Hiperaktivite cinsiyet ayrımı yapmıyor

İZMİR (A.A) -Davranış ve hareketlerde aşırılık, dikkat toplamada yetersizlik olarak tanımlanan hiperaktivitenin cinsiyet ayrımı yapmadığı ve görülme oranının kız çocuklarda da yüksek olduğu bildirildi.

Bir toplantı için İzmir'de bulunan Kaliforniya Üniversitesi Irvine Çocuk Gelişim Merkezi Direktörü Prof. Dr. James Swanson, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hiperaktivitenin kız çocuklarında da görülme oranının yüksek olduğunu belirterek, bu rahatsızlıkta hem kalıtsal, hem çevresel de faktörlerin etkili olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Swanson, tanının erken konulmasının tedavi sürecini önemli derecede etkilediğine dikkati çekerek, tanı koymada ailenin iyi gözlem yapmasının önemli olduğunu, özellikle kendi yaş grubundaki çocuklarla kıyaslanan çocuğun hareketlerinde hissedilen kontrolsüzlük halinde, hemen bir uzmana başvurulması gerektiğini kaydetti.

Anne ve babaların hiperaktif çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda eğitim alması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Swanson, ilaç tedavisine oranla ailelerin eğitim alarak uygulayacağı davranışsal tedavinin daha çok etkili olacağını söyledi.

Prof. Dr. Swanson, hiperaktifliğin entellektüel bir bozukluk olmadığını ifade ederek, şunları söyledi:

''Bu çocuklar için farklı bir eğitim ya da özel sınıfların oluşturulması gereksiz. Bu, çocuk için iyi bir yöntem değil. Öğretmenler için, aileler için zor, ancak çocuğun normal sınıf ortamında olması kendisi için daha iyidir. Çocuğun kendini normal bir sınıf ortamına uymaya zorlaması, tedavi için olumlu etki yapar.''

Prof. Dr. Swanson, hiperaktif çocukların çok hareketli olabildiği gibi içine kapanık ve sessiz olabileceklerini de kaydetti.

''HANIM HANIMCIK KIZLAR''

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Yetişkin Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yankı Yazgan ise erkek çocuklarda aşırı hareketlilik olarak etkili olan hiperaktivitenin, kız çocuklarında genelde ''hülyalı'' durma, dikkat dağınıklığı ve kopma şeklinde seyrettiğini ifade etti. Prof. Dr. Yazgan, şunları söyledi:

''Hiperaktivite, tepkilerini, davranışlarını kontrol edememe şeklinde gelişir. Hareketlerde aşırılık olabileceği gibi içine kapanma ve kopma şeklinde de gelişebilir. Genelde kızlarda içine kapanma, dikkat eksikliği ve hülyalı tavırlar gözlemliyoruz. Ülkemizde aileler bu durumdaki kızlarına 'hanım hanımcık' diyerek, bunu problem olarak görmüyor ve doktora götürmüyorlar.''

Erken dönemde tedavinin önemli olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Yazgan, ''Bu çocuklar, birçok becerinin, eğitsel kazanımın gerçekleştiği çocukluk dönemini verimli geçirmiyorlar. Kişiliğin inşa edildiği dönem olan çocukluk çağındaki bu hastaların tedavilerinin dikkatlice yürütülmesi gerekiyor'' dedi.

Prof. Dr. Yazgan, hiperaktiflerin tedavi edilmedikleri taktirde zaten verimsiz geçen bir çocukluğun ardından ergenlik ve yetişkinliğe geçiş dönemlerinde farklı eğilimlere yönelebileceklerini söyledi.