Yıllarca “ Türkiye ’de kadınlar çarşaflı mı geziyor?” diye soran Batılı dostlara “Biz aslında sizden bile ilerideyiz. Siz kürtaj hakkı için sokakta slogan atarken, biz bunun bir hak olduğunu kabul etmiştik” cevabı artık tarih olmak üzere. Malum, hükümet Türkiye ’de gündemi meşgul eden bu kadar konu varken bir yolunu buldu ve kürtajı yasaklama konusunu gündeme getirdi. En ‘medeni’ ülkelerde bile bu kadar tartışılan kürtaj hakkı, giderek daha fazla şiddete maruz kalan Türkiyeli kadınlara fazla görülmüş olacak ki, hükümet üyeleri art arda yaptıkları açıklamalarla 1984’ten beri yasal olan kürtajı ‘cinayet’ olarak niteledi. Tartışma günlerdir gazete sayfalarını ve sosyal paylaşım sitelerini aşarak sokağa taştı. Kadınlar kürtaj hakkını kaybetmemek için mücadeleye başladı.
Bilim insanlarına göre, kürtaj kadınların kendi tercih ettikleri gibi ve sağlıklı bir yaşam sürebilmelerine yönelik temel bir insan hakkı. Ancak bu konu hiçbir zaman dini, kültürel ve toplumsal görüşlerden ve önyargılardan bağımsız olamadı. Kürtaj dünyanın neredeyse her ülkesinde tartışmalı bir konu, hatta bazılarında tabu. Tartışma kaçınılmaz, sonuçta kürtaj bir canlının hayatının sona erdirilmesi demek. Ancak istatistikler çarpıcı. BM’ye göre dünyada istenmeyen doğumlar tüm doğumların üçte birinden fazla. Tecavüz ve sağlık sorunları gibi kürtajın meşruiyetinin tartışılmasını anlamsız kılacak başlıklar bir yana, birçok ülkede yaşanan yoksulluğu, yetersiz kaynakları ve savaşları düşününce en az 3 çocuk sahibi olmak o kadar kolay değil. Sonuçta birçok örnekte kadının karnında taşıdığı bebekten vazgeçmek istemesinde, kişisel tercihlerin ötesinde büyük zorlukların ve acıların da izi var.
Kürtaj yasağı da cinayet
Araştırmalara göre, dünyada her yıl kürtaj olan 44 milyon kadının yarısı yasaklar nedeniyle yasadışı yöntemlere başvurmak zorunda. Yasaklar sağlıksız koşullarda kürtajın yaygınlaşması riskini beraberinde getiriyor. Mesela Güney Afrika yasağı kısmen hafiflettikten sonra kürtaja bağlı ölümlerde yüzde 91’lik bir düşüş yaşandı. 2009’da yapılan bir araştırmaya göre dünyada her yıl yapılan kürtaj operasyonlarının yarısından fazlası sağlıksız ortamlarda gerçekleşiyor. Bu yılda en az 68 bin kadının ölmesi demek.
Son araştırmaların sonuçları dikkat çekici: BM üyesi 193 ülkeden 68’inde kürtaj yasak. Bu ülkelerin çoğu Orta ve Güney Amerika ile Afrika ve Güneydoğu Asya’da bulunuyor. Brezilya, Meksika, İran, Suriye ve Endonezya ’nın da bulunduğu bu ülkelerde kürtaj sadece sınırlı durumlarda yapılabiliyor. Kürtaj yasal olduğu 73 ülkede ise çeşitli koşullara bağlı. İstatistikler, dünyada yasak ve sınırlamaların kürtaj oranını azaltmadığını da gösteriyor. Örneğin 2008 verilerine göre, ülkelerin çoğunda kürtajın yasak olduğu Afrika’da kürtaj oranı binde 29, Latin Amerika’da ise yüzde 32. Bu oran, kürtajın yasal olduğu Avrupa ülkelerinde ise binde 12.
Katolik inancının güçlü olduğu Avrupa ülkelerinde kürtaj hakkı tartışma konusu olmaya devam ediyor. İrlanda’da sadece annenin hayatının tehlikede olması halinde kürtaja izin var, Malta’da ise tamamen yasak. Kürtajın yasal olduğu ülkelerde halk yıllar süren mücadeleler sonucu kısa süre önce bu hakkı elde etti. Örneğin Portekiz’de 2007’de yapılan referandumda halkın yüzde 59’unun onayıyla kürtaj suç olmaktan çıktı. Diğer Avrupa ülkelerinde en fazla 14 haftaya her kadının isteğe bağlı olarak kürtaj olma hakkı var. ama tartışmalar sürüyor. Örneğin bu konuda en liberal yasalara sahip ülkelerden Fransa’da giderek yükselen aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen, kürtajın sınırlandırılmasından yana. Vatikan’ın etkisiyle koyu Katoliklerin yoğun olduğu İtalya’da yasak 1978’de kaldırılsa da hâlâ birçok doktor günah olduğu gerekçesiyle kürtaj yapmayı reddediyor.
ABD seçimlerinin kilit gündemi
ABD ’de kürtaj, kasımda yapılacak başkanlık seçimlerinin de en tartışmalı başlıklarından biri. Başkan Barack Obama’nın Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney bir Mormon. Mormon inancına göre kürtaj tamamen yasak. Gallup’un geçen günlerde yayımlanan son anketine göre de, ülkede kürtaj karşıtlığı artıyor. ABD ’de, kürtaj yanlılarının (prochoice) oranı yüzde 41, kürtaj karşıtlarının (pro-life) oranı ise yüzde 50. Ülkede kürtaj, üçüncü kez hamile kalan bekâr bir kadının Teksas eyaletinin kürtaj yasağına karşı başlattığı mücadele sonucu 40 yıl önce yasallaştı. ‘Roe v Wade’ ismiyle tarihe geçen davada Yüksek Mahkeme, kürtajın yasallaştırılmasına karar verdi. Yine de birçok eyalette kürtaj hakkı belirli koşullara bağlı.