Rektör seçilirsem türban yasağı devam edecek
Vatan Gazetesinin haberi:
Prof. Söylet, “Eşimin çarşaflı olduğunu bile söylediler. Laiklik karşıtı eylemler yapacağım şeklinde e-mail atanlar olmuş, ayıp. Eğer rektör seçilirsem üniversitedeki türban yasağı devam edecek” dedi.
İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) önceki günkü rektörlük seçimlerinde Prof. Dr. Yunus Söylet 467 oy alarak seçimleri 2’nci sırada tamamladı. YÖK üyeliğinden istifa ederek aday olan Prof. Söylet’in adı YÖK’e gönderilen ilk 6 aday arasında yer alacak. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın aile doktorluğunu da yapan Prof. Dr. Yunus Söylet’in Eczacılık Fakültesi’nden mezun olan eşi Dilek Söylet’in türbanlı olması, “rektörlük koltuğuna” yakın olabileceği tartışmalarını da gündeme getirdi. Konuyla ilgili olarak VATAN’a konuşan Prof. Dr. Söylet ise iddiaları “Çok ayıp” olarak değerlendirdi. Prof. Söylet, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Eşiniz türbanlı olduğu için seçilme şansınızın yüksek olduğu konuşuluyor. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ayıp edildiğini söylüyorum. Hele bir çok çevrede eşimin çarşaflı olduğu bile söylendi. Bu tip söylentileri ayıp buluyorum. 34 senedir eşimin türbanlı oluşu hiçbir başarıma engel olmamışken şimdi niye olsun.
Rektör seçilirseniz üniversitede türban serbest olacak mı?
Kanunlara karşı gelinebilir mi? Bir yönetici farklı düşüncelere inansa da kanunlara uyar. Kırmızı ışıkta geçmemeniz gerekiyor, vatandaşlık sözleşmesine uyacaksınız. Bu kadar sene kanunlara uyumlu bir vatandaş niye değişsin?
Ama siz türban serbestisinden yanasınız?
Elbette ama türbanın üniversitelerde serbest olması için bir sebep var mı? Anayasa Mahkemesi daha yeni iptal etmedi mi? Yargı kararlarında dğişen bir şey mi oldu? Kanunlara ben de uyacağım.
Sizin Başbakan’la olan yakınlığınız da tartışılıyor?
Ben tanınmış bir doktorum. Başbakan da belediye başkanlığı yapmış. Binlerce insanı yakından tanıyan biri. Eminim rakibim durumdakilerden de tanıdığı olan bir insan. Onu tanımak son derece normal. Niye bir torpil söz konusu olsun ki. Bu yakınlığımı herhangi bir şekilde kullanmış olsaydım bu benim ayıbım olurdu. Bakın rektör seçiminde akademik ölçüler var. YÖK bizden akademik performansımızı gösterir bir dosya istedi. Bunları inceleyecekler. Hayatımızdaki akademik kariyerimize bakacaklar ve öyle karar verecekler.
Türbanlı eşiniz olduğu için eleştirilmenize ne diyorsunuz?
Ben her türlü kutuplaşmaya karşıyım. Diyelim iki kutup var ve çatışma içindeyse ne huzur ne de üretim oluyor. Bu tür kavgalar dışarıdan birilerinin müdahaleleriyle sonuçlanıyor. Aynı şey üniversiteler için de geçerli. Sosyal problemlerini kendi iç dinamikleri ile çözemeyen kurum ve toplumların dış etkilere açık olduğunu bilmem beni kurumlarımız ve devletimiz bakımından çok kaygılandırıyor. Dolayısıyla problemi kişisel değil bu boyutuyla görüyorum ve inatlaşmanın uzun vadeli sonuçlarından ülkem adına korkuyorum.
2005’deki seçimde durum nasıl sonuçlandı?
İÜ’DE 2005’te yapılan rektörlük seçimlerinde Prof. Mesut Parlak 743, Prof. Faruk Erzengin 377, Prof. Nur Serter 334, Prof. Hasan Yazıcı 301, Prof. Yavuz Alangoya 263, Prof. Kemal Kurtuluş 64 oy almıştı. YÖK, Nur Serter’i aradan çıkararak “Parlak, Erzengin ve Alangoya” nın isimlerini Köşk’e bildirmiş ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de en yüksek oyu alan Prof.Parlak’ı rektör olarak atamıştı.
Seçimden önce benim adıma e-mailler gönderilmiş!
- Son gece birçok kişiye bir e- mail atılmış. E- mail’de benim tarafımdan laiklik karşıtı eylemler yapılacakmış gibi bir şeyler yazılmış. Bu e- mail gidince ’niye böyle değişti’ diye alınıp bana kırılanlar olmuş. Savcılığa başvurduk, soruşturma sürüyor.
…………………………………….
Hangi senaryo kazanacak?
Abbas Güçlü-Milliyet
İstanbul Üniversitesi’nde son sözü YÖK mü, Çankaya mı, yoksa Başbakan Erdoğan mı söyleyecek? Gelen duyumlar, sandığa değil, “derin ilişkilere“ itibar edileceği yönünde. Sandıktan ikinci sırada çıkan Yunus Söylet’in rektörlüğüne kesin gözüyle bakılıyor.
Peki, Çankaya, kendisini tartışmalı hale getirecek böylesi bir olasılığa sıcak bakmadığına göre, bu nasıl gerçekleşecek?
Bu konuda üç senaryo var. Her biri ilk 3’e giren farklı bir adayın rektörlüğü üzerine kurulmuş. İşte Ankara’da konuşulan bu senaryolar:
1. YÖK, sandıktan çıkan ilk 3’ü, yani Akyüz, Söylet ve Boydak’ı, sıralamayı hiç bozmadan Çankaya’ya bildirecek. Gül de, şimşekleri üzerine çekmemek için, birinci sıradaki Ali Akyüz’ü rektör olarak atayacak. Normalde olması gereken bu. Ama gelen duyumlar bu olasılığın fazla bir şansı olmadığı yönünde.
2. Birinci Akyüz liste dışı bırakılarak, Söylet, Boydak ve Ahad Andican’lı bir liste Çankaya’ya yollanacak. Böylece, Cumhurbaşkanı, birinci olanı atamadı da, ikinciyi, yani Başbakan’ın arkadaşını rektör yaptı tartışmalarının önü kesilmiş olacak. Uygulama şansı çok yüksek gözüküyor.
3. Akyüz’ün liste dışı kaldığı, Söylet, Boydak, Andican ya da Erzengin’li bir liste Çankaya’ya gönderilecek. YÖK ve hükümetin bu konudaki gözü karalığının kamuoyunda yaratacağı tepki Çankaya’yı ürküteceği için üçüncü bir isim arayışı gündeme gelecek ve en donanımlı CV’ye sahip olan Boydak’ın başına talih kuşu konacak. Ne kadar kabul göreceği ise, YÖK’ün listesi ve kamuoyunun tepkisine bağlı.
Peki, YÖK en çok o alanı liste dışı bırakabilir mi? Evet, bırakır. Cumhurbaşkanı, en az oy alanı rektör olarak atayabilir mi? Evet, atar. Başta İÜ olmak üzere kamuoyu olup biteni kabullenir mi? Evet, kabullenir. Bütün bunların o kadar çok örneği var ki! Hiç kimse, birileri ülkeyi nereye götürüyor diye şikâyet etmesin. Üniversiteleri bu noktaya Sezer’den Teziç’e, derneklerden öğretim üyelerine asıl onlar getirdi. Baksanıza Kadir Erdin kaç oy aldı! Dahası, bu nasıl demokrasi? Yüzde 80’in oy vermediği bir isim rektör olacak!
Söylet, yarışa 12’ye 1 avantajla girdi. AKP’ye karşı oylar 12’ye bölünürken, o tek başına olmanın kaymağını yedi. Eğer 2 turlu bir seçim olsaydı, muhtemelen yüzde 80’e yüzde 20’lik bir tablo ortaya çıkabilirdi. Nasıl ki belediye seçimlerinde Ankara ve İstanbul bölünerek kaybedildiyse, İÜ’deki seçimde de bu oldu. Ama rektör adayları içerisinde en donanımlı olanlardan birinin Yunus Söylet olduğunu da özellikle söylemek isterim.
…………………………………….
AKP’ye yakınlık ikinciyi rektör yapar mı?
Radikal Gazetesinin haberi
İÜ rektörlük seçimlerinde birinci Prof. Dr. Ali Akyüz, ikinci ise Yunus Söylet oldu. Akıllarda ise şu soru kaldı: Cumhurbaşkanı birinciyi mi yoksa hükümete yakın ikinciyi mi atayacak?
UMAY AKTAŞ SALMAN
İSTANBUL - İstanbul Üniversitesi rektörlük seçiminde en çok oyu Çapa Tıp Fakültesi’nden Prof.Dr. Ali Akyüz aldı. İkinci sırada ise ‘hükümetin adamı’ olarak nitelendirilen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Yunus Söylet var. Akyüz ile Söylet arasında sadece 16 oy fark var. Şimdi gözler YÖK ve Cumhurbaşkanı Gül’de. Üniversite camiasının kafasında ise şu soru var: ‘Oy farkının az olması ve Söylet’in hükümete yakın olduğu iddiaları sıralamada değişiklik yaratır mı?’
Yaklaşık 60 bin öğrencisi ve 2 bin 500 öğretim üyesiyle Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden İstanbul Üniversitesi önceki gün sandık başına gitti. 34 yıldır tıpçıların rektör olduğu üniversitede 14 kişi rektörlüğe talip oldu. Öğretim üyelerinden 2 bin 378’i oy kullandı. Kazanan yine tıpçılar oldu. Çapa Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali Akyüz, 483 oyla birinci sırada yer aldı. Akyüz ’ü 467 oyla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Yunus Söylet, 365 oyla Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melih Boydak takip etti. Kulislerde en çok oyu alan Prof.Dr. Ali Akyüz’ün liberal bir çizgide olduğu ve Çapa Tıp Fakültesi’nde sevildiği konuşuluyor. Yunus Söylet ise hükümete yakın bir isim olarak nitelendiriliyor. Rektör Mesut Parlak’ın da ‘Hem aday olacaksın, hem bu adayın değerlendirileceği kurulun üyesi olacaksın, hem de siyasi iktidarın tercih ettiği bir kişi olacaksın. Böyle bir şey olamaz’ dediği Söylet, rektörlüğe aday olduktan sonra YÖK üyeliğinden istifa etmişti.
Üçüncü olan Melih Boydak ilk altıda yer alan tıp fakültesi dışından tek öğretim üyesi oldu. Tek kadın rektör adayı Diş Hekimliği Fakütesi Öğretim Üyesi Gülçin Bermek ise sadece 81 oy alabildi.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği İkinci Başkanı Prof.Dr. Hüseyin Çelik beklentilerinin birinci sıradaki adayın atanması olduğunu belirtti.
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof.Dr. Tahsin Yeşildere ise birinci sıradaki adayın atanması için diğer beş adayın açıklama yapabileceğini belirterek “Bundan önceki atamada sıra değişikliği oldu. Kendi siyasi görüşlerine yakın olanı atadılar. Yunus Söylet’in de Cumhurbaşkanı tarafından YÖK Genel Kurul Üyesi olarak atanmış olması böyle bir izlenim veriyor” diye konuştu.