakanlığı'nın kendi kadrosunda üniversitelerde görev yapan araştırma görevlilerinin  maaşa eklenen sabit ek ödeme miktarını yapılan zam oranı kadar artırarak bu eşitsizliği gidermesi mümkündür. Sağlık Bakanlığından bu yönde bir düzenleme beklemekteyiz.


Saygılarımızla...
 
SB Kadrosunda Üniversitelerde görev yapan Araştırma görevlileri

 

aynı
işi
yapıyorlar
farklı
ücret
alıyorlar!
Yorum (18)
aka
Ülkemizde, uzun zamandan beri asistan yetiştiren deneyimli, belli başlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, günümüzde bir üniversitenin tıp fakültesi hastanesi gibi çalışmaktadır. Özellikle son 10 yıl içinde, bu hastanelerde çalışan hekimler güncel tıp literatürünü daha sıkı takip etmekte, klinik çalışmalarını gittikçe artan sayıda bilimsel makalelere dönüştürerek uluslar arası düzeyde saygın dergilerde bilim dünyası ile paylaşmaktadır. Kuşkusuz, bu çalışmaların sayısından ziyade objektif olarak kalitesinin de ortaya konulması yani bu çalışmaların bilim dünyasında bir ses getirip getirmediğinin belirlenmesi daha önemlidir. Bu durum, ulusal ve uluslararası arena saygın merkezlerde çalışan bilim adamları tarafından, hekimin bilimsel makalerine yapılan “atıf sayısı” ile değerlendirilir. Her hekimin bilim dünyasından aldığı atıflar, Alıntı endekslerindeki durumu, daha önemlisi “h-endeksi ve i10-endeksi” sınıfına girmiş atıfların sayısı ortadadır. Aynı zamanda, bu hekimler kimi zaman panelist, kimi zaman konuşmacı, kimi zaman moderatör olarak yurt içi ve dışı kongrelerde görevler almaktadır. Çoğu zaman kendi imkânları ile yurt içinde ve dışında saygın kurumlarda, teknolojinin getirdiği yenilikleri bizzat yerinde öğrenmekte ve kazandığı deneyimleri çalıştığı Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki asistanlar ve uzman hekimlerle paylaşmaktadır. Bu şekilde çalışan hekimler mesleki durumunu daha ileriye taşıma isteğiyle, Üniversiteler Arası Kurulun Doçentlik kriterlerini fazlasıyla karşılayarak doçentlik sınavlarına girerek ve başarı elde ederek doçentlik ünvanı almaktadırlar (aynı tıp fakültesinde çalışan meslektaşları gibi). Malesef bu hekimlerin çok az bir kısmı, bir üniversitenin tıp fakültesi kadrosuna geçerek profesör ünvanını elde etmekte ve YÖK ile Sağlık Bakanlığı arasındaki özel bir maddeye istinaden, yeniden daha önce çalıştığı eğitim araştırma hastanesinde aynı kadroya görevlendirmesi yapılarak profesör olarak çalışmaya devam etmektedir! Bu bağlamda, son 10 yıl içinde belli başlı Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde çalışan doçent ve profesör hekim sayısının hızla artmaktadır. Artık bu hekimler mesleki durumunu daha da ileri taşıyıp, aynı üniversite kadrosunda çalışan bir akademisyen gibi tıp fakültesi öğrencilerine teorik ve pratik ders anlatmayı ve tıp fakültesi öğrencisi yetiştirmeyi istemektedirler. Kuşkusuz aynı özlük haklarını da… Yani, Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin, bir Üniversite çatısı altında birer tıp fakültesi şeklinde yeniden yapılanması ve hali hazırda ki akademik kadronun tıp fakültesi öğrencileri ile buluşturulması zamanı gelinmiş hatta geç kalınmıştır… Ancak bu sayede Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde çalışan doçent ve profesör hekimlerimizin “1 saat ders anlatma” imkânı olacaktır! Sonuçta, Sağlık Bilimleri Üniversitesi kanununa dogmatik bir biçimde karşı çıkılması yukarıda özetlenen durumun farkında olmadıklarını yani gerçek durumdan bi haberdar olduklarını göstermektedir. Bugün değil de başka ne zaman Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde çalışan hekimleri dinlenecek! Karşı çıkmak yerine, Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde çalışan doçent ve profesör arasından YÖK’ün akademik kadrosuna yapılacak atanmalarda “liyakatın nasıl belirleneceğine” ve olabildiğince “özerk bir yapının” nasıl kurulacağı konusunda desteğe çok ihtiyaç vardır. Sağlık Bakanlığının ise akademik kadrolara yapacağı atamalarda kullanacağı liyakat sistemi ile atayamadığı akademisyenlerin vicdanını kanatmamalıdır…
0
Cevapla
Salih
SB dışındaki istisnasız bütün kurumlardaki hekimler neredeyse tamamen aynı işi yaptıkları halde SB kadrosundaki hekimlere, Askeri hekimlere ve SGK hekimlerine göre çok daha düşük -yarısı- ücret almaya devam ediyorlar, SB da Maliye bu bunu çok iyi bildiği halde kıllarını bile kıpırdatmıyorlar..
0
Cevapla
cemal
üniversitelerde zam mı yapıldığını zannediyorsunuz. necmettin erbakan üniversitesinde tam bir zulüm yaşanıyor. devlet maaşlarımıza 780 tl artış yaptı diye döner sermaye katsayıları düşürüldü ve döner sermayeleri 750 tl daha düşük aldık. yine aldığımız ücret aynı. bunlar kandırmaca.
0
Cevapla
md
Merak etmeyin 840 tl zam almadık sağolsun kanunda herhangi bir kesinti yapılamaz yazmasına rağmen üniversiteler 350-400 tl arası başka bir kalemde kesinti yaptı.
0
Cevapla
Kıymet Gülderen(diş hekimi)
dvelet hastanesinde çalışan diş hekimlerinin 1,3 katsayısını biraz daha düşürün de uzmanların eline biraz daha fazla ücret geçsin... 1,3 katsayısını diş hekimlerine reva görenlere hakkımı helal etmiyorum,etmiyoruz...Sizleri Allaha havale ediyoruz.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir