Sağlık Bakanlığının ev hemodiyalizi hizmeti, haftanın büyük bölümünü hastane geçirmek zorunda kalan böbrek hastalarına hem konfor hem zamandan tasarruf sağlıyor.
Evde hemodiyaliz uygulaması özellikle yatağa bağımlı hastalar ile kanser hastaları, nörolojik rahatsızlıkları bulunan, küçük çocukları olan ya da hastaneye uzak mesafede oturanların da hayatını kolaylaştırıyor.
Bu kapsamda Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen teorik, uygulamalı ve simülasyon eğitimlerini tamamlayan böbrek hastaları, evlerinde de hemodiyalize girebiliyor.
Bazıları haftanın 4, bazıları ise 3 gününü hastanede geçirmek zorunda kalan hastalar, evlerine kurdurdukları ünitelerde istediği saatte istediği sürede diyaliz alabiliyor.
Diyaliz alırken herhangi bir sorun yaşandığında gece veya gündüz her saat nöbetçi hemşireyi arayarak destek alınabiliyor. Hemodiyaliz ekipleri, hastaları evlerinde rutin ziyaret ederek, kontrollerini de sağlıyor.
"Daha özgürlükçü bir uygulama"
İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Behzat Özkan, AA muhabirine, Antalya'da 600 civarında hastanın diyalize girdiğini, bunlardan 10'unun evinde hemodiyaliz aldığını söyledi.
Hastanın evinde diyalize girerek daha özgür hissettiğini belirten Özkan, şöyle konuştu:
"Çok iyi ekibimiz var. Evde diyaliz için hastanın istekli olması, üç aylık eğitimi tamamlaması gerekiyor. Evinde gerekli altyapı sağlandıktan sonra uygulamaya geçebilir. Çok daha konforlu, hijyeni daha iyi sağlayan, hastaneye bağlı olmadan daha özgürlükçü bir uygulama. Bunun sayısını artırmak istiyoruz. Evinde diyalize giriyor ama ekibimizi gece gündüz her saatte görüntülü arayabiliyor. Hastanede 3-4 saatlik diyaliz seansı oluyor ancak evinde 7-8 saat diyalizde kalabiliyor. Bu kandaki toksik moleküllerin daha iyi temizlenmesini sağlıyor, daha dinç olmasını sağlıyor."
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Orhan Aras da güçlü kadrosuyla öncü sağlık kuruluşlarından olduklarını, evde diyaliz hizmetiyle hastaların özgürlüklerini geri kazandığını kaydetti.
"Diyaliz sonrasında daha dinç hissediyorum"
Kepez ilçesinde 1,5 yıldır evinde hemodiyaliz alan Ahmet Cengiz de 25 yıldır Tip1 diyabet olduğunu, 5 yıldır da böbrek yetmezliği çektiğini anlattı.
Annesinden 3,5 yıl önce böbrek nakli yapıldığını, nakilden 28 gün sonra enfeksiyon sonucu böbreğin iflas ettiğini dile getiren Cengiz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tekrar diyalize girmeye başladım. Tip1 diyabet olduğumdan haftanın 4 günü hastaneye gidiyordum. Çok zor oluyordu. Hastanede üç ay kadar eğitim aldım. Sonra Sağlık Bakanlığının anlaşmalı olduğu firmalar, evime hemodiyaliz cihazlarını, bunun için su ve elektrik sistemini kurdu. Tüm tıbbi malzemeleri de Bakanlık sağlıyor. Bana hiçbir maddi külfeti olmadı. Ev konforunda diyalize girmek ayrıcalık. Düğün, cenaze, toplantı olduğunda diyalizi istediğim saate erteliyorum."
Diyaliz süresini uzun tuttuğunda kanın daha iyi temizlendiğini vurgulayan Cengiz, "Diyaliz sonrasında daha dinç hissediyorum. Gece uyurken de diyalize girebilmek büyük konfor. Diyalizdeyken kitabımı okuyorum, televizyon izliyorum, sosyal medyaya bakıyorum." ifadelerini kullandı.
Cengiz, cihaz kullanmak zorunda kalan tüm engelliler için elektrikte de indirim olması gerektiğini sözlerine ekledi.
"Gözüm arkada kalmıyor"
Annesi Gülnaz Cengiz ise oğlu hastaneden eve gelinceye kadar yolunu gözlediğini belirterek, "Hastaneye gittiğinde aklım onda kalıyordu, artık gözüm arkada kalmıyor. Evde sürekli yanındayım, çok rahat." dedi.
Evde hemodiyaliz alanlardan Alev Gülveren ise kırsalda oturduğunu, hastaneye üç otobüs değiştirerek geldiğini, dönüşte de aynı sorunu yaşadığını söyledi.
Haftanın büyük bölümünü yolda geçirdiğini belirten Gülveren, "Evliyim, 3 çocuğum var. Gündüz çocuklarımla ilgileniyorum, akşam diyalize giriyorum." diye konuştu.
Ahmet Altınok da eşiyle sohbet ederek ev rahatlığında diyalize girdiğini ifade etti.