Eczacılık eğitimi veren mevcut fakültelere yenilerinin eklenmesinin, eczacılık eğitimine niteliksel bir katkı sağlamayacağı, ilaç ve eczacılık hizmetlerinin etkin ve kaliteli bir şekilde sunulmasında ve istihdam alanında ciddi sorunlara yol açacağını ifade eden TEB, "Daha fazla eczacılık fakültesi açılması ülke kaynaklarının israfı anlamına gelmektedir." dedi.
Açıklamasında, 1997 yılına kadar 7 adet eczacılık fakültesi bulunduğunu ancak 2001-2021 yılları arasında bu sayının 6 kat arttığını belirten TEB şu ifadelere yer verdi:
Bugün Resmi Gazete’de yayınlanan karar ile eczacılık fakültesi sayısı 60’a ulaşmıştır. Eğitim vermekte olan 47 eczacılık fakültesinden ise sadece 14’ü akredite eczacılık eğitimi verebilecek kapasitededir. Alt yapıdan ve yeterli eğitim kadrosundan yoksun olarak açılan yeni fakülteler, sunulan eczacılık eğitiminin niteliğini her geçen gün azaltmış ve azaltmaya devam etmektedir. 2016 yılında Sağlık Bakanlığımızca yayımlanan Sağlık İşgücü Raporu’nda 2023 yılında yüzde 30 eczacı istihdamı fazlasına dikkat çekilmişken, eczacılık fakültelerine 3.500’ü aşkın kontenjan ayrılması ve her yıl 2 binden fazla öğrencinin eczacılık fakültelerinden mezun olması vahim sonuçlar doğuracaktır."
Bu karanlık tablonun, eczacıığın geleceğini tehlikeye attığı gibi sunulacak ilaç ve eczacılık hizmetinin kalitesini düşüreceğini belirten TEB, toplum sağlığının korunmasında ve geliştirilmesinde sağlık sistenin etkinliğini de azaltacağını ekledi.
"Ülkemizin daha fazla eczacılık fakültesine ihtiyacı yoktur." diyen TEB konuşmasında şu sözleri kullandı:
"Uluslararası standartlarda kaliteli eczacılık eğitiminin sağlanması ve mesleki sürdürülebilirlik için, ülkemizde yeni eczacılık fakültelerinin açılmaması çağrımızı tekrarlıyoruz. Ülkemizin daha fazla eczacılık fakültesine ihtiyacı yoktur. Ülke kaynaklarımızın israfını beraberinde getirecek olan ve hiçbir şekilde anlayamadığımız bu ısrarlı uygulamalardan vazgeçilmelidir. Mevcut eczacılık fakültelerinin kontenjanları kademeli olarak düşürülmeli ve eczacılık fakültelerine giriş için başarı sıralaması 50 bin ile sınırlı tutulmalıdır.
Sağlık sistemimizin geleceği ve ülke kaynaklarımızın israf edilmemesi için bilimsel gerekçelere dayandırılmış bir eğitim ve istihdam planlaması doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğini bir kez daha yineliyoruz."