Medimagazin logo

Janssen Türkiye Genel Müdürü: Hastaya sadece ilaç değil, çözüm de sunmak istiyoruz

Janssen Türkiye Genel Müdürü Asgar Rangoonwala,Janssen Türkiye olarak, sağlık alanındaki mevcut durumu, gelişmeleri, şirket olarak yapmış oldukları çalışmaları ve amaçlarını Medimagazin’den Dr. İbrahim Ersoy’a anlattı.
Janssen Türkiye Genel Müdürü: Hastaya sadece ilaç değil, çözüm de sunmak istiyoruz
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türkiye ve Türkiye’deki sağlık sektörü hakkındaki izlenim, görüş ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Türkiye’de son yedi sekiz yıl içinde sağlık sektöründe çok ciddi gelişmeler yaşandı. Hükümetin özellikle son birkaç yılda yaptığı çalışmaları buraya gelmeden önce görev yaptığım Almanya’daki sağlık sektörü ile kıyaslayacak olursam, gerçekten sağlık sektöründe çok cesaretli adımlar atıldığını söyleyebilirim. Öte yandan, İstanbul’dan başka Türkiye’nin doğu bölgelerindeki birçok ile de gittim, açıkçası çok etkilendiğimi söylemem lazım. Yeni hastaneler yapılmış, hastanın doktora ve ilaca erişimini sağlamak için çok ciddi ve olumlu gelişmelere imza atılmış, yani Hükümet çok ciddi yatırımlar yapmış. Bunun daha da gelişeceğine dair inancım tam.

 

Peki, sizce bu gelişmelerin riskleri de var mı?

Sektöre baktığımızda risk demek istemem, ama artık bizim ilaç sektörü olarak rollerimizi farklı düşünmemiz lazım. Hastaların tedavisi konusunda rollerimiz artık değişti. Bunun nasıl değiştiğini anlamamız ve buna göre hareket etmemiz gerekiyor.

 

Janssen Türkiye’de çalışan profili ile ilgili genel olarak bilgi alabilir miyiz?

Janssen Türkiye olarak toplamda 230 çalışanımız var. Ben Almanya’dan geldiğim için burada bu kadar genç insanın çalışıyor olduğunu görmek de ayrı bir mutluluk. Janssen Almanya’nın yaş ortalaması 50 civarındaydı, burada ise çalışanlarımızın ortalama yaşı 36. Ben şirketin neredeyse en yaşlısı gibiyim. Burada genç ve harika bir ekiple çalışıyorum. Beni çok etkileyen şeylerden biri ise, çalışanlarımızın gerçekten kendilerini bu şirketi ileriye taşıma konusundaki istekliliği. Biz Türkiye’de sağlığı ileriye taşımaya çalışıyoruz. O nedenle bütün çalışanlarımızın bu konudaki bilincini görmek çok etkileyici. Herkes bu ülke için daha iyi bir şeyler yapmaya çalışıyor. Hastaların tedavisinde bir şeyleri iyileştirmeye, düzeltmeye çalışıyor.

 

Ekibin genç olmasının bazen dezavantajını yaşıyor musunuz?

Çok dinamik bir ekip ile çalışıyorum. Herkes hemen harekete geçmek, hemen ileri gitmek istiyor. Bazen onları zor durduruyorum!

 

Janssen’in iş modeli hakkında da bilgi verebilir misiniz?

İş modeli bildiğiniz gibi sürekli değişebilecek bir planlamadır. Şöyle bir organizasyon yapımız mevcut; birkaç çekirdek ekibimiz var. Tabii ki satış, saha teşkilatlarımız mevcut. Burada satış mümessillerinin rolünü de tanımlamak çok önemli, çünkü bu bir yolculuk. Mümessiller sadece ürünün tanıtımından sorumlu değildir. Onlar sağlık profesyonellerine hastaların tedavisi için destek olmak amacıyla oradalar. Bu sayede hizmet verdiğimiz terapötik alanlarda hastalara en iyi tedaviyi ve hizmeti götürmeyi hedefliyoruz. Bir de “değer” departmanımız var. Pazarlama demiyoruz artık. Çünkü sadece ürün bilgisi sunmanın ve marka çalışmalarının ötesine geçmek istiyoruz. Hasta ihtiyaçları çerçevesinde bir çözüm sunmak istiyoruz, o yüzden yeni modeller geliştiriyoruz; evde bakım yapılabilir mi, hastanın tedavisine daha rahat ulaşması nasıl sağlanabilir? Ayrıca, medikal departmanımız var. Çünkü yaptığımız her şey ilaçla, bilimle ilgili. O yüzden tabii ki medikal ihtiyaçların anlaşılması, hastaların ihtiyaçlarının anlaşılması çok önemli. Bu da medikal departmanın sorumluluğunda. Bütün medikal içgörüler sayesinde hastaların tedavisine katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de toplumdaki fikir önderleriyle sürekli iş birliği içerisindeyiz. Diğer çekirdek oluşumumuz, kurumsal ilişkiler direktörümüzün başında olduğu grup. Devletimiz tedavi kalitesini, hastanın tedaviye erişimini artırmaya çalışıyor. O yüzden biz de kurumsal ilişkiler departmanımızın liderliğinde iş birliği yaparak, bütün bilgi, deneyim ve çalışmalarımızı paydaşlarımızla paylaşıyoruz. İnsan kaynakları da çalışanlarımızın gelişimi açısından çok önemli bizim için. Çünkü işimizi daha iyi yapabilmemiz için var olan yetkinliklerimizi geliştirerek çalışıyoruz. Bütüncül bir çözüm bulmamız, bunun için çalışanlarımızı da geliştirmemiz lazım. Janssen, çalışanlarına kendini adamış bir şirkettir.

Son olarak, finans departmanımız da tüm bu çalışmalarımızı sürdürülebilir bir şekilde yürütebilmemiz için çalışıyor.

 

Değişen ve dönüşen sağlık sektörü dinamikleri ve buna bağlı olarak farklılaşan hizmet beklentileri için yenilikçi çözümleriniz neler?

Geçmişte ilaç sektörü genelde sağlık profesyonellerine, doktorlara odaklanırdı. Ama biz, kamunun ihtiyaçlarını da anlamaya çalışıyoruz. Örneğin, önceliklerden bir tanesi tedavi kalitesini hematoloji alanında geliştirmek ise, biz birlikte çalışarak ne yapabiliriz, bunu geliştirmek istiyoruz. Sadece ürün geliştirip sunmak yeterli değil. Bu işin sadece bir yönünü oluşturuyor. Bunun dışında evde bakım için ne tür araçlar kullanabiliriz? Böylece hastanın tedavisini nasıl geliştirebiliriz? Tüm paydaşlarımızdan gelecek geribildirim ve içgörü bizim çok önemli. Bunun dışında hastanın ihtiyaçlarını da anlamamız lazım. Çünkü hep hastadan söz ediyoruz, ama hastanın ihtiyaçlarını da net olarak anlayamayabiliyoruz. O yüzden örneğin; evde bakılması gereken, prostat kanseri hastasının ihtiyacı nedir? Biz ona ilaç dışında ne sunabiliriz? İşte bunu çözmek için devletimizle, sağlık profesyonelleriyle birlikte çalışıyoruz ki, tedaviyi optimize edebilelim. Biz, hastaya sadece ilaç değil, çözüm de sunmak istiyoruz.

 

Yani Janssen Türkiye sadece bir ticari kuruluş olmaktan ziyade devletle, sağlık profesyonelleriyle ve hastalarla stratejik ortak gibi mi davranıyor?

Aynen öyle, çünkü vizyonumuz, ulaşmak istediğimiz nokta tam da bu. Tam olarak o noktada değiliz ama o yönde emin adımlarla ilerliyoruz. Onkoloji, psikiyatri, hematoloji, immünoloji ve enfeksiyon hastalıkları gibi hizmet verdiğimiz tedavi alanlarında Daha sağlıklı Türkiye için yenilikçi çözümler geliştirmek istiyoruz. Bunlar çok ağır hastalıklar, biz bu alanlarda ilaç sunuyoruz. Burada sadece ürün tedarikçisi olmaktan çıkıyoruz, çıkmak istiyoruz, tüm paydaşlarımızla işbirliği halinde çalışmak istiyoruz. Bu herkese -hasta dernekleri, Kamu, sağlık profesyonelleri…- açık bir davettir. Beraber çalışalım, hastaların tedavisi için ne yapılabilir bakalım.

 

Peki, genel olarak faaliyet gösterdiğiniz alanlar hangileri, terapötik alanda özellikle neleri önemsiyorsunuz? Pazara sunduğunuz, sunulmayı bekleyen yeni ürünleriniz var mı?

Ana odağımız şizofreni, onkoloji (prostat kanseri, over kanseri), immünoloji (sedef hastalığı), hematolojik bozukluklar (multipl myelom) ve enfeksiyon hastalıkları; özellikle Hepatit C tedavisi. Yakında HIV de buna katılacak. Bunlar Janssen’in ana terapötik alanları. Gelecekte lansmanı yapılacak ürünler arasında gerçekten çok ümit verici bir portföyümüz var. Bütün ilaç şirketlerine baktığımızda, analistler bizim ilaç portföyümüz açısından çok iyimser. Örneğin; çığır açacak tedavilerden biriibrutinib, klinik çalışmalarda muhteşem veriler elde edildi. Ibrutinib gerçekten atılım niteliğinde bir tedavi sunuyor. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinden(FDA) hızlandırılmış onay aldık, yani klinik çalışmayı tamamlamaya dahi gerek olmadığını söyleyerek ürünü hızlıca onayladılar. Aynı zamanda FDA’dan Çığır Açan Tedavi Unvanı da alan bu ilaç gerçek anlamda hayat kurtarıcı.

 

İbrutinibin endikasyonları neler?

Kronik lenfositik lösemi(KLL), Mantle hücreli lenfoma ve Waldenström Makroglobülinemisi

 

Peki, paydaşlarınıza sunduğunuz değer yaratan sağlık çözümleri nelerdir?

Bir örnek vereyim; şizofrenide devletimizle ve de bu alanda çalışan fikir liderleriyle, bölge hastaneleriyle çok yakın çalışıyoruz. Bu alanda çok deneyimliyiz, çünkü bizim en önemli terapötik alanlarımızdan biridir şizofreni. Farklı bölgelerde çalışmalarımız var. Eğer ilaç tedavisinin yanında başka çözümler de sunarsanız, hastalarda çok iyi bir tedavi başarısına ulaşabiliyorsunuz. Örneğin; hastaya bakan kişinin eğitilmesi. Hastaya bakım veren kişiyi  eğittiğinizde tedavi başarısında iyi sonuçlar elde edilebiliyor. Pilot çalışmalar gösterdi ki, hastaneye yatma oranını yüzde 50 azaltmak için sadece o hastanın bakıcısını biraz eğitmek yeterli. Burada hemşireden bahsetmiyorum. Bu nedenle, paydaşlarımızla, fikir önderleriyle aktif bir şekilde çalışıyoruz. Çünkü çok sık hastaneye yatmak hastayı daha fazla kötüleştiriyor. Hasta evde ne kadar fazla kalırsa o kadar normal bir hayat sürebilir. Öte yandan bu tabii ki sağlık sektörü için de çok ciddi bir maliyet azalmasını sağlayacak. Çünkü hastaneye her yatış tedavinin en pahalı parçası. O yüzden hastaneye yatışları azaltabilirsek, bu tedavi yolunu geliştirebilirsek -ilaçla ve yan hizmetlerle- bu herkes için çok pozitif olacak.

 

Biz Janssen olarak, kişiselleştirilmiş tıp desteği sağlıyoruz hastaya ki, hayatı biraz daha kolaylaşsın ve tedaviye uyumu devam edebilsin. İlacın yanı sıra bu yan hizmetlerle bir takım şeyleri deniyor, ölçüyor, neyin daha etkili olduğunu, neyin daha verimli olduğunu görmeye çalışıyoruz.

 

 

Peki, özellikle şizofreni ile ilgili Sağlık Bakanlığının da evde bakım projesi var. Bu proje kapsamında Bakanlık ile görüşüldü mü?

Toplum tabanlı ruh sağlığının geliştirilmesi yönünde adımlar atılıyor. Bu konuyu destekliyoruz. Janssen olarak şizofreni konusunda, özellikle ürün dışında da çok deneyimliyiz. Diğer ülkelerde de zaten sadece sunduğumuz ürün ile değil, tedavi konusunda da pek çok şey yapabileceğimizi gösterdik. Uzmanlığımızı kullanarak paydaşlarla bu konuda iletişim halindeyiz. O yüzden ruh sağlığı merkezlerinde pilot çalışma yapmayı istiyoruz ve hastaları bu sisteme nasıl dâhil ederiz ve hasta bakımını nasıl optimize edebiliriz, buna bakabiliriz.

 

Janssen Türkiye’nin sosyal sorumluluk projeleri ile ilgili genel olarak bilgi verebilir misiniz?

Johnson& Johnsonkendini sosyal sorumluluğa adamış bir şirkettir. Sosyal sorumlulukta sağlık alanında çalışan bir firma olarak, sağlıklı insan ve sağlıklı toplum olarak temel yaklaşımlarımız var. Bu alanda çevresel faaliyetler de önemli bizim için; ÇEKÜL ve TEMA, ile bugüne kadar bir takım sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirdik. Toplum Gönüllüleri Vakfı ile 2010 yılından beri çalışıyoruz. Halen “Beyaz Şapkalar” adıyla bir projemiz var. Bu proje, çocukların çevresi ve toplumla barışçıl ilişkiler kurmasını, şiddetten uzak durmasını temel alıyor. Bugüne dek 10.000 çocuğun hayatına dokunduk. Bu kapsamda üç yıldır devam eden çalışmalarımıza önümüzdeki dönemde de devam etmeyi hedefliyoruz, çünkü şirket politikamız gereği “sürdürülebilirlik” temel aldığımız bir yaklaşım.

Son olarak, Van Depreminin ardından bölgeye destek amacıyla birçok çalışmamız oldu. Toplumda unutulmaya yüz tutan konulara yönelik, uzun vadeli projeler yapmayı önemsiyoruz. Van Depremi sonrası orada bir anaokulu projesi yaptık. Bu proje ile altı anaokulunun sıfırdan, iç donanımlarını gerçekleştirdik. Bu çok önem verdiğimiz bir proje. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin bilgi ve birikimleriyle şu an orada altı tane Johnson & Johnson Anasınıfı var. Ekim ayı itibariyle toplamda sekiz anasınıfının donanımını tamamlamış olacağız. Benzer şekilde 1999 yılında İzmit’te de deprem sonrası bir okul yaptırmıştık.

 

 Globalde ve Türkiye’de Johnson & Johnson’ın araştırma-geliştirme (AR-GE) yatırımları hakkında bilgi alabilir miyiz?

Birkaç hafta önce Amerika Birleşik Devletleri’nde AR-GE konusunda Johnson & Johnson’da ne tür yatırımlar yapılacağı hakkında bir toplantıya katıldım.  Farklı sektörlerde farklı yatırımlar olacak AR-GE’de. Bildiğiniz gibi Johnson & Johnson’ın üç farklı sektörü var. Tüketici ürünleri, medikal cihazlar ve ilaç olmak üzere. Johnson & Johnson’ın yaklaşık 7,6 milyar dolarlık bir AR-GE yatırımı var. Bu miktarın 5,3 milyar dolar’ı ilaç geliştirilmesi için harcanıyor. Bunu diğer şirketlerden biraz farklı yapıyoruz. Çünkü sadece kendi araştırmamıza odaklanmıyor, yüzlerce üniversite ile iş birliği yaparak çalışıyoruz.

Araştırma enstitüleriyle bir aradayız. Yani AR-GE ile ilgili çok açık bir iletişim platformunda çalışıyoruz. Çünkü sadece kendi ürünümüze odaklandığımızda birçok fırsatı kaçırdığımızı gördük. O yüzden, AR-GE’de yaklaşımımızı değiştirdik. Bir yenilikçilik, inovasyon merkezi kurduk. Bugün dünyada Şanghay, Londra, San Francisco ve Boston’da olmak üzere dört merkezimiz var. Bu merkezlerin sorumluluğu erken evrede olan gelişimleri yakalamak. Üniversiteler, araştırma enstitüleri, biyoteknolojik şirketlerini araştırıyoruz erken faz ürünlerini yalnız kendimiz değil, beraber geliştirmek için. Bu, AR-GE alanında çok yeni bir yaklaşım. Klinik gelişim açısından Türkiye’de ürün geliştirmek, araştırma yapmak için önemli bir yatırımımız -son beş yılda 15 milyon dolarlık- var, devamı da gelecek. Çünkü Türkiye çok yüksek kalite ve standartlarda hizmet veriyor araştırmalar konusunda. O nedenle Türkiye’de klinik gelişimi özellikle hematoloji-onkoloji alanında daha fazla yapmak istiyoruz.

 

Peki, Türkiye’de herhangi bir üniversite ya da araştırma merkezi ile iş birliği yapma gibi bir planınız var mı?

ArGe alanında liderlik eden üniversitelerle işbirliklerimiz var ve devam ediyor.

 

 Son olarak şunu sormak istiyorum. Bir lider olarak sizin çalışanlarınıza yaklaşımınız nasıl?. Özellikle bu sektörde kariyer planlaması yapmak isteyen gençlere önerileriniz nelerdir?

İlaç sektörü şu anda bir değişim içerisinde. Yani bir kesişim noktasındayız. Sektör olarak gelecekteki rolümüzün ne olduğuna bakmak zorundayız. Sadece ürüne odaklanırsak, son on yıldaki sorumluluğumuzu kaybedeceğiz. O yüzden ben hep şu mesajı veriyorum: Tanımlanmış bir vizyonumuz var. Bu doğrultuda geçmişe kıyasla çok daha geniş kapsamlı düşüneceğiz. Tabii ki paydaşlarımızın ihtiyaçlarını öğrenip, içgörülerini alarak kendi çalışmalarımıza adapte edeceğiz. Ana stratejimiz bu. Yani harekete geçmeden önce mevcut ortamı ve gelecekteki ortamı okumamız gerekiyor. Yeni şeyler öğrendiğimiz bir süreçteyiz. O yüzden ekibe hep şunu söylüyorum: Yeni şeylere, değişime açık olun, adapte olabilecek durumda olun, çünkü değişim bir anksiyete yaratır. Değişim Johnson & Johnson’da her zaman için iyi bir şeydir. Çünkü yeni şeyler öğrenir, kendimizi belli yönlerde ilerletiriz. Bugünkü durumun iyi olması yeterli değildir, her zaman için daha iyisi için çalışıyoruz. O yüzden gençlere şunu söylüyorum: Burası sizin ülkeniz, bu sizin geleceğiniz. Çok eşsiz bir fırsatınız var; komşunuz, aileniz için bir şey yapabilirsiniz, hastaların hayatına dokunabilirsiniz. Ama bunun için kendimizi geliştireceğiz, yeni şeyler öğrenerek yeni bir bakış açısı getireceğiz. Bu gerekli ve motive eden bir bakış açısı. Yani gerçekten önemli bir alanda çalıştıklarını görürlerse, başkalarını etkileyebileceklerini düşünürlerse motive olacaklardır. Çünkü biz hastaların tedavisini onkolojide, hematolojide, şizofrenide, enfeksiyon hastalıklarında değiştirdiğimizde kalıcı bir iz bırakıyoruz ardımızda. Bu bizim için çok önemli, o yüzden yaptığımız her şeyde bunu aklımızda tutuyoruz. Amaç ne? Daha sağlıklı bir Türkiye’ye ulaşmak.

 

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Şunu vurgulamayı çok isterim. Aslında bu resmi ve samimi bir davet, yani bu ortamdaki bütün paydaşlara bu daveti yapmak istiyorum. Bir arada çalışalım. Çünkü sağlık sektörü sadece devletin çalışacağı, sorunlarını çözeceği bir alan değil. Sağlık profesyonellerinin tek başına çözebileceği bir alan da değil. O yüzden Janssen Türkiye kendini buna adadı. İlerlemek, iyi şeyler yapmak istiyoruz. Herkesle birlikte çalışmak istiyoruz. O yüzden her türlü ortaklığa açığız. Hastaların tedavilerini geliştirmek için ne gerekiyorsa yapmak istiyoruz.

 

Teşekkürler.

janssen türkiye
ilaç
asgar rangoonwala
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir