Esed yaralıların tedavisini yasakladı

Beşar ESAT'a, Esed adı psikolojik harekatla verildi (Esat ismi fazla bizden ya...) Bu nedenle Esed adının geçtiği tüm haberlere kuşku ile bakıp, psikolojik harekatın bir parçası görüyorum. Geçen yıla kadar Esed'i duyan varmı ?

suriye halkını kışkırtıp ayaklandıran batılılar bu konuda türkiye'yi kullanıyor.türkiye tehlikeli bir oyunun içerisinde.türkiye'nin bölgesel güç olma sevdası başına,dolayısıyla başımıza iş açabilir.rusya'nın türkiye'ye olan tepkilerini görmek gerekiyor.kendi iç sorunlarını halletmemiş türkiye batıya mı güveniyor?yoksa bu konularda batılılar türkiye'ye şantaj mı yapıyor?hükümet içeride halledemediği sorunlar yüzünden türk halkı'nın dikkatini dışarıya yöneltmek istiyor da olabilir.olan suriye halkına oluyor.kazanan israil.

Kesinlikle Esed/Esat olayına katılıyorum. Kaddafi de bir günde Gaddafi olmuştu. Osmaniye'de şehit olan 3 subayımızı TRT, 3 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti, diye duyurduğunda yine canım yandı. Katı olan her seyin buharlaşması buymuş.

sayın Dr.R.A (Hekim), hükümeti eleştirmek adına böyle ilgisiz bir mevzuyu - hem de araştırma yapmadan- kullanmanızı yadırgadım. adıgeçen şahıs "tahta geçtiğinde" ismi ilk zamanlarda Başar (Bashar) diye yazılıyordu. öyle ki, şimdi rahmetli olan bir hekim arkadaşım, Dr. Başar'a "bak, senin adaş suriye devlet başkanı oldu" dediğimde, o "hayır, onun adı beşar veya beşşar, ingilizceyi gördüğü gibi yazan değerli basınımız yanlış yazmış" demişti. zamanla başar, beşar'a dönüştü. soyadı da esad idi, esed olduğunun farkına varıldı. (esad, mutlu demektir. saadet, said, mesud gibi kelimelerle aynı köktendir. esed ise arslan demektir. yani, adama esed demekle hakaret etmiyoruz, sadece soyadını olması gerektiği şekilde okuyoruz. (ama, eski zamanda asıl soyadlarının zalim anlamına gelen bir kelime olduğunu, kendi vatandaşları yazmıştı. yani, o toplumun da bir hafızası var ve eski isimler kolay unutulmazlar. şimdilik esed soyadı ile anılıyorlar, tamam, biz de esed diyelim.) bu haberin psikoloji ile, harple ne alakası var? ayrıca haber, insan hakları izleme örgütleri tarafından yazılmıştır. biz hekimler için bu tür kriterler önemlidir. kendisi de bir hekim olan "Uz.Dr.Beşar Esed"in böyle bir şeye müsaade etmesi işin üzücü tarafıdır. nerede kaldı etik, nerede kaldı tıp! sözü biraz uzatıyorum ama, böyle yaygın olarak bilinen yanlış kelimelere edebiyatta "galat-ı meşhur" denir. mesela, gorbaçov'un ismi, batı basınında uzun süre gorbaçev (gorbachev) olarak yazılmıştı. diğer bir örnek, nikita hruşçov halen kruşçef olarak anılır. aynı şekilde zeki yamani de "yaman" biri değildir, sadece yemen kökenlidir ve soyadı da yemeni'dir.:) amacım sen değerli hekim kardeşimi üzmek değildir. hep beraber yorucu bir gün geçirdik, bugün için de emeğinize sağlık kardeş. allah hepimize sabır, yöneticilerimize akıl izan versin. bu arada, yukarıda adını andığım değerli hekim arkadaşım Dr. Ender Başar Özaslan'ı ölümünün 10.yılında saygıyla anıyorum. kendisinin bir agnostizist olduğunu ifade etmesine rağmen, pek çok müslimde olmayan hasletleri taşıyan bir hekimdi. dolayısıyla ben onun Allah indinde makbul bir insan olduğuna inanıyorum ve onu rahmetle anıyorum. son bir not, bu değerli hekim kardeşimi bir kere daha anmama vesile olduğunuz için, siz, sayın Dr.R.A (Hekim)'e teşekkür ederim. saygılarımla

İnsan zalimlikte o kadar ilerleyebilir ki insanlık o noktaya isim bulmakta güçlük çeker. Firavun şeddat bu isimlerden bazılarıdır. Esed asrın firavunluğuna oynuyor. Hem de humanizmin allanıp pullanıp göklere çıkarıldığı bir dönemde. Rahmetli Prof. Dr. Turgut Teberdar hocam Kırımdan Türkiyeye gelmek üzere olduğu dönemlerde bir Rus subayının kendilerine "Unutma her milletin bir Lenini vardır" dediğini söylerdi. Nur içinde yatsın. Günümüzde malesef firavunların geleneklerini devam edenleri gördükçe ne kadar doğru bir vecize olduğunu anlıyorum.