Medimagazin logo

Solunum testleriyle zorla astım teşhisi konuluyor

Prof.Dr.Ahmet Rasim Küçükusta'nın yazısı....
Solunum testleriyle zorla astım teşhisi konuluyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Solunum fonksiyonlarını ölçen aletler son senelerde giderek yaygınlaştı. Bunlardan artık neredeyse her hastanede var.

 

Solunum fonksiyon testlerinin doğru teknikle, iyi kalibre edilmiş aletlerle uygulandığında ve doğru yorumlandığında işe yaradığına hiç şüphe yoktur ama şu da bir gerçektir ki bu testler yüzünden “sayısız” insana da astım ve KOAH teşhisi konarak gereksiz tedaviler yapılıyor.

 

Oysa bu testlerin tek başına bir manası yoktur ve asla o kişinin tedavi edilmesi gereken bir hasta olduğunu da göstermez.

 

Bu testleri kime yapsanız ölçülen değerlerin bazılarında “normale” göre düşüklükler belirlenebilir.

 

Bu testlere bakıp da insanlara astım veya KOAH teşhisi koymak ve ilaç vermek, boyu 1.65 olan bir yetişkine “Senin boyun normale göre en az 10 santim kısa” diyerek boy uzatıcı ilaç yazmaya kalkmaktan farklı bir şey değildir.

 

Her zaman söylediğim gibi “laboratuar bulguları değil hastalar tedavi” edilmelidir.

 

Zorla astım yapılan hastalar

Her gün solunum testi yapılarak astım veya KOAH teşhisi konan ve bu sebeple de “ömür boyu ilaç kullanmaları gerektiği” bildirilen insanlarla karşılaşıyorum.

 

Dikkat ederseniz insan dedim hasta demedim. Çünkü bunların büyük çoğunluğu hasta değil veya hasta olsalar bile ilaç kullanmaları gereken hastalar değiller.

 

Bu hafta başında muayene için 65 yaşında emekli öğretmen bir hanım “Acaba ben astım mıyım?” diye geldi.

 

Bir üniversite hastanesinde solunum testi yapılmış, astım teşhisi konarak Sağlık Kurulu raporu çıkarılmış ve bir torba ilaç yazılmış.

 

Hastanın ayrıntılı bir anamnezini aldım. Anlattıklarının astımla KOAH’ la hiçbir alakası yoktu. Sigara da kullanmamıştı. Onun nefes darlığı diye tarif ettiği şey tamamen psikolojik bir olaydı. Aldığı hava ona tam yetmiyormuş gibi geliyor ve havaya doyamıyordu ama düz yolda rahatça yürüyor ve 3-4 kat merdiveni dinlenmeden çıkabiliyordu.

 

Hastamın fizik muayenesi de normal idi. “Kullandığı tüm ilaçları bırakmasını, hiçbirine ihtiyacı olmadığını” söyledim.

 

Genç bir kızın mektubu

Aşağıda okuyacağınız mektup da zorla astım yapılanlar için iyi bir örnek. Mektubu okuduğunuzda bunları yazan bir kişinin astım olamayacağını siz de anlayacaksınız.

 

İşte o mektup:

“Merhabalar,

Ben Ece. 1991 doğumlu çalışan ve okuyan bir bayanım. Geçtiğimiz aylarda kalbim çok sıkışıyordu. Ofisimizde kalp rahatsızlığı olan genç bir arkadaşım ihmal etmemi söyledi. Onun ısrarları üzerine bir özel hastaneye muayene olmaya gittim.

 

EKG çektiler ve ultrasonda bir şey çıkmadı. Strese bağlı olabileceğini düşünerek son olarak efor testi istedi. Efor testi 9 dakikaydı. Ben altıncı dakikada nefesim yetmediği için devam edemedim. Doktorum biraz azarla niçin devam edemediğimi sordu ve anlattım.

 

Hemen göğüs hastalıkları bölümüne yönlendirdi. Kısa bir muayene olduktan sonra benden kan testi, akciğer filmi ve solunum testi istedi. Muayene ettiğimde bir sorun gözükmüyor ama diğer testlerin sonuçlarına da bakalım dedi.

 

Ertesi gün diğer testleri oldum. Kanda ve akciğer filminde bir şey çıkmadı. Solunum testim düşük çıktı. Alerjik astım dedi fakat bana normal bir astım hastasının kullandığı ilaçları verdi.

 

Belki de çok üzüldüğümden olsa gerek çok fazla üzerinde durmadı. Verdiği ilaçları 15 gün kullandıktan sonra tekrar muayene olmaya gittim.

 

Müthiş bir değişme olduğunu söyledi. Çok sevinmiştim fakat değerlerimde sadece 1 birim artış olmuş. İlaçları bırakacağım diye seviniverdim bir ara işim gereği astım hastalığını kişilere ve müşterilerime anlatırken astımın vücuda girdi mi ölene kadar bırakmayacağını anlatırken ki takındığım serinkanlılık doktorumla konuşurken yoktu.

 

Oysaki astım vücuda girdi mi ölene kadar bırakmayan bir hastalık. Ben öyle öğrendim. En doğrusunu sizler bilirsiniz. şu an Ventolin İnhaler 100 mg, Symbicort forte Turbuhaler 320/60 doz ve Nasacort AQ burun spreyi ve Deloday 5 mg alerji hapı kullanıyorum ve 2. muayene olmaya gittiğimde tekrar kullanmaya devam etmemi söyledi.

 

Ben  … şirketinde satış ve pazarlama bölümünde çalışıyorum. Şirketin sağlık ve temizlik robotunun tanıtımını yapmaktayım. İşim gereği tanıtımlarda tozlarla uğraşıyorum çok aşırı derecede olmasa da. Ama şöyle söyleyeyim bu işe girdiğimde böyle bir hastalık söz konusu değildi.

 

Daha 2 aydır bu hastalığı yaşadığımı biliyorum. Orta halli bir ailenin çocuklarının en büyük ferdiyim. Çalışma gibi bir zorunluluğum yok. Ailemden yana öyle bir baskı da yok ama çalışmak aileme destek olmak zorundayım.

 

Bronşitli bir de kardeşim var çünkü. İşim gereği iyi para kazandığımdan bu işten ayrılmak istemiyorum. Tabi iş arkadaşlarımdan hiç ayrılamam hele ki sevdiğim bir çocuk var birbirimizle anlaşamadığımız ondan hiç kopamam.

 

Şimdi diyeceksiniz ki bunları bana niye anlatıyorsunuz. İşimden ayrılmak istemiyorum ama sağlığım kaybedersem ne o arkadaşlarımı sevebilirim ne de hayatımı sürdürebilirim. Orada devam edersem nefes almakta zorlanacağım ama ayrılırsam sevdiğimle zaten kavuşamıyorum onu göremediğim her gün zaten nefessiz kalacağım.

 

Bu akşam bir tanıtımda çok tıkandım. Boğazım da şişti soğuktan. 2 gündür konuşmakta zorlanıyorum. Gündüz tanıtımdan önce  … tıp merkezine gittim. Şikâyetlerimi bildirdim. Oradaki doktor bey sizin isminizi bana verdi. Çok iyi bir doktor olduğunuzu söyledi ve hastalarınızdan astımı atlatan çokmuş, öyle söyledi.

 

Bugüne kadar şükür bir hastalık atlatmadığım için sizi duyma ya da tanıma fırsatım olmadı. Aslında bu yanlış bir cümleydi. Hasta olmama gerek yok. Yaşam mücadelesiyle o kadar uğraşıyorum ki genel olarak herhangi bir bilgi edinmeye de fırsatım olmuyor doğrusu ve ben bu akşam tanıtımdan çıktıktan sonra ağladım. Yeter artık kaldıramıyorum bu hastalığı dedim.

 

Rabbim affetsin günaha girdim. Sonuçta rabbim kimseye kimsenin bedenine kaldıramayacağı kadar yük vermez. Ben bu yükü kaldırabilecekmişim ki bu derdi karşıma çıkardı. Ama Ahmet hocam ya vücudum yenik düşer de benim umursamazlığım üstüne eklenir de dünyaya veda etmek zorunda kalırsam. Ben daha çok gencim.

 

Ölmek istemiyorum. Ölmek istemiyorum demekte saçma fakat benim daha hayallerim var. Ben daha kemanımla konserler vermeyi hayal eden, ileride o sevdiğim çalıştığım yerdeki adamla -ki hiç sanmıyorum almaz o beni :)- onunla evlenip anne olmak istiyorum.

 

Çocuklarımla oynarken tıkanmadan onları sevebileyim istiyorum. Hayatımın geri kalanını somurtarak o ilaçlarla dert ortağı olarak geçirmek ve bir başkasının hayatını zehir etmek istemiyorum. Hayatımı dolu dolu geçirmek kısalan ömrümü yetmeyen nefesimi iyi bir şekilde kullanmak istiyorum.

 

Bu anlattıklarım size komik gelebilir. Gülebilir ya da basını okuyup ortasında sıkılıp sonunu dinlemeden böyle şey de olur mu yahu diyip kestirip atar mısınız bilemem ama tek bir şey biliyorum. O da bana azalan oksijenimi geri kazandırabilirsiniz.

 

Sizinle tanışıp tedavi olamazsam gücümün yettiği yere kadar tedavi olmaya çalışacağım. Yarım kalan nefesimi sevdiğimin gözlerinden güç alarak uzaktan içimde yaşayacağım hastalığımı.

 

Daha fazla abartmayayım ben en iyisi. İçimden geçenlerdi oysa ki. Şimdiden teşekkür ederim. 10 dakika yorulan gözleriniz hatırına ve hayallerim için sizden acil yanıt bekliyorum..

Kendinize iyi bakın. Bol oksijenli aydınlık günler diliyorum. “

 

Gelelim neticeye

Solunum fonksiyon testleri sadece özel durumlarda teşhise katkı sağlayabilir. Yalnızca bu testlere bakarak astım veya KOAH teşhis konması da tedavilerin bu testlere göre düzenlenmesi de doğru değildir.

solunum
testleriyle
zorla
astım
teşhisi
konuluyor
Yorum (4)
mustafa
bu şekilde genelleme yapmak göğüs hastalıkları uzmanlarını zan altına bırakır dünyanın her yerinde sft cihazları kullanılarak, fm ve anamnezle astım tanısı konur. sft cihazlarında proplemler varsa bunu çözecek idarelerdir. astım koah raporlarını sadece göğüs hast uzmanlarının vermesi bu proplemleri ortadan kaldırır
3
Cevapla
Dr.Aşkın
Buradaki sorun şu; 1.)SGK zaten ilaçların raporlandırılması için FEV1
26
Cevapla
Hk
Bravo Rasim bey yine bir hastanin hayatini kurtardiniz... Turk tibbinin buyuk duayeni... Sizin gibi su ulkede 20 tane doktor olsa saglik sorunu kalmaz... Hastaya soyle denmis ama ben sunu saptadim tarzi yazilarla egonuzumu tatmin ediyorsunuz ?? Simdi bu tarz yazilari okuyan halk doktorlarin tanisina guvenir mi zannediyorsunuz ? Sonrada bir hasta bir hafta icinde 3-5 farkli doktora gorunup is yukunu artirmaz mi?? Doktor- hasta iliskisini ve guvenini sarsici her yazi cahilliktir... Umarim denk gelrde okursunuz bu yaziyi...
10
Cevapla
drnefes
Hocama aynen katılıyorum ve bir Göğüs Hst. Uzmanı olarak bu sorunları daha sık yaşadığımızı belirtmek istiyorum .Biliyorsunuz raporları sadece Göğüs Hst. çıkarmıyor, dahiliye hatta kardiyoloji bile rapor çıkarıyor.( hatta ilginç şekilde raporlarda Göğüs ve diğer branş sayısı eşit) Bu arkadaşların sft den ne kadar anladıkları tartışılır. Bir sft nin uyumlu ve kabul edilebilir yapılıp yapılmadığını anlayabilecek Göğüs HST. dışında hekim arkadaş ben şuana kadar görmedim ama buradaki sırf rakamlara bakarak, muayenesi vs normal ama sft'yi yapamadığı için değerleri çok düşük çıkmış-aslında normal- KOAH-astım tedavisi başlanan çok hasta gördüm. Yani SFT burada tanıya katkı yapacağına yanlış tanıya götürüyor ya da yanıltıyor. O yüzden işi uzmanına bırakmak gerekiyor bence ,Göğüs Hastalıkları uzmanı bir hastanede neden var bu hastalıkları doğru teşhiş etmek için ama aynı hastaya hem Göğüs hst hem Dahiliye hatta kardiyoloji tedavi düzenliyor. Aynı şikayetteki hastayı hem göğüs hst hem kbb hem dahiliye hem kardiyoloji tetkik edebilir ancak hekim diğer branşı daha çok ilgilendiren hastalığı düşündüğünde yönlendirmeyip teşhiş ve tedavi etmeye kalkarsa böyle binlerce yanlış tanı ve sarfedilen milyarlık ilaçlar, karına kar katan firmalar görürüz..Ne diyelim devletimizin parası galiba çok geliyor.. Tek ibare bile bu sarfı çook azaltacaktır: "Göğüs Hst. Uzmanı olmayan yerde" diğer branşlar rapor çıkarmalı...bu kadar basit..
13
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir