İzmir Tabip Odasının desteği ile açılan davada, klinik şeflerinin yetkilerinin alınmasına dair uygulamada yürütmenin durdurulması kararı verildi.
Resmi Gazete’de 2 Kasım 2011 tarihinde yayımlanan 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Sağlık Bakanlığının yapılanmasına ve sağlık sistemine ilişkin köklü değişiklikler yapılarak, eğitim ve araştırma hastanelerinde eğitim kliniklerinin bilimsel ve idari yönetiminden sorumlu klinik şef ve şef yardımcılarının yetkileri bir gecede alınmış, klinik şef ve şef yardımcıları eğitim görevlisi kadrosuna atanmış, eğitim kliniklerine eğitim ve idari sorumlu görevlendirme yetkisi hastane yöneticisine verilmişti.
Bu düzenlemenin ardından, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Klinik Şefi olarak görev yapan bir hekim, hastane başhekiminin genel cerrahi kliniklerine eğitim ve idari sorumlu ataması işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali ile bu atama işlemine dayanak olan 663 sayılı KHK’nın ilgili maddelerinin Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu aracılığı ile dava açtı.
Klinik şefinin başvurusunu değerlendiren İzmir 1. İdare Mahkemesi, eğitim sorumlusunun belirlenmesinde kıdem, kariyer ve liyakat bakımından herhangi bir nesnel değerlendirme yapılmadan eğitim sorumlusu atama işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
“Takdir yetkisi sınırsız değil”
İzmir 1. İdare Mahkemesi kararında özetle, 663 sayılı KHK’nin geçici 2. maddesi gereği hastane başhekiminin eğitim ve idari sorumlu görevlendirme yetkisinin olduğu, bu konuda hastane yöneticisine takdir hakkı tanındığı, ancak yerleşik ve genel kabul görmüş içtihatlara göre atama veya görevlendirmede takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı vurgulandı. Kariyer ve liyakat gibi nesnel ölçütlerin dikkate alınıp alınmadığının denetlenmesi gerektiğinin dile getirildiği kararda, davalı idarenin mevcut eğitim görevlileri arasında eğitim ve idari sorumlu olarak görevlendirdiği hekimi hangi ilke ve ölçütlere göre görevlendirdiğine ilişkin bir açıklama yapmadığı bildirildi.
Kararda, “Kliniğin mevcut eğitim görevlileri arasından önceki görevleri, akademik unvan ve uzmanlık dalında uygulamadaki üstünlük ve deneyimleri, mesleki kıdemleri gibi nesnel ve personelin liyakatinin değerlendirilmesinde temel alınabilecek ölçütler kıdem, kariyer ve liyakat bakımından herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, alanında doçent unvanı bulunan davacının uzun yıllardır klinik şefi, şef yardımcısı ve klinik şefi olarak görev yaptığı kliniğe bir başka kişinin klinik eğitim ve idari sorumlusu olarak görevlendirilmesine ilişkin işlemlerde, neden ve amaç bakımından hukuksal uyarlık bulunmadığı” kaydedildi.
Unvan ve yetkiler yöneticilerin takdirine bırakıldı
İzmir Tabip Odasından yapılan açıklamada, “Klinik şef ve şef yardımcılarının büyük emek harcayarak kazandığı unvan ve yetkileri, 663 sayılı KHK ile sözleşmeli hastane yöneticilerinin takdirine bırakılmıştır. 663 sayılı KHK’nin yayımlanmasını takip eden süreçte, hastane başhekimlikleri eğitim kliniklerine eğitim ve idari sorumluları görevlendirmiş, aynı dalda birden fazla eğitim kliniği olan kliniklere başhekimin uygun gördüğü eğitim sorumlusu atanmıştır.” denildi.