Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi bünyesinde kurulan Sözleşmeli Personel Platformu, ilk olarak dokuz başlık altında topladığı sorunların çözümü için girişimlerde bulunmaya devam ediyor. Platformun çalışmaları doğrultusunda Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi, çok sayıda sözleşmeli personeli mağdur eden eş durumu tayinleri konusunu Danıştay nezdinde açtığı davayla yargıya taşıdı.
Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi, planlı çalışması ve kararlı mücadelesiyle sağlık-sosyal hizmet çalışanlarının umudu olmaya devam ediyor. Son olarak, bir çok çalışanı mağdur eden, ailelerin parçalanmasına sebep olan eş durumu tayinlerini engelleyen hizmet sözleşmesinin 10. maddesi için açılan dava 4/B’li personel tarafından da memnuniyetle karşılandı.
31 Ocak 2007 tarihinde açılan davada özetle şu hususlar yer aldı: Kamu görevlisi kapsamı içinde yer alan sözleşmeli personellerin tayin hakkı bakımından diğer personellerden farklı bir uygulamaya tabi tutulmasının Anayasanın 10. maddesindeki kanun önünde eşitlik ilkesine ve 41. maddesinde yer alan Aile bütünlüğünün korunması ilkesine aykırılık teşkil ettiği, 657 sayılı DMK’nun 4/b maddesinde ve Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 20. maddesinde eş durumu nedeni ile tayin hakkını engelleyen bir hükmün bulunmadığı ve Milli Eğitim Bakanlığında aynı statüde istihdam edilen sözleşmeli öğretmenlerin eş durumu tayin hakkının emsal alınması gerekçeleri doğrultusunda eş durumu nedeni ile tayin hakkını engelleyen hizmet sözleşmesi’nin 10. maddesinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali istendi.
Ayrıca, Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi olarak açtığımız davanın dışında bireysel olarak dava açmak isteyen sözleşmeli personeller aşağıda yer alan dilekçe örneği ile kurumlarına müracaat edebilecek.. Kurumlarından 60 gün içinde cevap gelmemesi ya da red cevabı verilmesi halinde dava açabilecekler. Konuyla ilgili dava dilekçesi hazırlanarak önümüzdeki günlerde sitemizde yayınlanacak.
‘AİLE MEFHUMUNU HİÇE SAYARAK SAĞLIK POLİTİKASI GELİŞTİRİLEMEZ’
Konu ile ilgili bir değerlendirme yapan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci şöyle konuştu: Sağlık Bakanlığının personel politikaları üzülerek ifade ediyorum ki çalışanlar arasında iş barışının bozulmasına, ekip anlayışının zedelenmesine sebep oluyor ve daha etkin, nitelikli sağlık hizmeti sunulmasına engel oluyor. Sözleşmeli personel istihdam ederek güya personel açığını kapatacağını söyleyen bakanlık, ‘Sağlık personelini istediğimiz yere gönderemiyoruz. Gönderdiğimiz yerde kalmak istemeyen sağlık personeli istediği yere gitmek için siyasileri devreye sokuyor’ şeklindeki gerekçelerle çalışanların kanuni haklarını elinden alarak mağdur etmektedir. Aileleri parçalamaktadır. Aile mefhumunu hiçe sayarak sağlık politikası geliştirilemez. Eğer sağlık hizmetlerinde dengeli personel dağılımı amaçlanıyor ve personel açığının bu şekilde kapatılması hedefleniyor ise o halde rotasyon veya zorunlu hizmet uygulamasını bütün personele uygulasınlar.
DAVA KAZANILIRSA 4924’LER İÇİN DE EMSAL OLACAK
Genel Başkan Önder Kahveci davanın kazanılması durumunda 4924 sayılı Kanun’a göre istihdam edilen sözleşmeli personel için de emsal teşkil edeceğini söyledi. Kahveci ayrıca bireysel olarak dava açmak isteyen sözleşmeli personellere de Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi olarak her türlü hukuki desteği sağlayacaklarını kaydetti.
STATÜ FARKLILIĞININ GİDERİLMESİ İÇİN DE DAVA AÇILACAK
Kahveci değerlendirmesinde aynı unvan ve branşta görev yapan personeller arasında statü farklılığının giderilmesi ve sözleşmeli personellerin kadroya geçirilmesi hususunda çalışmalarının devam ettiğini söyleyerek önümüzdeki günlerde bu konuda da dava açacaklarının müjdesini verdi
SÖZLEŞMELİ PERSONEL PLATFORMU DAHA ÖNCE NELER YAPMIŞTI?
Türk Sağlık-Sen, Sözleşmeli personel platformunun çalışmaları doğrultusunda; becayiş hakkının tanınması, Vatani hizmetin ve doğum izninin bitiminde göreve başlayabilme imkanının tanınması, Sözleşmelerin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması, Aynı unvan ve branşla ilgili yüksek okul intibakının yapılması ve Sosyal haklardan yararlandırılması hususunda yasal düzenleme yapılması için Sağlık Bakanlığına başvuruda bulunmuştu. Ayrıca, İş güvencesini ihlal eden hükümler ve sözleşme maddeleri arasında yer alan damga vergisi kesintisi uygulamasına karşı da Danıştay nezdinde dava açılmıştı.
BİREYSEL OLARAK KURUMLARINA BAŞVURACAKLAR İÇİN DİLEKÇE ÖRNEĞİ
EŞ DURUMU NEDENİ İLE TAYİN TALEBİ HAKKINDA KURUMA BAŞVURU DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
……………………BAŞHEKİMLİK MAKAMINA
…………..
Halen kurumunuz bünyesinde 657 sayılı DMK’nun 4/B maddesi hükmü çerçevesinde …………..olarak görev yapmaktayım.
Bilindiği gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 72. maddesinin 2. fıkrasında:"Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda, aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşin de isteği halinde ataması, atanmaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74. ve 76. maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır." hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 20. maddesinde Bakanlık Merkez Teşkilatı personeli hariç sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfına dahil personelin eş durumu tayin hakkından faydalanabilmesinin usul ve esasları düzenlenmiştir.
Bu itibarla, 657 sayılı DMK’nun 72. maddesinin 2.fıkrası ve Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 20. maddesi hükümleri kapsamı dahilinde bulunduğumdan Anayasamızın 41.maddesinde belirtilen ailenin korunması ilkesi ile Anayasamızı 10. maddesindeki kanun önünde eşitlik ilkesi doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan sözleşmeli öğretmenler emsal alınarak eşimin görev yaptığı …….iline eş durumundan naklen atamamın yapılması hususunda gereğini önemle arz ederim…/…/2007
ADRES: AD/SOYAD
İMZA
DANIŞTAY'A AÇILAN DAVA'NIN DİLEKÇESİ
DANIŞTAY İLGİLİ DAİRESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
Yürütmenin Durdurulması Taleplidir.
DAVACI : Türk Sağlık –Sen [Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kolu Kamu Görevlileri Sendikası] Dr. Mediha Eldem sok. No: 85 6640 Kocatepe / ANKARA
VEKİLİ : Av. Murat BAHADIR
Dr. Mediha Eldem sok. No: 85 6640 Kocatepe / ANKARA
DAVALI : Sağlık Bakanlığı/ANKARA
DAVA KONUSU : “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personellerin tayin hakkını ortadan kaldıran 10.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “İlgili herhangi bir sebeple, sözleşme yaptığı kurum dışında görev yapma talebinde bulunamaz” hükmünün öncelikle ve ivedilikle yürütmesinin durdurularak iptaline karar verilmesi talebimizin sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
1-) Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kolu Kamu Görevlileri Sendikası, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikası Kanununun 19. maddesinin ‘ f ‘bendi uyarınca; “ Üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak hakkına sahiptir.”Ayrıca Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, 18.06.2006 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2005/1 E. ve 2006/1 K. Sayılı kararıyla 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 19'uncu maddesinin (f) bendi uyarınca kamu görevlileri sendikaları ve üst kuruluşlarının üyeleri hakkında tesis edilen bireysel (subjektif) işlemlere karşı üyelerini temsilen dava açma ve bu nedenle açılan davalarda taraf olma hakkının bulunduğu yönünde hüküm tesis etmiştir.
2-) Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 10.maddesinin 1.fıkrasında:“İlgili herhangi bir sebeple, sözleşme yaptığı kurum dışında görev yapma talebinde bulunamaz” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine tabi olarak görev yapan üyelerimizin tayin hakkını ortadan kaldırdığından hukuka ve hakkaniyete aykırı olan ilgili hükmün iptali amacıyla işbu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.
3-) Bilindiği gibi, kamu hizmetleri, memurlar ve diğer kamu görevlileri eli ile yürütülmektedir. Anayasamızın 128. maddesine göre; Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekte oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “İstihdam Şekilleri” başlığını taşıyan 4. maddesinde ise; kamu hizmetlerinin; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli sağlık personeli, kamu görevlisi olduğu halde devletin üstün otoritesi ile belli bir yere tayin edilmekte veya ataması yapılmakta, ancak söz konusu sözleşmeli personel hizmet sözleşmelerinin 10.maddesinde yer alan hükümden dolayı tayin hakkından faydalanamamaktadır. Adeta, söz konusu sözleşmeli personel, tayin ve nakil prosedürü kapsamından çıkartılarak Anayasanın 18. maddesinde yasaklanan; zorla çalıştırma yasağına tabi tutulmaktadır. Böylece, “Ya bulunduğunuz yerde eşinizden ayrı olarak çalışırsınız ya da istifa eder yanına gidersiniz” mantığına kurban edilmektedirler. Kimlerin hangi şartlarda zorla çalışmaya tabi tutulacağı, Anayasamızın 18. maddesine göre ancak kanunla düzenlenebilecekken, hizmet sözleşmelerinin 10.maddesinde yer alan dava konusu ettiğimiz hükümle söz konusu sözleşmeli personel, belli bir yerde zorla çalışmaya tabi tutulmak istenmekte veya önlerine istifa tercihi konulmaktadır.
Bu itibarla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli sağlık personellerinin tayin hakkından faydalandırılmaması, devletin istikrarlığı ilkesine aykırı olduğu gibi hukuka ve hakkaniyete de aykırıdır.Bu bakımdan, “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 10.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “İlgili herhangi bir sebeple, sözleşme yaptığı kurum dışında görev yapma talebinde bulunamaz” hükmünün iptali gerekmektedir.
4-) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 72. maddesinin 2. fıkrasında:"Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda, aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşin de isteği halinde ataması, atanmaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74. ve 76. maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır." hükmü yer almaktadır.
Bu hükümle, Anayasamızın “Ailenin Korunması” başlığını taşıyan 41.maddesindeki:” Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.” Hükmüne paralel olarak, ailenin parçalanmaktan kurtarılması, bireylerinin bir arada tutulması suretiyle ailenin huzur ve mutluluğunun devam ettirilmesi ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde kamu hizmetlerini verimli, etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmeleri için gerekli ortamın sağlanması amaçlanmaktadır.
Anayasamızın ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun bahis mevzu edilen düzenlemelerine göre, aynı kurumda çalışan eşlerden birinin hizmetin başka bir yere naklini gerekli kılması halinde, diğer eşin de isteği var ise coğrafi bakımdan aynı veya aile bütünlüğünün bozulmasına yol açmayacak kadar yakın bir yere; eşlerin ayrı kurumlarda çalışmaları halinde ise diğer eşin çalıştığı kurumla gerekli koordinasyon sağlanmak suretiyle bu eşin de isteği halinde, aynı veya yakın yere naklinin yapılması idare için bir yükümlülüktür.
Ancak, bir kamu görevlisinin, kamu hizmetinin ve “Aile bütünlüğünün korunması” ilkesinin gerekli kılmasına karşın, sözleşmeli statüde istihdam edildiği gerekçesiyle, başka bir yere özellikle de eşinin yanına tayin edilemeyeceği gibi bir anlayış; idarenin bütün işlem ve eylemlerinin ortak hedefi olan kamu yararını sağlamak amacının gerçekleştirilmesini kişilerin sübjektif karar ve tutumlarına bağlı kılmak sonucunu doğurur ki; hukuken benimsenmesi mümkün değildir.Bu itibarla, “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 10.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “İlgili herhangi bir sebeple, sözleşme yaptığı kurum dışında görev yapma talebinde bulunamaz” hükmünün iptali gerekmektedir.
5-) Aynı eğitimi almış 4/B’ye tabi sözleşmeli sağlık personelinin aynı kurumda çalışan ve aynı işi yapan kadrolu personeller ile arasında özlük hakları yönünden (tayin hakkı, sosyal güvence, iş güvencesi vs.) bakımından farklılıklar bulunması Anayasamızın “Kanun Önünde Eşitlik” başlığını taşıyan 10.maddesindeki:” Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” Hükmüne aykırılık teşkil etmektedir. Çalışma ve Meslek Bakımından Ayrımcılığa İlişkin 111 nolu uluslar arası sözleşmenin 1. maddesinde ise; “Bu sözleşme bakımından Ayrımcılık terimi; ulusal ya da toplumsal köken üzerinde yapılan ve çalışma ve meslek bakımından fırsat ve davranış eşitliğini ortadan kaldıran ya da zedeleyen herhangi bir ayırım, dışlama ya da yeğlemeyi içerir”.hükmü yer almaktadır.
Yukarıda bahis mevzu ettiğimiz Anayasa ve uluslar arası sözleşme hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli sağlık personellerinin tayin hakkından faydalanmamasının her türlü hukuki-vicdani ve mantıki temelden uzak bir uygulama olduğu açıkça görülecektir. Ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli öğretmenler, eş durumu tayin hakkından faydalanmaktadırlar.Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı gibi statü bakımından ayniyet arz eden iki kurum arasında aynı konuda böylesine farklı uygulamaların olması gerçekten düşündürücüdür.Ancak, Sağlık Bakanlığı söz konusu sözleşmeli sağlık personellerine eş durumu nedeniyle tayin hakkı vermemekle daha etkin bir sağlık hizmeti sunmayı amaçlıyor ise bunun yolu söz konusu personele eş durumu tayin hakkı vermemek değildir.Zira zorunlu hizmet uygulaması ve rotasyon sistemi ile de bu amaç rahatlıkla gerçekleştirilebilir.
Tabii ki, bu farklı uygulamadan dolayı en çok mağdur olan kesim ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli sağlık personelleridir. Çok zor şartlarda vatandaşa sağlık hizmeti vermeye çalışan söz konusu personel, tayin hakkı bulunmadığından dolayı aylarca, yıllarca eşinden, çocuğundan kısacası ailesinden ayrı kalmaktadır.Bu durum elbette ki, aile içi huzursuzluklara da sebebiyet vermekte hatta bu yüzden boşanma olayları dahi vukuu bulmaktadır. Neticede, söz konusu personel huzursuzluk ve psikolojik çöküş yaşamakta ve bu da hizmet kalitesinin düşmesine neden olmaktadır.Bu itibarla, söz konusu personelin mağduriyetinin giderilerek Anayasamızın 49.maddesi çerçevesinde çalışma barışının tesis edilmesi bakımından “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 10.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “İlgili herhangi bir sebeple, sözleşme yaptığı kurum dışında görev yapma talebinde bulunamaz” hükmünün iptali gerekmektedir.
6-) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesinde ve Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin “Eş durumu nedeniyle atama” başlığını taşıyan 20.maddesinde söz konusu sözleşmeli sağlık personellerinin eş durumundan tayin yapmalarını engelleyen bir hüküm bulunmamasına rağmen hizmet sözleşmesine sözleşmeli sağlık personellerinin tayin hakkının bulunmadığı yönünde bir hüküm konulması, hukukun genel ilkelerine ve üst hukuk normlarının bağlayıcılığı ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.Zira, sözleşme hukuki etkisi ve bağlayıcılığı bakımından yönetmelik ve kanuna göre daha alt düzeyde bir hukuk normudur.Ayrıca alt hukuk normlarının geçerliliği de üst hukuk normlarına olan uygunluğu ölçüsündedir.
Bu bakımdan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinde düzenlenmemiş bir hususta düzenleme getirerek sözleşmenin tarafı konumunda bulunan sağlık personellerinin mağduriyetine neden olan “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 10.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “İlgili herhangi bir sebeple, sözleşme yaptığı kurum dışında görev yapma talebinde bulunamaz” hükmünün iptali gerekmektedir.
7-) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli sağlık personellerinin tayin hakkının olmaması, aynı zamanda insan haklarının ihlali anlamına da gelmektedir.Zira, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 16/3. maddesinde: “Aile, toplumun doğal ve temel birimidir ve toplum ve devlet tarafından korunur”. Hükmü yer almaktadır. Uluslar arası Çalışma Örgütü Genel Konferansının 1981 yılında kabul ettiği ve Örgütün, kamu hizmeti görenler açısından da geçerli kabul ettiği; “Aile Sorumlulukları Olan İşçilere Fırsat ve Davranış Eşitliği Sağlanmasına İlişkin 156. nolu Sözleşmenin 3. maddesinde de; “Erkek ve kadın işçiler için etkin fırsat ve davranış eşitliği sağlamak amacıyla her üye ülke, çalışan ya da çalışmaya istekli olan ve aile sorumlulukları bulunan kimselere, ayrımcılık konusu olmaksızın ve olabildiğince işleriyle aile sorumlulukları arasında çatışmaya düşmeksizin bu hakları kullanma olanağı tanımayı, ulusal politikasının hedefi sayar.” Hükmü bulunmaktadır.
Ayrıca, Ekonomik Toplumsal ve Kültürel Haklar Uluslar arası Sözleşmesinin 10/1. maddesinde; bu sözleşmeye taraf devletlerin, toplumun doğal ve temel birimi olan aileyi özellikle kuruluşunda ve çocukların bakım ve eğitiminden sorumlu olduğu durumda en geniş olanaklı koruma ve yardım sağlamayı kabul edeceği düzenlenerek hüküm altına alınmıştır. Yine Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslar arası Sözleşmesinin 23/1. maddesinde:“ Aile, toplumun doğal ve temel birimidir. Ailenin, toplum ve devlet tarafından korunma hakkı vardır.”hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü gibi, ülkemizin kabul ettiği uluslar arası sözleşmelerde özellikle ailenin korunması, çalışma ve meslek ayrımcılığının önlenmesi, ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkelerine riayet edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.Bu bakımdan, söz konusu uluslar arası sözleşmelere aykırılık teşkil eden “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 10.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “İlgili herhangi bir sebeple, sözleşme yaptığı kurum dışında görev yapma talebinde bulunamaz” hükmünün iptali gerekmektedir.
8-) Malumları olduğu üzere, 2577 sayılı Kanunu’nun 27. maddesinin 2.fıkrası gereğince “İlgili işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğacağı ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartları birlikte gerçekleştiği” taktirde ilgili işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilir. Davamıza konu hizmet sözleşmesinin ilgili hükmü de sebep ve maksat unsurları yönünden açıkça hukuka aykırı olduğundan söz konusu hizmet sözleşmesine istinaden istihdam edilen sözleşmeli sağlık personeli bakımından telafisi güç veya imkansız zararların doğacağı aşikar olduğundan mezkur işlemin yürütmesinin durdurulması gerekmektedir.
HUKUKİ SEBEPLER : Anayasa, 657 sayılı DMK, 4688 sayılı Kanun, 2577 sayılı İYUK, Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliği ve sair mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesi ve her türlü yasal delil.
NETİCE VE TALEP : Gerek yukarıda arz ve izah olunan ve gerekse resen gözetilecek nedenlerle;
1-) Davaya konu “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesi”nin 10.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “İlgili herhangi bir sebeple, sözleşme yaptığı kurum dışında görev yapma talebinde bulunamaz” hükmünün öncelikle ve ivedilikle yürütmesinin durdurulmasına ve müteakiben İPTALİNE,
2-) Muhakeme masrafları ile ücreti vekaletin davalı idare aleyhine hükmedilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 31.01.2007
DAVACI VEKİLİ
Av.Murat BAHADIR