Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) tarafından düzenlenen 25. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi, 27 Ekim–1 Kasım 2015 tarihleri arasında Titanic Belek Kongre Merkezi’nde yapıldı. Türkiye'nin en yüksek katılımlı tıp kongrelerinden biri olan kongreyi 2500’ü aşkın katılımcı takip etti.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Yener Temelli kongrede 29 Ekim’de “3. Türkçe Konuşan Ülkeler Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi” ve “7. Ortopedi ve Travmatoloji Hemşireliği Kongresi” de düzenlendiğini ve bilimsel programda, 42 konferans, 77 panel, 7 olgu tartışması, 4 özel oturum, 5 tartışmalı oturum, 4 video konferans oturumu, 331 sayıda sözlü bildiri, 529 poster bildirisi yer aldığını belirtti.
2017 Yılında Avrupa Ortopedi Derneği Başkanı Türkiye’den Olacak
TOTBİD Başkanı Prof.Dr.Sait Ada, ise Almanya’da düzenlenen DKOU 2015 Alman Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi'ne konuk ülke olarak Türkiye’nin büyük bir varlık gösterdiğini Kongre’de Alman ve Türk ortopedistlerin Berlin Deklarasyonu ile bilimsel işbirliği anlaşması yaptıklarını belirterek 2017 yılında Avrupa Ortopedi ve Travmatoloji Derneği EFORT Başkanının Türkiye’den Prof. Dr. Önder Aydıngöz olacağını söyledi.
Prof.Dr.Sait Ada şöyle devam etti:
Asistan Sınavları Avrupa’da Örnek Alınıyor
Eğitim alanındaki hedeflerimize en doğru şekilde ulaşabilmek için derneğimiz bünyesinde 2001 yılında Türk Ortopedi ve Travmatoloji Eğitim Konseyi adı altında (TOTEK) bir konsey kurulmuştur. Türk Ortopedi ve Travmatoloji Eğitim Konseyi (TOTEK) misyon olarak “Türkiye’de Ortopedi ve Travmatoloji’’ alanındaki kişi ve kurumların eğitim ve araştırmaları ile ilgili gerekli desteği vermektedir. Kongrelerden elde edilen gelirlerin büyük kısmını eğitime harcıyoruz. Kadavra kursları düzenliyoruz. Bilgi Pekiştirme bursu, yurt içi ve yurtdışı bursları vererek meslek içi eğitimi arttırıcı faaliyetlerde bulunuyoruz. Ayrıca tüm asistanlarımıza her yıl, aynı anda, aynı saatte Uzmanlık Eğitimi Gelişim Sınavı (UEGS) yapıyoruz. Ortopedi Asistanlarının eğitimlerinde ne düzeyde olduklarını, ortopedinin alt dallarında ne kadar başarılı olduklarını takip ediyoruz. Sınav sonuçlarını sadece asistanlarımızın kendileri ve eğitim sorumluları biliyor. Sınav sonuçlarına göre asistanlar, eksik oldukları konularda kendilerini geliştiriyorlar. İnternet sitemiz üzerinden vaka danışma hatları oluşturduk ve online olarak alt dal gruplarındaki hocalarımızla hastaları için konsültasyon yapabiliyorlar. Eğitimlerle ilgili sitemizde WebCast’lerimiz var. Uzmanlar ve asistanlar kongrelerde konferans ve sunumları web castler üzerinde takip edebiliyorlar. Aynı zamanda yine derneğimiz bünyesinde yer alan Türk Ortopedik Araştırma Konseyi (TOAK), ortopedi ve travmatoloji alanında çalışan hekimlerin bilimsel araştırmaların nasıl projesi yapılması gerektiği ve deneysel modeller hakkında bilgilendirmekte ve kurslar düzenlemektedir. Bunun yanı sıra sağlık hukuku kurulumuz var ve hekimlere karşılaştıkları hukuksal sorunlarla ilgili bu alanda yardımcı olmaktadır.
Kalitesiz ameliyat malzemeleri kullanmak zorunda kalıyoruz
Ortopedi ve Travmatoloji alanında mesleki başarı ve uygulamalar açısından daha iyi durumdayız ama, maalesef bir standardizasyonumuz yok. “A” hastanesinde olan “B” hastanemizde yok. Ameliyathanelerin teknolojik materyallerimizde da bir standardizasyonumuz yok. Yine tıbbi malzemeler bütün hastanelerde aynı şekilde kullanılamayabiliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu giderleri kısmak amaçlı sık sık mevzuat değişikliği yapmaktadır. İhale kanunu ve SGK uygulamaları sonucu ülkemize maalesef kalitesi konusunda çok şüpheli malzemeler girmektedir. Hastaneler ucuz ve en fazla indirim yapanı tercih ettiklerinden, hekimler zorluk yaşamakta ve bu da hasta sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir. Ortopedik malzeme sağlayan firmaların ciddi sorunları var. Döviz değeri çok yükseldiği için firmalar malzeme getirmiyorlar. 2-3 yıl öncesinden birtakım protokoller yapılıyor. Dolar veya avro fiyatı sabitleniyor. Kur arttıkça bu sefer malzeme getiremiyorlar ve tıbbi malzeme bulmak zorlaşıyor. Ayrıca hastaneler indirim istemekte ve ödemeler geç yapıldığı için firmalar zorlanmaktadırlar.
Firmaların ticari anlamda savunulması Derneğimiz görevlerinden değildir ama nitelikli malzeme başarılı ameliyat ve sonuçlar için çok önemlidir. Açıkça söylemek gerekirse, Türkiye ye çok sayıda niteliksiz ortopedi malzemesi girişi gerçekleşiyor. Bu konuda ortopedik malzemeler ruhsatlandırılmıyor. Sadece CE Belgesi almaları yeterli oluyor. CE Belgesi almakta şu anda o kadar zor değil. Bu nedenle hastalarla hekimler karşı karşıya kalmakta ve hastaların ameliyatları ertelenmek zorunda kalmaktadır. TOTBİD olarak bu konuda hekimlerin taleplerini dile getirmekteyiz. Talebimiz Sağlık Bakanlığı tarafından ilaçlar nasıl ruhsatlandırılıyorsa aynı şekilde insana kullanılan bütün malzemelerin de sertlik, güvenlik ve kırılganlık gibi bir takım testlerden geçirilerek ruhsatlandırılmasıdır.
Hekim firma ilişkilerinin de dünyanın her yerinde sorgulanmaktadır. Hekimler ve firmalar bilimsel araştırmalar ve eğitim için işbirliği yapabilirler, ancak bunları her toplantıda bu işbirliğini açıklamak zorunda olmalıdır. Eğer ülkemizde bu ilişkilerden haksız çıkar sağlayan varsa bunu ortaya çıkartacak olanın da yine devlet olduğunu belirtilmelidir. Bu konu kamuoyunda hekimler hakkında farklı algı yaratmak için kullanılmakta ve haksız yere büyük bir çoğunluğu töhmet altında bırakmaktadır.
Dernek olarak tüm bu bürokratik, bilimsel sosyal ve ekonomik sorunların çözülmesinde büyük çaba harcamaktayız.
Nasıl ayakkabı giyilmeli?
Doç. Dr. Önder Kalenderer: Ayaklarımız vücudumuzun ağırlık taşıyan uç noktalarıdır. Ayakkabı seçilirken özellikle ayak yapınıza uygun, hafif, esnek ve ayak bileğinizi kavrayan tipte olanlar seçilmelidir. Ayaklarımızda ayakkabı kaynaklı basit görünen en önemli sorun nasırdır. Tahriş kaynaklı ya da ayak ayakkabı uyumsuzluğu sonucu oluşan bu nasırlar oldukça ağrılıdır ve uyumsuz ayakkabı seçimleriyle artarak devam eder.
Toplumumuzda bayanlar genelde estetik görünüşlü, uç kısımları sivri, oldukça yüksek topuklu ama rahatsız ayakkabıları tercih etmektedirler. Herşeyden önce bu yükseklikteki ayakkabılar kişilerin yürüyüşlerini bozmakta, kişiler öne düşecekmiş gibi yürümektedirler. Bu durumda gereksiz yorulmalara ve diz, kalça ve bel eklemlerinde aşırı yüklenmelere sebep olabilmektedir. Ama topuklu ve ucu sivri ayakkabıların en önemli sorunu ayak baş parmak iç tarafında oluşan kemik çıkıntısı ve parmakların dış tarafa doğru yöneldiği Halluks valgus denilen tıbbi durumdur. Bu hastalıkta genetik yatkınlık en önemli sebep olmakla birlikte yanlı ayakkabı seçimleri de önemli bir neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşlı popülasyonda özellikle şeker hastalarında ayakkabı seçimi çok önemlidir. Zaten dolaşım ve duyu sorunları olan bu hastalarda ayakkabı kaynaklı oluşabilecek yaralar çok ciddi sorunlara ve ayaka-bacak kesmelerinden ölümlere kadar giden yelpazede kötü sonuçlara yol açabilmektedir. Özellikle bu tip hastalarda ayak şekline uyan (özel yapım bile olabilir), yumuşak, esnek ayakkabı veya terlikler seçilmelidir.
