Medimagazin logo

Türkiye’de her yıl 35 bin insan akciğer kanseri tanısı alıyor

Dünyada her yıl yaklaşık 2 milyon kişi akciğer kanseri tanısı alırken 1.8 milyona yakın insan da hayatını kaybediyor. Hem erkek hem de kadınlarda kanser ölümlerinde ilk sırayı akciğer kanseri alıyor.
Türkiye’de her yıl 35 bin insan akciğer kanseri tanısı alıyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türk TORAKS Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Oya İtil, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası nedeniyle açıklama yaptı ve ülkemizdeki vaka sayılarının üzücü şekilde yüksek olduğuna değinerek “Türkiye’de her yıl yaklaşık 35 bin insan akciğer kanseri tanısı alıyor. Ülkemiz, erkeklerde 100 bin kişide 41.7 oranı ile dünyada akciğer kanserinin en çok saptandığı ülkelerden biridir ve akciğer kanserinin en önemli nedeni halen tütün ürünleridir” dedi. 

Hava kirliliği de akciğer kanserinde önemli neden

Son yıllarda gençleri hedef alan tütün endüstrisinin, elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerini daha masum gibi göstererek sunduğunu belirten Prof. Dr. İtil hava kirliliğine de dikkat çekerek şunları söyledi:

“Sigara, puro, pipo gibi son dönemlerde sıkça kullanıldığını gördüğümüz hatta daha genç yaştaki insanların tercih ettiği elektronik sigara olarak bilinen tütün ürünlerinin de bu konuda masum olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca asbest, radon gazı ve hava kirliliği de diğer önemli nedenlerdir. Fakat bazı hastalarda genetik değişikliklerin de rolü olduğunu belirtmemiz gerekiyor.”

Hayatımıza aniden giren ve büyük ölçüde değiştiren Covid-19 pandemisinin akciğer kanseri hastalarında yarattığı olumsuz etkiye de dikkat çeken Prof. Dr. İtil sözlerine şöyle devam etti:

“Son iki yıldır Covid-19 pandemisi en önemli gündemi oluşturmuşken akciğer kanseri hastalarının hem Covid-19 hastalığının doğal seyri hem de karantina ve izolasyon süreçleri yüzünden olumsuz etkilendiğini düşünüyoruz. Bu sürecin akciğer kanseri tanısı olup tedavi alan hastaları Covid-19 hastalığı için riskli grup durumunda bırakması kaçınılmazdı. Farklı bir yönden bu süreçte virüs bulaşması endişesiyle hastaneye başvurmaya çekinip daha geç evrede akciğer tanısı koyulması da hekimlerin endişeleri arasında yer almıştır. Bu nedenle hastalarımıza şikayetleri var ise maske kullanımına ve başka insanlarla olan mesafeye dikkat ederek hastanelerinden randevu almalarını öneriyoruz. Herkese, akciğer kanserinden korunmanın halen en başarılı yolunun tütün ürünü kullanmamak, sigara dumanına maruz kalmamak ve en kısa zamanda sigaradan kurtulmak olduğunu hatırlatmak istiyoruz.”

“Akciğer tarama programları başlatılmalı”

Türk TORAKS Derneği Torasik Onkoloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Sevin Başer Öncel de akciğer kanserine yönelik tarama programlarının ülkemizde başlatılması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Öncel, “Akciğer kanseri tarama programlarının hem akciğer kanserini erken evrede yakalamak hem de bu konuda farkındalık yaratarak tütün ürünlerinin kullanımında azalmaya sebep olması bekleniyor. Dünyada birçok ülkede akciğer kanseri tarama programları uygulamaya koyulmuş ya da bu amaçla pilot çalışmalar yapılıyor. Ülkemizde tütün ürünlerinin kullanım düzeyinin yüksek olması ve akciğer kanseri vakalarında görülen yüksek oranlar nedeni ile bu konuda farkındalığın artması gerektiğini ve akciğer kanseri tarama programları için pilot çalışmaların başlatılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Yeni tedaviler neler?

Prof. Dr. Öncel, akciğer kanserinde son yıllarda çok fazla söz edilen, yeni tedavi yöntemleri hakkında da bilgiler verdi ve sözlerini şöyle noktaladı:

“Günümüzde ileri evre akciğer kanserinde hedefe yönelik tedaviler ve immunoterapilerin sağ kalım süresini uzattığını gözlemliyoruz. İleri evre hastaların tedavisinde temel yaklaşım kemoterapi ve radyoterapi iken günümüzde kanserli dokularda genetik değişikliklerin araştırılması sonucunda kansere neden olan mutasyonu hedefleyen ilaçlar geliştirilmiştir. Akciğer kanserinin farklı alt gruplarında mutasyonlara yönelik akıllı ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Bu tedavilerden beklenen, bu ilaçların tercihli olarak kanserli hücreleri öldürmeleri ancak normal hücrelere görece zarar vermemeleridir. Bu ilaçların ağız yoluyla alınması ve yan etkilerinin de daha az olması avantajlı yönleridir.  İmmunoterapi ise bağışıklık sistemi üzerine etki gösteren bir tedavi yöntemidir. İmmunoterapide amaç kanser hücrelerinin üzerinde bulunan tanımlayıcı özelliklerin bağışıklık sistemi tarafından tanınmasını ve yok edilmek üzere harekete geçirilmesini sağlamaktır. İleri evre, kemoterapiye dirençli olan akciğer kanserli hastalarda immunoterapi günümüzde umut veren bir tedavi yöntemidir.”

akciger kanseri
türk toraks derneği
prof. dr. oya i̇til
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir