Lazerle sünnet uydurma bir yöntem

BURSA (İHA) - Uzmanlar, çocukların 'erkekliğe ilk adım atması' olarak görülen sünnetin, çocukları bir çok hastalıktan koruduğunu bildirdi.

İşin erbabı olmayan kişilerin sünnet yapması durumunda yüzde 30-40 hatalı uygulamalara rastlandığını ve toplu sünnetlerde bulaşıcı hastalık kapma riskinin artığını belirten uzmanlar, "Sünnet olmamış çocuklarda idrar yolları iltihapları 10 kat daha fazla yaşanıyor. Sünnet olmamış erkeklerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar daha çok yaşanıyor" dedi.

Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emir İmani, sünnetten önce doktor kontrolü yapılmasının iyi olacağını ifade ederek, "Sünnetin genel anestezi altında yapılması uygundur. Genel anestezi kavramı aileleri ürkütüyor ancak, sünnette yapılan anestezi son derece yüzeysel bir anestezi şeklidir. Sünnet olan çocuklarda idrar yolu enfeksiyon riski azalıyor. Sünnet olmamış çocuklar da idrar yolları iltihapları yaklaşık 10 kat fazladır. Sünnet olmamış erkeklerde hem cinsel yolla bulaşan hastalıklara hem de penis kanserine daha sık rastlanıyor. Sünnetsiz erkeklerle evli kadınlarda rahim boynu kanserleri daha sık gelişiyor. Yapılan araştırmalarda sünnetli erkeklerin AIDS hastalığına yakalanma riski altı kat azalıyor. Bu konu ABD'nin tanınmış 3 üniversitesinde araştırılmıştır" diye konuştu.

Tıbbi açıdan doğru yapılmayan sünnetin bir çok ciddi sağlık sorununun ortaya çıkmasına neden olduğunu hatırlatan Op. Dr. Emir İmani, "Uzmanlarca yapılmayan sünnetlerde yüzde 30-40 oranlarında hatalı uygulamalara rastlanıyor. Bu hataların bir kısmı tedavi edilme şansına sahip olup, diğer kısmı geriye dönüşü olmayan problemlere yol açabiliyor. Steril şartlarda yapılmayan sünnette bulaşıcı hastalık kapma riski artıyor. Özellikle toplu yapılan sünnetlerde bu risk çok yüksek. Fazla ya da eksik kesme gibi durumlarda organik sorunların yanı sıra estetik olarak da müdahale edilmesi gerekebilir. Sünnet sonrası ortaya çıkan kanamalara acil müdahale edilmesi gerekiyor. Çünkü aşırı kan kaybı ölüme neden olabiliyor" dedi.

"Kanama olmuyor, çocuk korkmuyor" diye son zamanlarda salgın halini alan lazerli sünnete karşı çıktıklarını anlatan İmani, "Lazer diye sunulan alet aslında bir çeşit elektrikli havya. Yani lazerle hiçbir ilgisi yoktur. Bu yöntem de sünnet derisi yakılarak alınıyor ve çoğu zaman diğer dokuların da yanmasına neden oluyor. Yakarak kestiği için bütün dokuları harap ediyor, sinir uçlarına zarar veriyor. Dolayısıyla ileride çocuğun cinsel hayatını etkiliyor. Erken boşalma baş gösteriyor, bazı uzmanlar da ereksiyon problemi söylüyor. Ayrıca lazerle sünnet yapmak Sağlık Bakanlığı tarafından resmen yasaklanmış durumda. Bu yöntem ailelerin hoşuna gidiyor, çünkü dikiş ve kanama yok ayrıca çocuk da fazla korkmuyor" şeklinde konuştu.

Sünnetin genel anestezi altında yapılmasının daha uygun olacağına dikkat çeken Dr. İmani, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Genel anestezi kavramı aileleri ürkütüyor ancak, sünnette yapılan anestezi son derece yüzeysel bir anestezi şeklidir. Çocuğun solunumu durdurulmuş olmuyor. Başka tabirle derin bir uyku sırasında sünnet yapılıyor. Aile, çocuk ve doktor sünneti son derece sessiz bir ortamda yapıyor. Böylece çocuk psikolojik olarak travma yaşamamış oluyor. Bu tarz yapılmayan sünnetlerde alta idrar kaçırma, sosyal fobiler, ileride cinsel hayatı etkileyen bir çok problem doğabiliyor. Sünnet nedeniyle cinsel bir korku ortaya çıktığı sıkça görülüyor. Avrupa ve Amerika'da lokal anestezi altında çocuk yaş grubunda hiç bir müdahale yapılmamaktadır. Çocuğun travma yaşamaması için en küçük bir müdahalede bile genel anestezi uygulanıyor. Ayrıca bizim toplumda sünnetle ilgili sık yapılan şakaların da çok kötü psikolojik etkileri olduğu gözlenmiştir."