Medimagazin logo

Sağlığı "acil"den alma alışkanlığını bırakalım!

Hastanelere giden her 100 kişiden 30'unun durumu "acil" olabilir mi?
Kaynak: BUGÜN - ERDOĞAN SÜZER
Sağlığı "acil"den alma alışkanlığını bırakalım!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Maalesef Türkiye'de böyle! Peki gelişmiş ülkelerdeki hastaların durumu nasıl? Oralardaki hastalar da bizimkiler gibi hastanelere acilden mi girmeyi tercih ediyor? Veriler ortada, örneğin AB ülkelerinde hastaneye giden her 100 kişiden sadece 6-7'sinin durumu acil. Geri kalan büyük çoğunluğu normal hasta, dolayısıyla sağlık hizmeti almak için acilden giriş yaptırmıyor.

 

O halde biz neden hastanelere "acil"den girmeye çalışıyoruz. Nedir bu "acil"iyet?

 

Bu çarpık durumun belli başlı birkaç nedeni var. En çarpıcı olanı şu ki, vatandaş katılım payı ödememek için kendine "acil hasta" süsü veriyor. Normal poliklinikten sağlık hizmeti alacak durumda olan çok sayıda hasta 8 ila 15 lira arasında değişen katkı payından kurtulmak için acil hasta rolüne bürünüp, hastanelerin acillerine koşuyor. Acil hastaya özel hastane fark ücreti de yok. Gündüz aynı hastanenin polikliniğine gelse, konforlu hizmet için cebinden para ödeyecek. Akşam acile geliyor, ne katkı ne fark, iyileşip gidiyor!

 

Hastanın rol yaptığını doktor anlamaz mı? Anlar tabii ki ancak ne çare? "Acil hastaya bakmadılar" diye bir gürültü kopardı mı, bir anda doktorlar suçlu, üç kuruşluk menfaatin peşinde koşan uyanık hasta mağdur oluveriyor. Sadece katkı ve fark ücreti değil, gündüz mesai saatlerinde müdüründen izin alamayanlar, rahatına biraz fazla düşkün olanlar da akşamı bekliyor. Nasıl olsa 24 saat doktor bulmak mümkün. Akşam yemeği yeniyor, sonra ver elini acil!

 

Gerçek acil hastaya yazık!

Her üç hastadan birinin hastanelerin aciline yığılıyor olması çok kritik, hayati bir soruna yol açıyor. Bu keyfiyet nedeniyle sosyal güvenlik sisteminin üstlenmek zorunda kaldığı yüklü faturayı başka bir yazıda tartışırız. İşin hayati boyutunu artık dikkate almak zorundayız. İnsanlar reçete yazdırmak için bile acili "kolay kapı" olarak görüyorsa, acil sistemini gözden geçirmenin zamanı gelmiş demektir.

 

Acilde çalışan bir doktor arkadaşımın ziyaretine gidince dehşete kapıldım. Manzara büyük bir çarpıklığı gözler önüne seriyor. Siz de akşam yemeğinizi yedikten sonra en yakınınızdaki hastane acilinden içeri girip küçük bir gözlem yapın, bakın neler göreceksiniz? Rol yapıp hastane masrafından kurtulmaya çalışan poliklinik hastalarıyla gerçek acil hastalardan kaç tane sayacaksınız? Doktor arkadaşımın anlattığı şu acı durumu lütfen dikkate alın:

 

"Nöbetim sırasında 20-25 kadar hasta grip şikâyetiyle geldi. Normalde hepsinin gündüz polikliniğe gitmesi, doğru hizmeti orada alması gerekir. Ancak 'yanlış gelmişsiniz' diyemiyorsunuz. Aksi halde sabaha kadar her hastayla tartışmanız gerekir ki, bu imkânsız. 26'ncı hasta da kendisinden önceki 25 hastanın şikâyetine benzer öksürük ve göğüs ağrısı şikâyetiyle geldi. Artık o kadar gribe odaklanmışız ki, aklımıza başka bir durum gelmiyor. Bulgular ve şikâyetler gribi işaret ediyordu. Neyse ki son anda hastanın kalp krizi geçirdiğini fark ettik. Poliklinik hastaları acildeki doktorların tüm enerjisini alıyor. Doktoru yorgun düşürüp dikkatini ve acil durumlara yönelik refleksini zayıflatıyor."

 

Gerçek acil hastalar düşünülerek iyi niyetle kurulmuş sistemden vazgeçmek mi gerekir, bilemiyorum. Ancak, vatandaşı bilinçlendiremezsek, acillerin yanına 'gerçek acil hastalar için' hastaneler yapmaktan başka çıkışımız kalmayacak.

sağlığı
"acil"den
alma
alışkanlığını
bırakalım!
Yorum (23)
Harun Y.
Acil serviste hastaya gerekirse iğne yapılır, ama normal poliklinikte bu yapılmaz. Acil serviste tüm tahliller hızlı yapılır, poliklinikte bu mümkün değildir. Acil servislerde serum takılıp sıcacık yatarsınız gözlemdeki yatağa, polikliniklerde böyle bişey olmaz,olamaz. Acil servislerde ultrasona gün verilmez,hemen yapılır,poliklinikte bu da mümkün değildir. Acile gidip de hastayı polikliniğe yollayan bir doktoru da hemen hasta haklarına veya başhekimliğe şikayet ederler, doktora da hemen kızar başhekimim,siyasi nedenlerle doktoruna da asla sahip çıkamaz. Ben vatandaş olsam böyle bir düzende acil servise neden önce ve akşam gelmeyeyim ki :)
0
Cevapla
bedrettin alyamaç
sevgili dostum acil sorunu çözülmez....siz acile gelen hiçbir vakayı geri çeviremezssiniz. müdahale zorundasınız yoksa şu kadar ceza şu kadar disiplincezası şu kadar idari ve adli ceza derseniz hekimin elini kolunu bağlarsanız acilde parmak kaşıntısına da bakarsınız burun kaşıntısınada onun için üzme kendini bu devran böyle gelmiş ama böyle gitmeyecektir.... umutluyum her şey bir gün düzelecewktir...
0
Cevapla
isa çevrük
Yorumlar boş hedefli yapılıyor. acile gelen hastadan katkı payı alınmamasının makul bir nedeni yok. Aynı katkı payı acile gelenden de alınmalı belki nakit alınmayıp borç kaydedilir. Onun yerine yeşilkartı adil dağıtıp yeşilkartlıdan acil de olsa poliklinik de olsa katkı payı alınmaması gerekir.
0
Cevapla
A.COŞKUN
Yazınızı destekliyorum ve sizi acil servis sorunlarına değindiğiniz için tebrik ediyorum. Biz 3 dr. bazen günde 750 acil servis (bana göre ancak 50'si gerçek acil) hastaya bakıyor ve kendimize bile hayret ediyoruz. Acil servis hastalar tarafından suistimal edilmekte ve inanılmaz yoğunluk acil doktorunun dikkatini, şevkini azaltmaktadır ve malpraktis oranları artmaktadır. Acil Servis performans kapısı olarak görülmemelidir. Acil servis sorunlarının ismi gibi acil olarak düzelmesi dileği ile...
0
Cevapla
Halil
Acilden yazılan reçeteler ödenmesin, 3 ay içinde sorun çözülür....ya da hükümet düşer....
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir