Lösemi hastası kızının doktorların ihmali nedeniyle öldüğünü iddia ederek dava açan, ardından yetkililerin dikkatini çekmek için çalıştığı servis minibüsünün camlarına "Ulu önder Atatürk ’Beni Türk doktorlarına emanet edin’ demişti. Söylediği bu doktorlar olamaz" şeklinde pankart asan Aydın Çalcı’ya, hakaret davası açıldı.
Hakkında hakaret davası açılan Aydın Çalcı, AA muhabirine, 11 yaşındaki kızı Buse Çalcı’yı, 18 Ağustos 2005 tarihinde, halsizlik ve eklem ağrıları şikayeti üzerine Behçet Uz Çocuk Hastanesine götürdüklerini kaydetti.
"Çocuğunuzun bir şeyi yok. Büyüme çağında böyle şeyler olur" denilerek hastaneden gönderildiğini anlatan Çalcı, "Hafta sonu ağrılarının artması üzerine bu kez semt polikliniğine götürdük. Kızımızın tahlillerinin yapılması gerektiği söylenerek yeniden Behçet Uz Çocuk Hastanesine sevk ettiler. Bu kez hastanede kan tahlilleri yapıldı ve çocuğa lösemi tanısı konularak, hastaneye yatırıldı" dedi.
-DEÜ’YE SEVK ETMEK İSTEMİŞ-
Bu süreçte doktorların, "Buse’nin durumu çok iyi. Hiçbir sorun yok. Erken tanı nedeniyle iyileşeceğini tahmin ediyoruz" şeklinde bilgi verdiğini kaydeden Çalcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuğumuza daha iyi bakılacağı düşüncesiyle Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile temas kurduk. Bize Buse’nin yatağını hazırladıklarını söylediler. Behçet Uz Çocuk Hastanesinin doktorları, çocuğu diğer hastaneye sevk edebileceklerini, ancak prensip olarak bir daha tedaviye kabul edemeyeceklerini ifade ettiler. Durumu kabul ettik, ancak kızımız için Almanya’dan bir ilaç siparişi verildiğini, bu ilaç gelinceye kadar çocuğu bırakamayacaklarını kaydettiler. İlacın parasını ödemeyi ve çocuğu diğer hastaneye götürmeyi önerdim, ancak doktorları ikna edemedim. Bunun üzerine çocuğun tedavisini Behçet Uz’da sürdürmesine karar verdik."
-"ÇÜRÜK DİŞ ÖLÜME NEDEN OLDU"-
Tedavi sırasında minik Buse’nin diş hekimi tarafından yapılan muayenesinde çürüğe rastlandığını ve diş hekiminin 31 Ağustosa randevu verdiğini kaydeden Çalcı, çocuğun randevu gününde diş hekimine götürülmediğini ileri sürerek, şöyle konuştu:
"Bir çürüğün bu kadar önemli olabileceğini bilmiyorduk. Randevu günü çocuk, hastane içindeki diş hekimi randevusuna götürülmedi. İlerleyen günlerde ağzında apse oluştu. Buse’nin kanındaki trombosit oranı iyice düştü. Bunun üzerine diş hekimine götürüldü, ama bu kez trombosit oranı düşük olduğu için diş çekilemedi. Trombosit oranını yükseltmeye yönelik tedavi ihmal edildi. 13 Eylülde de kızımızı kaybettik."
-DAVA-
Aydın Çalcı, kızının ölümünde ihmali bulunduğunu öne sürdüğü 4 doktor ve 1 hemşire için İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir Tabip Odası ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü ve İzmir Tabib Odasının soruşturmalarından beklediği sonucu alamadığını kaydeden Aydın Çalcı, Bölge İdare Mahkemesine dava açtıklarını ve savcılığın ön soruşturma başlattığını bildirdi.
Tazminat davası açacaklarını kaydeden Çalcı, "Ben para derdinde değilim. Tek derdim Buse’nin ölümüne neden olanların, başkalarının çocuklarının ölümüne neden olmamaları için cezalandırılmaları" diye konuştu.
MİNİBÜSTEKİ YAZI
Aydın Çalcı, yetkililerin dikkatini çekmek için minibüsüne, "Behçet Uz Çocuk Hastanesinin kapısında ’Bebek dostu hastane’ yazıyor. Çocuklarımızı şifa bulsun diye Türk doktorlarına emanet ediyoruz. İhmal, tedbirsizlik, ilgisizlik sonucu çocuklarımızı ölüme terk ediyorlar. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ’Beni Türk doktorlarına emanet edin’ demişti. Söylediği bu doktorlar olamaz" şeklinde pankart astığını kaydetti.
Pankart asılı minibüsüyle İl Sağlık Müdürlüğü çevresinde de birkaç kez turladığını belirten Çalcı, şöyle dedi:
"Bir gün karakoldan çağırdılar. Minibüse astığım yazı nedeniyle cezai işlem uygulandı. Ardından Cumhuriyet Savcılığında yazı nedeniyle ifade verdim. Ben yetkililerden ilgi beklerken onlar bana dava açtı." Aydın Çalcı, 5 Şubatta da 7. Sulh Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkacağını ifade etti.
İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
İl Sağlık Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Cengiz Balaban, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Aydın Çalcı’nın kullandığı minibüse astığı pankart nedeniyle İzmir Tabip Odası ve Behçet Uz Çocuk Hastanesinden işlem yapılması için yazılar gönderildiğini kaydetti.
İl Sağlık Müdürlüğünün de İzmir Valiliği kanalıyla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu kaydeden Balaban, şu görüşleri bildirdi:
"Acılı bir baba tepki gösterebilir. Eğer çocuğunun ölümüyle ilgili ihmal bulunduğunu iddia ediyorsa bu konuda Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunarak hakkını arayabilir. Ancak tepkisini ölçüsüzce gösteremez. Behçet Uz Çocuk Hastanesi yüzlerce çocuğu hayata döndürdü. Böyle karalanmayı hak etmiyor."
Milliyet