İSTANBUL - Kalp kapağı hastalıklarında mekanik kapak takmak yerine hastanın kendi dokusuyla tamir yöntemini Türkiye genelinde yaygınlaştırmak amacıyla, Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas ve Eğitim Hastanesi'nin ev sahipliğinde ''Koşuyolu Kalp Kapağı Tamir Atölyesi'' düzenlendi.
Atölye çalışması kapsamında Portekizli cerrah Prof. Dr. Manuel Antunes'in eşliğinde bugün ve yarın gerçekleştirilecek ameliyatlardan canlı görüntülerle cerrahlara eğitim veriliyor.
İki günlük atölye çalışması kapsamında yapılacak ilk ameliyat öncesi düzenlenen basın toplantısında soruları cevaplandıran Portekiz Cumhurbaşkanı Anibal Cavaco Silva'nın da doktoru olduğu belirtilen Antunes, kalp kapağındaki problemi yapay kapakla değiştirmek yerine hastanın kendi dokusu ile tamir edilmesinin en iyi yöntem olduğunu söyledi.
Antunes, atölye çalışması kapsamında iki günde 7 hastanın ameliyat edileceğini ifade ederek, ''Kapak tamiri bir sanat şekli, heykeltıraşlık gibi. Ehil bir terzi nasıl parçalanmış bir kumaşı normal haline getirmek için bazen yamalıyorsa, bazen dikiyorsa, bazen kesiyorsa, bazen de ekleme yapıyorsa, biz de aynı özenle kalp kapağını tamir ediyoruz'' diye konuştu.
Ülkesinde hastaların üçte ikisine tamir yöntemini uyguladıklarını dile getiren Antunes, yaşlı hastalarda yönetimin avantajlarının fazla olmayacağından uygulamadıklarını, genç hastaların bu yöntemden büyük fayda gördüğünü söyledi.
-Hastane başhekimi Doç. Dr. Esen-
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ali Metin Esen de Antunes ile 7 Türk hastanın ameliyatına girerek uyguladığı yöntemi Türk meslektaşlarıyla paylaşacağını belirtti.
Esen, 1980'li yıllardan itibaren bu tür ameliyatların Türkiye'de de uygulanmaya başlandığını, ancak yaygınlaştırılamadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kalp kapağı ameliyatları, Türkiye'de yüzde 90'a yakın oranda metal kapak kullanılarak yapılıyor. Aslında biliyoruz ki bu tür ameliyatların büyük kısmı, metal kapak takmak yerine kapak onarılarak yapılması mümkün. Onarılması mümkünken değiştirilmesi, Türk kardiyologları ve kalp damar cerrahlarını da huzursuz eden bir konu. Biz de hastalarımızın kalp kapaklarının uygun vakalarda tamir edilmesini, protez kapakla değiştirilmesini istemiyoruz.''
Metal kapak kullanılan hastaların ömürlerinin sonuna kadar kan sulandırıcı ilaç kullandıklarını anlatan Esen, bu ilaçların kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan rahatsızlar nedeniyle her yıl yüzlerce kişinin hastanelerinin acil servislerine başvurduğunu belirtti.
Doç. Dr. Esen, ''Türkiye'de kapak tamiri yapan referans hastanelerin oluşmasını istiyoruz. Bunlardan birinin de bizim hastanemizin olması için çalışıyoruz. Kalp cerrahlarımızın bazılarını bu konuda yurt dışındaki merkezlere eğitime göndermek ve kendi hastanemizde de kapak tedavisinde tamir yöntemlerinin kullanılmasını istiyoruz. Tamir yönteminin Türkiye genelinde yaygınlaştırılması için düzenlediğimiz bu atölye çalışmasına Türkiye'nin her bölgesinden ve Azerbaycan'dan cerrahlar katılıyor. Bu toplantı hem hastalar hem de meslektaşlarımız açısından son derece önemli. Toplantımızın nihai amacı, uygun olan tüm vakalarda tamir yönteminin tercih edilmesi'' şeklinde konuştu.
Kalp kapağı ameliyatların ekip başkanı olan Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi eğitim görevlisi Doç. Dr. Cengiz Köksal, Antunes'in yanına yaklaşık bir yıl önce gözlemci olarak gittiğini ve onun kliniğinde çalıştığını ifade ederek, Antunes'in tekniğiyle ve cerrahisiyle bir eğitmen olarak çok etkileyici olduğunu söyledi.
Hastanın kendi kapağının kullanılmasının, sun'i kapak kullanıldığında olduğu gibi ilaç kullanmayı gerektirmediğini vurgulayan Köksal, ameliyatta suni metal kapak kullanılan hastaların ömürlerinin sonuna kadar pıhtı önleyici bir ilacı kullanmak zorunda olduklarını kaydetti.
Köksal, bu tür ilaçların kişide kanama riski yarattığına, mide kanamasına yol açabildiğine işaret ederek, bu nedenlerle bu kişilerin hayatlarının sonuna kadar rutin olarak test yaptırmaları gerektiğini anlattı.
Dünyada kapak tamiri oranının yüzde 80-90'larda bulunduğunu, Türkiye'de ise bu oranın çok düşük olduğunu ifade eden Köksal, Antunes'in de katıldığı bu atölye çalışmasının bu oranı yükseltmesini hedeflediklerini bildirdi.
Suni metal takılan kalp kapakçığı ameliyatlarının daha seri yapılabildiğini, ancak ameliyat sonrası hastanın yaşam boyu ilaç kullanmaya mahkum edildiğine işaret eden Köksal, hastanın kendi dokusuyla tamir yönteminin daha zor, daha teknik ve daha fazla özen gerektirdiğini aktardı.
Köksal, bu ameliyatların standart bir işlem olmadığını, el becerisi gerektirdiğini, bu nedenle Türkiye'de yaygın hale getirilemediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Hastaların yaşam kalitesini arttırmak için tamir işlemini yapmalıyız. İdeal kalp kapağı yok. En ideal kapak hastanın kendi kapak dokusu. Eğer hasta uygunsa kapak problemlerinde en iyi cerrahi yöntem, hastanın kendi dokusu kullanılarak yapılan kapak tamiridir. Dünyada yapılan çalışmalar da kapak tamirinin ameliyat riskini azalttığı, orta ve uzun dönemde hastanın yaşam kalitesini arttırdığı yönünde. Kapak tamiri için en uygun hastalar genç ve orta yaş hastalar ve özellikle çocuk sahibi olmak isteyen kadın hastalar. Genç kadın hastalarda ilaç kullanımı olmayacağından hamilelik süreci normal şartlarda sürdürebilir.''
Basın toplantısının ardından 35 yaşındaki bir kadın hastanın kalp kapağı tamir ameliyatı yapıldı.
Prof. Dr. Antunes'in bugün ve yarın ameliyatlarına eşlik edeceği genç ve orta yaştaki 7 hastanın 3'ünde çocuk yaşlarda geçirdikleri ateşli romatizma kaynaklı kapak problemi, diğerlerinde ise genetik kapak bozukluğu bulunuyor.