Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nın, yaraları kurtçuklarla tedavi eden projesi TÜBİTAK tarafından kabul edildi. Sıfır maliyetli projeyle ilaç masrafı da yüzde 98 oranında azalacak.
İnsan vücudundaki kronik yaraların tedavi yöntemleri arasına kurtçuklar (yeşil et sineği larvası) da girdi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nın yaraların kurtçuklarla tedavi edilmesine imkan tanıyan projesi Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından kabul edildi.
Proje, Türkiye'de sayıları bir milyona yaklaşan kronik yara bakımı hastaları için bir umut oldu. Tedavileri 3 yıl gibi uzun bir süreye yayılan, antibiyotiklere karşı dirençli hastaların tedavisi bu yöntemle daha kısa bir zamanda yapılabilecek. Proje sorumlusu İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Erdal Polat, kurtçukların ölü dokuları yiyerek bıçağın bile yapamayacağı milimetrik cerrahi müdahaleyi yaptığını söyledi. Türkiye'de yeşil et sineği larvalarının laboratuvar ortamında üretilerek bu işte kullanılacağını belirten Polat, proje sıfır maliyetli olduğundan, yara bakımında kullanılan milyonlarca dolarlık ilaç masrafını da yüzde 98 azaltacağını söyledi. TÜBİTAK tarafından yaklaşık iki hafta önce kabul edilen proje, bir ilk olma özelliğini taşıyor.
Yard. Doç. Dr. Erdal Polat, kurtçukların üretimine başladıklarını söyledi. Polat, projenin en önemli özelliğinin kesin tedavi ile sonuçlanması ve sıfır maliyetli olması olduğuna dikkat çekti. Polat, laboratuvarlarda üretilen yeşil et sineklerinin larvalarının iyileşmeyen yaralarda kullanılacağını söyledi. Bu tür yaralarda cerrahi müdahale öncesi dönemin çok uzun olduğunu belirten Polat, kurtçukların hem ölü dokuları yiyerek, hem de salgıladıkları enzimlerle yarayı kısa sürede tedavi ettiğini söyledi. Polat, projenin ciddi ekonomik çıkarları olduğunu belirterek, "Bu kurtçuğun hem üretimi hem de tedavisi sıfır maliyet. En zor iyileşen ve 3 yıl süren yaralar bunlar. O kadar masraf ediyorsunuz, bazen de cevap vermiyor. Sonuç alınamayınca insanların uzuvları kesilerek yaranın ilerlemesi önleniyor. Türkiye'nin bu işten ciddi ekonomik geliri olacak. Yurtdışına akıtılan milyonlarca dolarlık ilaç parasının önü kesilecek." dedi. Polat, kurtçukların bir defa kullanılıp atıldığından bahsederek, bu yöntemin isteyen hastalara uygulanacağını söyledi. Öte yandan kurtçuklarla tedavi yönteminin Avrupa ülkelerinde yaygın bir şekilde kullanıldığı bildirildi. İngiltere Kraliyet Koleji Cerrahlar Birliği üyelerinden Dr. Arif Türkmen, 1995 yılında 46 hastayı kurtçuklarla tedavi ettiğini ve yüzde yüz netice aldığını söylüyor. Avrupa ülkelerinde kurtçuklarla tedavinin yaygın olduğunu belirten Türkmen, diş apselerinin dahi bu yöntemle temizlendiği bilgisini veriyor. Ameliyatında riskler bulunan hastalar için kolay bir yöntem olduğuna değinen Türkmen, "Anestezi almıyor, bunun yanında canlı dokular da korunmuş oluyor. Yaranın büyüklüğüne göre 400 ila 600 kurtla tedavi ediyorsunuz. Hasta 3 hafta içinde iyileşerek ayağa kalkıyor. Bu iş için yetişmiş hemşireler bulunuyor." dedi.
Yara Bakımı Derneği Başkanı ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 1. Plastik Cerrahi Klinik Şefi Doç. Dr. Bülent Erdoğan, bu yöntemle yaptığı tedaviden yüzde yüz netice aldığını söylüyor. Erdoğan, anestezi ve bıçak yarası gibi riskleri bulunmayan, tedaviyi isteyen hastaya uyguladığını anlattı. Erdoğan, 7-8 milimetre boyundaki aç kurtçukların 24 ila 48 saat süresince yara üzerindeki ölü dokuları yiyerek yarayı temizlediklerini söyledi.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Estetik Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Çetinkale ise bu kurtların hijyenik ortamda üretilmesinin önemli olduğuna dikkat çekerek, kurtçuklarla tedavinin alternatif bir yöntem olarak kullanılabileceğini söyledi. Uzmanlar, kronik yarayı; yaklaşık 4 ila 6 haftada iyileşmeyen, bası yaraları (yatak yaraları), diyabetik ayak yaraları, damarsal kökenli bacak yaraları ve diğer iyileşmeyen yaralar olarak tanımlıyor. Bu yaraların tedavileri 6 ay ile 3 yıl arasında değişebiliyor. Son yıllarda büyük önem kazanan yara bakımına ilişkin İngiltere, Amerika gibi ülkelerde yara bakımı klinikleri oluşturulurken, Türkiye'de bu hastaların doğru ve uygun tedavileri düzenli yara bakımı klinikleri olmadığı için yapılamıyor ve hastaların çoğuna gerekli tedavi uygulanamıyor.
Zaman