Medimagazin logo

Bakan Müezzinoğlu: 'Bütçenin 5'te 1'i diyabet hastalarına harcanıyor'

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de diyabete ayrılan bütçeyle ilgili, “Bütçenin 5’te 1’i diyabet hastalarına harcanıyor” dedi.
Bakan Müezzinoğlu: 'Bütçenin 5'te 1'i diyabet hastalarına harcanıyor'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesinin tanıtım toplantısında katıldı. Toplantıda konuşmacılar tarafından diyabetli hastalarının yaşamlarının kalitesinin arttırılması konularına ilişkin açıklamalar yapıldı. Sağlık Bakanlığı öncülüğünde gerçekleştirilen projenin paydaşları arasında, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, İstanbul Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü, Gaziantep İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ve AstraZeneca bulunuyor. Proje’nin pilot şehri olarak Gaziantep seçilirken, proje kapsamında diyabetli hastalara eğitimden, yaşam kalitelerinin yükseltilmesine kadar bir çok konu işlenecek.
Projenin açılış konuşmasını yapan Bakan Müezzinoğlu, diyabet hastalığının günlük yaşamı olumsuz etkilediğine değinerek, “Gerek bugün kronik hastalık yükü anlamında insanlarımızı kaybettiğimiz hastalık nedenleri başında gelen hastalıkların yüzde 60’ının bu nedenle kaybediyoruz. Yüzde 60’ını kronik hastalık nedeniyle kaybettiğimiz bu yükün en önemli nedenleri de bu saydığımız 3 ve ya 4 başlıktır. Bu kronik hastalık yükünün en önemli ve yaşam kalitesini en çok olumsuz etkileyen hastalık ise diyabettir. O zaman diyabeti iyi bilmek, iyi tanımak ve onunla birlikte iyi bir yaşam sürebilmek gerekir. Sağlıklı yaşamı yönetmekte yaptığımız hataları yapmamalıyız. Diyabet ile birlikte sağlıklı ve kaliteli yaşamın gereklerini yapmalıyız” dedi.


“BÜTÇENİN 5’TE 1’İ DİYABET HASTALARINA HARCANIYOR”
Sağlık için finanse edilen bütçenin asgari 5’te 1’inin diyabetik hastalar için harcandığını ifade eden Müezzinoğlu, “Ama asgari söylediğimizde bütçemizin 5'te 1’ini buraya harcıyoruz. Komplikasyonlara ise harcanan bu paranın 4’te 3’ünü harcıyoruz. Peki komplikasyonlarda harcadığımız para mı önemli, yoksa komplikasyona muhatap olmuş hastanın yaşam kalitesinin olumsuzluğu mu önemli olan. Geçtiğimiz pazartesi günü Bakanlar Kurulunda bununla ilgili sunumu yaptığımızda hükümetimizden ve Başbakanımızdan da desteği aldık.
İnşallah önümdeki süreçte bu alan Türkiye’nin öncelikli yönetmesi gereken alanların başında olacak. Çünkü biz kronik hastalık yüküne karşı hem bu yükün ön tedbirlerini hem de kronik hastalık grubundaki insanlara yaklaşık tavrımızı, onları eğiten onları bilinçlendiren onları yalnız reçete eden değiliz. Çünkü reçete etmek sorunun yüzde 30’unu çözüyor. Yüzde 70’ini çözemiyor. İşi reçete ederek değil, bilinçlendirerek, eğiterek çözeriz. Eğitimi de hastaya değil hasta yakınına ve çevresi ile olan iletişime, yaşam tarzındaki değişiklikleri ve yalnızca hastaya şunları şunları değişeceksin diyemeyiz” diye konuştu.

 

 

Proje ile Türkiye’de ilk defa hasta yakınları, hastalık yönetimine dahil edilerek bilgilendirilirken, diyabet hastalarının sürekli etkileşim halinde oldukları sağlık profesyonellerinin de eğitimi (eğitici eğitimi) ile diyabette modern hastalık yönetiminin yaygınlaştırılması hedefleniyor. Bu bağlamda; temel olarak diyabette ulusal ölçekte uygulanabilir yaşam biçimi ve sorunlara yaklaşım biçiminde değişiklikler sayesinde hastalar ve hasta yakınları, yanı sıra Uzman Hekimler, Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Elemanlarına kadar uzanan sağlık profesyonellerini kapsayan çok paydaşlı bir hastalık yönetimi modelinin geliştirilmesi hedefleniyor. Gaziantep ilinde yürütülmekte olan pilot çalışma ile projenin ulusal ölçekte en sağlıklı şekilde uygulanabilmesi için tecrübe kazanım süreci yoğun çalışmalar dahilinde devam ediyor.

Son yıllarda yapılan araştırmalar 2035 yılında dünyada 592 milyon, Türkiye’de ise 11,7 milyon diyabet hastası olacağına işaret ediyor. 2010 yılı sonunda saha çalışması tamamlanan TURDEP-II (Türkiye Diyabet Prevalans) çalışmasına göre Türkiye’de 7 milyonun üzerinde diyabetli yaşıyor ve diyabet vakalarının 12 yıllık artış oranı %90’ın üzerinde yer alıyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında diyabet prevalansının en yüksek olduğu ülkeler arasındadır. Ancak TURDEP-II çalışması Türkiye’de toplumun diyabet farkındalığının düşük olduğunu ve bilinen diyabetlilerin en az yarısında iyi metabolik kontrol sağlanamadığını ortaya koyuyor. Bu nedenle diyabet hastalığının doğrudan ve dolaylı maliyetleri yükseliyor, dolayısıyla diyabetin sağlık bütçesindeki hastalık yükü de artıyor.

Basın toplantısında konuşan Prof. Dr. İlhan Satman şunları söyledi:

“Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesinde diyabet adayı riskli bireye ve diyabetliye yaşam kalitesini nasıl arttırabileceği öğretilirken ve bunu nasıl sürdürebileceği ve yaşam biçimi haline getireceğinin de benimsetilmesi hedeflenmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü ve IDF tahminlerine göre 2015 yılı itibarı ile dünya genelinde 420 milyonun üzerinde yetişkinin diyabetli olduğu ve bu sayının 2040 yılında 642 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Türkiye Diyabet Obezite ve Hipertansiyon Prevalans (TURDEP-II) çalışmasındaki rakamlardan yola çıkarak 2016 yılında Türkiye’de 8 milyona yakın yetişkin diyabetli olduğunu söyleyebiliriz. TURDEP-II’yi takiben yapılan çalışmalar, Türkiye’de diyabet prevalansının %15’e yaklaştığını ortaya koymuştur. IDF verilerine göre, Avrupa’da diyabet prevalansı en yüksek olan ülke Türkiye’dir. Nüfus bakımından ise Türkiye diyabetli sayısı en yüksek 3. ülkedir.

TURDEP-II çalışması, Türkiye’de diyabetli her iki bireyden birisinin hastalığının farkında olmadığını göstermiştir. Özellikle 40 yaş altında ve 75 yaş üzerinde diyabet farkındalığı düşüktür.

Bugüne dek yapılan çalışmaların çoğunda diyabetin ilaç/insülin ile tedavisi ve kan şekeri ölçümü üzerinde durulmuştur. Ancak çoğunlukla ilaç ve diagnostik endüstrisi tarafından desteklenen projeler uzun soluklu olamamıştır. Diyabet ile ilgili hemen hemen her koruma ve kontrol çalışmasında, her rehberde diyabette yaşam tarzı değişikliğinden bahsedilirken bunun nasıl olacağı üzerinde yeterince durulmadığı görülmektedir.

“Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesinde ise diyabet adayı riskli bireye ve diyabetliye yaşam kalitesini nasıl arttırabileceğini öğretilirken ve bunu nasıl sürdürebileceği ve yaşam biçimi haline getireceğinin de benimsetilmesi hedeflenmektedir. Bunun için birey ve aileden başlayarak eğiticilerin ve toplumun tüm paydaşlarının sürekli eğitim ile bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Basın toplantısında konuşan Doç. Dr. Haluk Özsarı şunları söyledi:

Hastalık Yönetimi; Sağlık hizmetlerinin ve ilgili iletişimin koordine edildiği ve hastanın kendi bakımını üstlenmesinin önemli olduğu hastalıklar için geliştirilmiş bir sistem olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Haluk Özsarı: ”Diyabetle Kaliteli Yaşam” Projesi tüm tarafların katılımı ile aralarında 360 derecelik iletişimin kurulmasını sağlamak üzere planlanmış ve pilot olarak uygulanmıştır. Hastalık yönetiminin ana ilkesi hem kişinin hem de sistemin hastalığı yöneterek sürdürülebilirliğe ilişkin bir yaşam şekli oluşturmaktır. 

 

AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Dr. Pelin Eriştiren İncesu şöyle dedi:

Ülkemizde Diyabet tedavisinde hastalık yönetiminin geliştirilmesini destekliyoruz!

Diyabetle Kaliteli Yaşam” projesi, Diyabette ulusal ölçekte uygulanabilir yaşam biçimi ve bakış açısı değişikliklerine yol açarak hastalar, hasta yakınları ve sağlık profesyonellerini de kapsayan çok paydaşlı bir hastalık yönetimi modelinin geliştirilmesini desteklemektedir.

 

Diyabet, doğru hastalık yönetimi ile kontrol altına alınabilir!

“AstraZeneca, öncelikli alanlarından biri olan Diyabet tedavisinin, en doğru şekilde yönetilebilmesi için hekimlere yönelik eğitim faaliyetleri yürütmenin yanında toplum bilincinin arttırılmasında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyi amaç edinmiştir.  Türkiye’deki Diyabet hasta sayısı son derece yüksek olsa da, TURDEP-II çalışması ile toplumumuzun Diyabet konusundaki farkındalığının yüksek olmadığı gösterilmiştir.  Dolayısıyla, Diyabette hastalık yönetiminin önemini vurgulamak ve “Diyabetle Kaliteli Yaşam” bilincini yerleştirmek üzerine kurulu olan bu proje, yüksek bir önem arz etmektedir. AstraZeneca olarak, ülkemiz toplum sağlığına artı değer katan böyle bir projenin parçası olduğumuz için son derece gururluyuz. Başta Sayın Bakanımız Dr. Mehmet Müezzinoğlu olmak üzere katkılarından dolayı T.C. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, İstanbul Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü ve Gaziantep İl Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.”

diyabet
butce
saglik bakani
mehmet muezzinoglu
Yorum (1)
ercan
Sayin Bakan, şu bütçenin bir kısmını da Kurumsal Ek ödemesi olmayan Hekim maaşlarına artış için kullansaniz da, binlerce mazlumun AH ını almaktan geri dönüş yapsanız? Bu haksizligi devam ettirmek Allah'tan reva midir?
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir