Medimagazin logo

Sepsis vakalarında hızlı müdahale için hekimler arası iş birliği şart

Sepsis Sempozyumu, Klinik Yoğun Bakım Derneği iş birliğiyle Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde düzenlendi. Sempozyumda, sepsiste yüksek ölüm oranlarının en önemli nedenlerinden birinin tedavide geç kalınması olduğu vurgulanırken; yoğun bakım uzmanlarının yanı sıra farklı kliniklerde görev yapan hekimler arasında hızlı müdahale ve iş birliğinin önemine dikkat çekildi.
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Sepsis vakalarında hızlı müdahale için hekimler arası iş birliği şart
Klinik Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN - Sepsis Sempozyumu, Klinik Yoğun Bakım Derneği iş birliğiyle 11 Eylül 2025 tarihinde Ankara Bilkent Şehir Hastanesi ev sahipliğinde düzenlendi.

Sempozyumun açılış konuşmalarını Ankara İl Sağlık Müdürü Ali Niyazi Kurtcebe, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Kliniği İdari Sorumlusu ve Klinik Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Turan ve Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Durdu Mehmet Köş yaptı.

Ankara İl Sağlık Müdürü Ali Niyazi Kurtcebe

Oturum başkanlığını Prof. Dr. H. Levent Yamanel ve Prof. Dr. Sema Turan’ın üstlendiği sempozyumda, Doç. Dr. Gürhan Taşkın “Sepsisin Geleceği: Endotip ve Fenotipler”, Doç. Dr. Esra Yakışık Aktekin “Başlangıç Resüsitasyonu: Hedefler ve Tercihler” ve Doç. Dr. Tuğba Bozkurt Biçer ise “Sepsiste İmmunomodülatör Tedaviler” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.

Her yıl 11 milyon insan sepsisten hayatını kaybediyor

Sempozyum öncesi Türkiye Klinikleri TV’ye konuşan Prof. Dr. Sema Turan, sepsisin vücudun enfeksiyona karşı verdiği abartılı bir konakçı yanıt olduğunu ve bu yanıta bağlı olarak organlarda ciddi hasarlar ortaya çıkabildiğini söyledi.

Prof. Dr. Sema Turan

Sepsisin dünyada her yıl 50 milyona yakın insanı etkilediğini ve yaklaşık 11 milyon kişinin bu nedenle hayatını kaybettiğini ifade eden Prof. Dr. Turan, “Bu yüzden sepsis farkındalığını artırmak için 13 Eylül “Sepsis Farkındalık Günü” olarak ilan edilmiştir. Bu tarihte tüm dünyada ve ülkemizde sempozyumlar, toplantılar yapılmaktadır. Biz de hastane olarak her yıl bu etkinlikleri gerçekleştiriyoruz. Bu yıl da tamamen bilimsel içerikle sepsisi ele aldığımız bir Sepsis Sempozyumu düzenliyoruz.” dedi.

Türkiye’de de ciddi sepsis insidansı mevcut

Türkiye’de sepsis konusunda yapılmış geniş kapsamlı nokta prevalans çalışmalarının bulunmadığını kaydeden Turan, yaklaşık 5 yıl önce bazı hastanelerden elde edilen verilerle bir araştırma yapıldığını, sonuçların ise dünyayla paralel şekilde ülkemizde de ciddi sepsis insidansı ve yüksek ölüm riski olduğunu ortaya koyduğunu aktardı.

Özellikle sağlık çalışanları arasında farkındalığı artırmayı hedeflediklerini söyleyen Turan, “Halk düzeyinde ise enfeksiyon durumunda nasıl davranılması gerektiğini anlatıyoruz. Özellikle ileri yaş, ek hastalığı olan bireyler, çocuklar ve yenidoğanlarda enfeksiyon ciddi sonuçlara yol açabiliyor, ağır şok tablolarına kadar ilerleyebiliyor. Bu nedenle sepsis ele alınması gereken önemli bir hastalıktır. Tedavisi vardır ve erken fark edilip tedavi başlanırsa hayat kurtarıcıdır. Bu yüzden biz sepsis için “erken tanı hayat kurtarır” diyoruz.” ifadelerini kullandı.

Doğru zamanda, doğru hastaya antibiyotik tedavisi

Sepsisin genellikle bir enfeksiyon gibi başladığını ancak zamanla vücudun verdiği abartılı yanıt nedeniyle hastada hipotansiyon geliştiğini belirten Turan, bu noktada ciddi bir sıvı açığı oluştuğunu söyledi. Öncelikle sıvı replasmanı yapılması gerektiğini, bununla eşzamanlı olarak erken antibiyotik tedavisinin de başlatılması gerektiğini vurguladı. Sepsis rehberlerinde ilk 3 ve 6 saatlik hedefler bulunduğunu, tedavinin bu hedeflere göre planlandığını ifade eden Turan, tedavinin temel iki ayağının enfeksiyon etkenini izole etmek ve erken antibiyotik tedavisi başlamak olduğunu dile getirdi.

Gereksiz antibiyotik kullanımına karşı uyarıda bulunan Turan, bunun ileride direnç gelişmesine yol açabileceğini belirterek “Doğru zamanda, doğru hastaya antibiyotik verilmesi hayati önem taşır.” dedi.

“Eğer bir hastada sepsis düşünülüyorsa enfeksiyon ve yoğun bakım klinikleriyle iletişim kurulmalı”

Turan, sepsis tablosunun bazen ameliyat sonrası, bazen de KOAH, kalp yetmezliği, hipertansiyon gibi ek hastalığı olan kişilerde ortaya çıkabileceğini, enfeksiyon ilerlediğinde organları hedef aldığını ve hipotansiyon geliştiğini ifade etti. Bu nedenle erken farkındalığın büyük önem taşıdığını vurgulayan Turan, “Eğer bir hastada sepsis düşünülüyorsa hızlı müdahale edilmeli, enfeksiyon klinikleri ve yoğun bakım klinikleriyle iletişim kurulmalıdır. Hemşirelerin ve hekimlerin en çok dikkat etmesi gereken nokta budur. Biz de tüm toplantılarda bu mesajı sağlık çalışanlarına aktarıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Farkındalık arttıkça tedavi edilen hasta sayısında da artış oluyor”

Dünyada yapılan çalışmaların benzerinin Türkiye’de de yürütüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Turan, “Biz de sempozyumlarda bilimsel açıdan sepsisi enine boyuna ele alıyor, abartılı konakçı yanıtının nasıl yönetileceğini tartışıyoruz. Bu toplantılar sonrasında farkındalık arttıkça tedavi edilen hasta sayısında da artış oluyor. Gün boyunca bu konuları konuşacağız ve hekimler ile hemşirelere etkin tedaviyle ilgili güncel bilgileri aktaracağız.” ifadelerine yer verdi.

“Erken tanı ve erken tedavi bizim için kritik önemde”

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı ve Klinik Yoğun Bakım Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. H. Levent Yamanel ise sepsisin enfeksiyona karşı vücutta gelişen düzensiz immün yanıt sonucu organ yetmezlikleriyle seyreden bir klinik tablo olduğunu belirtti. Yamanel, dünyada her yıl yaklaşık 50 milyon kişinin sepsis geçirdiğini ve bunların yaklaşık 11 milyonunun hayatını kaybettiğini söyledi.

Prof. Dr. H. Levent Yamanel

Erken farkındalığın hayat kurtarıcı olduğuna dikkat çeken Yamanel, “Erken tanı ve erken tedavi bizim için kritik önemdedir.” dedi.

Sepsis tedavisinde iki temel yaklaşım olduğunu vurgulayan Yamanel, bunların enfeksiyonun kontrolü ve hemodinamik kontrol olduğunu, bu adımların çok kısa sürede uygulanması gerektiğini kaydetti.

Sempozyumda sepsisle ilgili yeniliklerin tüm ayrıntılarıyla ele alınacağını da ifade etti.

Ana gündem sepsisin gelecek projeksiyonu oldu

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürhan Taşkın sepsis toplantısı sonrası değerlendirmelerde bulundu.

Taşkın, her yıl Eylül ayının ikinci haftasında düzenlenen bu sempozyumların özellikle sağlık çalışanlarına yönelik bilgilendirme toplantısı niteliği taşıdığını belirterek, “Güncel gelişmeleri, sepsis yönetimini tartıştığımız, alınacak önlemleri konuştuğumuz bir toplantı oluyor.” dedi.

Bu yılki toplantının ana gündeminin sepsisin gelecek projeksiyonu olduğunu vurgulayan Taşkın, “Sepsis, çok farklı hasta gruplarının ortak bir sendrom yelpazesi altında adlandırıldığı bir hastalık. Ancak bu farklı fenotipler ve endotipler aynı çatı altında tedavi edilmeye çalışıldığında istediğimiz hedeflere ulaşamıyoruz.” diye konuştu.

Gelecek projeksiyonunun, sepsis sendromu alt kümesinde birbirine daha çok benzeyen hastaların genomik analizler ve biyobelirteçlerle sınıflandırılması üzerine yoğunlaştığını aktaran Taşkın, bu sınıflandırmaya uygun tedavi yolaklarının tercih edilmesinin önemine dikkat çekti. “Gayet verimli ve güzel bir toplantı oldu” ifadelerini kullandı.

 

Ana dal dernekleriyle iş birliği

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Hayriye Cankar Dal da, Bilkent Şehir Hastanesi ev sahipliğinde düzenlenen sempozyumda yoğun bakım ve sepsis alanında ileri düzey konuların ele alındığını başarılı bir toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi.

Dal, yoğun bakımda kaybedilen hastaların büyük çoğunluğunun sepsis nedeniyle olduğunu ifade ederek, “Erken müdahale ve erken tedaviyle bu kayıpların çoğunun önüne geçebilmek mümkün. Yoğun bakım yan dal uzmanları zaten bu konuya çok hakim. Bugün de ileri gelişmelerin ve tedavi yöntemlerinin konuşulduğu verimli bir sempozyum oldu” diye konuştu.

Sepsisin yüksek oranlarda ölüme yol açmasının en önemli nedenlerinden birinin tedavilerde geç kalınması olduğunu vurgulayan Dal, bu konuda farkındalığı artırmak için diğer ana dal dernekleriyle iş birliği yaptıklarını söyledi. Yoğun bakım uzmanlarının yanı sıra acil servis, cerrahi klinikler, dahiliye klinikleri ve enfeksiyon hastalıkları kliniklerinde görev yapan hekimlerin de erken müdahale konusunda bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

Her yıl olduğu gibi dünya genelinde 13 Eylül’ün Sepsis Günü olarak kutlandığını hatırlatan Dal, bu yıl da hastanede sepsis farkındalığına dikkat çekmek amacıyla toplantı düzenlediklerini ifade etti.

sepsis sempozyumu
klinik yogun bakim dernegi
ankara bilkent sehir hastanesi
sempozyum
13 eylul sepsis farkindalik gunu
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir