Frost & Sullivan, sağlık bakım hizmetlerinde Türkiye için de önem taşıyacak olan 'entegre sağlık' trendine yönelik kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi.
Frost & Sullivan'a göre hasta bakım teknolojisi, hızla gelişen pazar dinamiklerine uyum sağlayarak, geleneksel kurulumlardan, özel olarak uyarlanmış, uygun maliyetli ve daha elverişli çözümlere olan geçişe hızla yönelmek durumunda kalıyor. Bu evrimi ise bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sağlıyor. Sektördeki bu dönüşüme ve bütünleşme eğilimine destek olmak amacıyla Frost & Sullivan'ın "Birleşik Sağlık: Sağlık Bakım Hizmetlerinin Dönüşümünde Bir Yapı Taşı 2010-2012" başlıklı çalışması yayınlanmış bulunuyor. Çalışma, 'entegre sağlık' alanında anahtar noktaların yanı sıra son iki yıllık gelişmelere yönelik kapsamlı bir profil de sunuyor.
Frost & Sullivan tarafından yakın zamanda tanımlanmış olan 'entegre sağlık'; bilgi işlem hizmetlerinin yanı sıra hasta bakım hizmetlerinin sunulmasına ve bu hizmetlerden doğan ödemelere yönelik geniş bir yazılım, donanım, hizmet ve içerik yelpazesi sunuyor. Bu platformun çekirdeğinde, uzak mesafelerde bulunan hastalara tıbbi yardım sağlanması amacıyla tasarlanmış gelişmiş telekomünikasyon teknolojilerini temel alan telesağlık birimi yer alıyor. Bu araçlar yoluyla gelişen hizmetler kalite ve maliyet üzerinde olumlu bir etki oluşturuyor, gerek şirketler ve sağlık profesyonelleri gerekse hastalara olumlu bir deneyim sağlıyor.
Entegre sağlık birçok bileşenden oluşuyor
Entegre sağlığın, sağlık bakım hizmetlerinde bugüne kadar görülen en karmaşık ve bütünleşik olgulardan biri olduğunu ifade eden Frost & Sullivan Yetkili Analiz Uzmanı Zachary Bujnoch, sektörün karşısında bulunan en büyük engelin, doğrudan sektör içinde yer alan kişilerin vizyonlarındaki karmaşadan kaynaklandığını belirtiyor. Entegre sağlık olgusunu doğru şekilde değerlendirmek için eksiksiz, bütünsel bir perspektiften bakmak gerektiğini dile getiren Bujnoch, çeşitli pazarlar bir bütün olarak ele alındığında, sağlık bakım sektörünün neden sürekli bir hareket içinde olduğunun anlaşılabileceğini, bu nedenle birbiriyle ilişki içinde bulunan bu geniş bütünün derinlemesine kavranmasının önemine vurgu yapıyor.
Frost & Sullivan'ın tespitlerine göre hastalar farklı hizmet sağlayıcıların dahil olduğu bireysel tedaviler talep ederken, pratisyenler arasındaki iletişim ihtiyaçları daha da yükseltiyor. Uzaktan izleme, telesağlık, mobil sağlık ve elektronik sağlık kayıtları gibi öğeleri temel alan çözümler ortaya konulmaya devam ediyor. Özellikle 'baby boomer' olarak tanımlanan (2. Dünya Savaşı sonrasında ABD hükümetinin azalan nüfus sorununa karşı nüfus kampanyası başlatmasıyla doğan çocuklar) talepkar orta kuşağın, ileri yaşlı kuşağın yerini almasıyla bu ihtiyacın daha da önem kazanması bekleniyor.