ADANA(CİHAN)- Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Başkanı Prof.Dr. Mustafa Gök, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) konusunu insan sağlığının yanı sıra türlerin devamı ve değişimi açısından "mikrobiyel ekoloji", "bitki ekolojisi" ve "bitki sosyolojisi", konularında da irdelemek gerektiğini söyledi.
Tarım Bakanlığı'nın yönetmelik çalışmasıyla gündeme gelen GDO konusunda bugüne kadar insan sağlığına ilişkin birçok spekülasyonlar yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Gök, GDO'lu ürünün ekildiği ortamda mevcut otoktan bitkisel floraya değişen genin ne gibi etkilerinin olabileceğine dair veri bulunmadığını vurguluyor.
Gök, "Doğada birçok bitkinin arasında sosyolojik bir yaşam birliği ve etkileşim söz konusudur. Birbirlerinin kök salgılarına gereksinimi olan, doğrudan birbirlerinin kök salgı ürünleri veya bunların topraktaki metabolitleri ile beslenen bitki popülasyonları vardır. Özellikle işlenmemiş alanlarda, hep yan yana bulunan farklı bitki çeşitlerini görürüz. Bunlar arasındaki yaşam birliği 'sosyolojik birliktelik'tir. GDO'lu ürünlerin yaygınlaşmasının, bu sosyolojik birlikteliği nasıl etkileyebileceği yönünde de elimizde yeterli kanıt ve veri mevcut değildir." ifadesini kullandı. "GDO'lu bir ürünün ekilmesi durumunda GDO'lu üründeki değişen genin kendisini bulunduğu ortamda (toprakta) istemediği koşul ve düşmanlara (ortamdaki yararlı mikroorganizma salgıları, patojenler, tarımsal mücadele ilaçları, çevre-iklim koşulları ) karşı nasıl savunacağına, o ortamın mikrobiyel ekolojisini tehdit edebilecek ne gibi salgılar (toksinler) üretebileceğine dair henüz elimizde bilimsel veriler bulunmamaktadır." diyor.
Bu konuda Çernobil olayını hatırlamakta yarar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Gök, "Bilim insanları o zamanlar sözkonusu etkinin ortaya çıkmasının 15-20 yıl gibi bir zaman alabileceğini belirtmişlerdir. Nitekim günümüzde radyasyondan etkilenen Karadeniz Bölgesi'nde ilgili hastalığın ne denli yaygın olduğu görülmektedir. GDO'lu ürünlerde olası etkinin 5-10 yıl gibi kısa sürede görülmesini beklemek iyimserlik olur. Bazı etkiler nesiller sonra ortaya çıkabilir. Alınan ürünün insan organlarına olası etkilerinin ortaya çıkması bile Çernobil olayında olduğu gibi 20-30 yılı alabilir." şeklinde konuşuyor.
Türkiye gibi bir tarım ülkesinin GDO'lu ürün ekimi, işlenmesi veya pazarlanmasında herhangi bir şekilde yer almaya ihtiyacı olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Gök, şu açıklamalarda bulundu: "Bunun yerine yerli gen kaynaklarımızın korunmasına, geliştirilmesine, ıslah çalışmalarına, yerli tohumculuk sektörünün oluşturulmasına çalışılmalıdır. Bu bakımdan GDO'lu ürünlerle ilgili çıkan yönetmelik ürünlerin Türkiye'ye girişini düzenlemeye yönelik değil, engellemeye yönelik bir yönetmelik olmalıydı."