Medimagazin logo

Türk halkı 12,9 milyar liralık hap yuttu

Türkiye'de geçen yıl kişi başı 20,62 kutu ilaç tüketildi, bu ilaçlar için 106 dolar harcama yapıldı.
Türk halkı 12,9 milyar liralık hap yuttu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

 Türk halkı 2012 yılında kişi başı 20,62 kutu reçeteli ilaç tüketti, bu ilaçlar için kişi başı 106 dolar harcama yapıldı.

Kişi başı ilaç tüketimi 2011 yılında 121 dolar, 2010 yılında 133 dolar, 2009 yılında 132 dolar, 2008 yılında 136 dolar, 2007 yılında 126 dolar, 2006 yılında ise 99 dolar olmuştu.

AA muhabirinin İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) verilerinden yaptığı derlemeye göre, 2012 yılında Türkiye reçeteli ilaç pazarı kutu ölçeğinde yüzde 2,8 oranında büyüyerek 1,56 milyar kutuya ulaştı.

Tutar ölçeğinde ise pazar yüzde 5,9 oranında küçülerek 12,9 milyar liraya (yaklaşık 7,1 milyar dolar) geriledi.

Tedavi gruplarına göre ilaç tüketiminde ilk sırayı antibiyotikler alırken, bunu sırasıyla kardiyovasküler, antiromatizmal, sinir sistemi, onkoloji ve solunum sistemi rahatsızlıklarına ilişkin ilaçlar izledi.

türk
halkı
12
9
milyar
liralık
hap
yuttu
Yorum (2)
uzm
işte meslektaşlarım...işte mükemmel sağlık hizmeti. millet açlık sefalet içinde koruyucu hekimlikten bihaber yaşasın sonra gelsin doktor dövsün hastalandım diye.yılda 20 kutu hap yutsun 30 tane mr 20 tane ultrason çektirsin vs.. bu yaptığımız hekimlik mi? bu düzen düzen mi?
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
2012 yılında kişi başı 20 kutu yıllık ilaç tüketmi ! Türkiye reçeteli ilaç pazarı kutu ölçeğinde yüzde 2,8 oranında büyüyerek 1,56 milyar kutuya ulaşmış bulunuyor. Satışlar iyi de sağlıkta artan şiddet , yada göstergelere bakarak kurduğumuz şiddet araştırma komisyonları neyin göstergesi ? Sorun nerede ? Satışlar artıyor .Pek güzel.Fakat sağlıkta satış değil , ticaret değil "kaliteli iş " yapmayı önemsenmeliyiz. Önce insan değer vermeniz gerekiyor ! Önce hastanıza değer vermeniz gerekiyor. İş yükü fazla ise ilk yapılacak ne olmalı? En kolayından başlayalım.Düşünelim !Sorunu bulmaya çalışalım. Ortamda iş fazla ise ne yapmalıyız ! Elbette personeli artırmak değil.Önce sahadaki işin kalitesini , gerekliliğini tanımlayın ! Önce kaliteyi hatırlamalısınız.Asimietrik ilişkinin olduğu sağlık alanında kalite ne alaemde ! Kalitenin önünde hangi engeller var ! İş yükünü , en kolayı gereksiz iş yükünü tanımlamalıyız.Bunu yapmak için yukarda bahsedilen "ticari öğelerden" sağlığı , aklımızın ve gücümüzün yettiği ölçüde kurtarmalıyız.Ne kadar kurtarırsak o kadar sağlık olacak.Ne kadar akıl o kadar sağlık diyebiliriz. Sağlığın asmetrik bilgi birikiminden kaynaklanan "asimetrik hasta hekim ilişkisi " olduğunu görüp , ticari öğeleri bu ilişkide mümkün olduğunca kaldırmak zorunluluğunu çok açıktır.İnsan parayı sever ! Günümüz ahlakının en önemli anayasası budur. Acaba sahada gerekesi iş varmı ? Son dönem performasn sistemi ile bunu meşrulaştırmış olduk.Adını performas koyarak performası olan bir sistem kurmuş olmuyoruz.Eğer performasn olacaksa Performasn indirek yoldan farklı mekanizmalarla değerlendirilmeli.Doğrudan hasta ve işlem üzerinden performasn değerlendirmek ahlaki , bilimsel sorunlara yol açabilir.Az önce söyledik sağlık asimetrik , hegomonik ilişkidir ! İnsan prayı sever.Öyleyse bu kara deliği ve sorunu görmek isteyen görür. Sağlıkta gereksiz iş , iş yükü , performasn sistemini kaldırmalı , akılcı temel hekimlik , gerekirse yan dal sevk sistemi kurmalısınız.Bunların hepsi çok net sorunlar ve çözümler olmasına rağmen sorunu sürdürmekte israr dikkat çekici. Hakediş ,liyakat , emek , kişisel güvencelerin anlamı var.Sizin demokrasinizi ve kültürünüzü tanımlar.Burada sorun olduğunu düşünüyorsanız heryerde sorun vardır.Bu alanlardaki sorunlar fare gibi sürekli yeni sorunlar doğurur.Sorun varsa ve üç maymunu oynarsanız sorun artarak devam eder.Maymunu oynamaya devam ederseniz bir süre sonra maymun olursunuz. Hasta haklarını akılcı bir sağlık sisteminde kurgulayabilirsiniz.Yoksa kağıt üstünde kalır.Sağlıklı iletişim muayne , sevk sistemi , elektronik kayıt ve geri bildirim olan bir sistemde , hasta muayne sürelerinin en az 20 dakika olması , sistemin bunun üzerine kurgulanmalı.Yoksa hasta hakları kağıt üstünde kalır.Garip biçimde sağlık kalitesini , hasta memnuniyetin arttığı söylenmesine rağmen şiddet artmaktadır.Sanırım ikisinden birini yanlış değerlendiriyoruz.Hangisini? Malpraktis sorunlarını bağımsız kurum ve kurulların denetiminden geçirince , bu kurullarda haklı görülürse hekimin ve sağlık personelinin karşısına çıkmalıdır.Her önüne gelen canı sıkıldı , aklına yatmadı diye hekimi ve sağlık personelini mahkemeye vermemeli.Akıl bunu gerektirir.Bu olmazsa kör ve gereksiz işlemler olacaktır.Bu kadar lüksümüz yok. Kağıt üstünde yasa çıkarmakla değil sağlık personeli , hekimi eğiterek , bu süreçleri anlatarak kaliteli iletişim , hizmet , akılcı bir sağlık sistemi mümkündür.Yapmanız gereken ticari işelem ve gereksiz işlemeleri çıkarmaktır.İş yükünüz azaltırsanız , personel ihtiyacınız azalır , tükenme sendromları azalır , şiddet azalır. Aklın yolunu , ahlak ve vicdan sistemini çalıştırmanız yeterlidir. Bunları yapmazsanız sağlıklı bir sistem değil , kötü bir ticari sistem çalışacaktır.Kötü para iyi parayı hep kavar.Sağlıkta bu süreç , farklı katmanlardaki bizim kültürümüze özgü iletişim , maliyet , geçmiş suistimal vd. nedenlerden daha komlike halde bir sorun olarak durmaktadır. Bu durum sadece ekonomimizi değil , insanımızıda zorlamaktadır.Tüketilen ilaç kutusu , harcama , iş yükü artmakta , tuhaf ama çalışan memnuniyetsiliği , hasta şiddeti , harcamalar artmaktadır.Yanlış nerede anlamaya çalışalım.Sistemde yanlış giden birşeyler olduğu açıktır.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir