"Medimagazin’deki bir başlıkta "Bu yıl üç bin doktor yurt dışına çalışmaya gidecek’’ diye yazıyor. Bir zamanların en gözde olan mesleğinin mensupları bir başka ülkede göçmen statüsünde çalışmak için ülkesini terk ediyor. Doktorların %67’si yurtdışında çalışmak istiyormuş. Avrupa’daki ırkçıların gözünde göçmen olmak bile şimdiki durumlarından daha iyi bir konum olarak değerlendiriliyor.
Hekim göçünün önüne geçilemiyor! Bu yıl gidenlerin sayısı 3 bine ulaşacak
Durumundan memnun olan bir grup doktor var ama onlarda Profesör unvanını alanlar. Bu gruptaki doktorların çoğunluğu mesleklerinin kendilerine sağladığı maddi olanaklarından memnunmuş. Şaşırtıcı bir sonuç değil nedense!
Türkiye'de doktorların yüzde 67'si yurt dışına gitmek istiyor
Tam bu haberlere bakarken ilimizin en büyük devlet hastanesinde doktorlara yıllık 34 Lira giysi yardımı adı altında ödeme yapıldığını duydum. Otuz dört lira, bu nedir? Alay mı? Komedi mi? Göçe teşvik mi?
Üstelik son yıllarda TUS tercihlerinde doğal olmayan bir tercih dağılımı vardı. Hasta ile direk teması olmayan, hasta sayısı az olan ve cerrahi olmayan branşlar tercih sıralamasında ön plana çıktılar. Bu durum doğal değildi ama ilgililerin ilgisini çekmedi. Durumun garipliğini fark edip uyarıda bulunanlar da tabii ki dinlenilmedi.
Bir doktor ülkeye ne kadar TL’ye mal oluyor, yetişmiş doktoru almak etik mi? Bu göçü tersine çevirmek varken, neden doktorların sorunlarını çözmek yerine derinleştirmek tercih ediliyor. 2 Aralık 2021’den beri iyileştirilemeyen doktor maaşlarının iyileştirilmesi konusu artık camiaya bıkkınlık getirtti.
Doktor göçü durdurulmazsa (tabii ki doğal yöntemlerle) bir süre sonra iyi yetişmiş doktor kalmayacak ülkemizde.100 yıl içinde zorluklarla oluşturduğumuz ve gurur duyacağımız düzeyde olan sağlık kadromuzu yeniden oluşturmak çok zor olacak. Saygı hepinize."
Dr. Özcan Yılmaz