Kronik miyeloid lösemi (KML)’yi kısaca anlatır mısınız? Kimlerde ve ne sıklıkta rastlanıyor? Sıklık konusunda ülkemiz Avrupa ve ABD’den farklılık gösteriyor mu?
KML, klonal ve neoplastik bir kök hücre hastalığıdır. Kök hücre ve öncül hücreler aşırı granülositik hücre üretimi konusunda şartlanmış haldedirler. Klinik seyri kronik, hızlanmış ve blastik kriz dönemi olarak üç temel faz ile seyreder. Çok yüksek beyaz küre sayısı ve büyümüş dalak en önemli bulgulardır. Hastalığın başlangıcı asemptomatik ve sinsi olabilir. Tedavi edilmeyen hastalar kesin olarak blastik kriz dönemine girerek kaybedilirler. Blastik kriz dönemi ağır bir kan kanseri tablosudur. Hastalar kanamalar, anemi, lökositoz, infeksiyonlar, ve organ yetmezlikleriyle vefat ederler.
Esasen KML, nadir görülen bir hematolojik hastalıktır. 2012 yılında ABD’de yaklaşık 5 bin 500 yeni hastaya, ülkemizde de 300 yeni hastaya tanı konulması beklenmektedir. Hastalığın önemi, tirozin kinaz inhibitörleri (TKİ) dediğimiz bir grup ilaç ile kür edilebilme potansiyeli olan bir kan kanseri türü olmasından kaynaklanmaktadır. Teşhisi erken kronik fazda iken konarak TKİ reçetesi verilir ve tedavi bir hematoloji kliniğinde uluslararası rehberlere göre yürütülürse, ölümcül bir kanser türü ağızdan ilaç alarak tedavi edilen kronik bir hastalık haline gelebilmektedir.
Ülkemizde KML’nin klinik özellikleri dünyadaki hastalardan çok önemli bir farklılık göstermemektedir. Bu nedenle bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yapılacak en iyi uygulama, KML tanısını erkenden koyarak hastalarda kronik oral TKİ tedavisini düzenlemek ve elimizdeki TKİ grubu ilaçlarla (imatinib, nilotinib, dasatinib) hastaları öncelikle blastik krizden korumak, hematolojik remisyonda tutmak, sonrasında hastalığı ortaya çıkaran Philadelphia (Ph) kromozomunu yok etmek (sitogenetik remisyonu sağlamak), Ph kromozomunun ürettiği moleküler yolakları, BCR-ABL’yi alt etmek (moleküler remisyonu sağlamak) ve en güzeli de hastalığı kür etmek çabası içinde bulunmaktır.
22 Eylül, Dünya KML Günü olarak ilan edildi. Bize bu konuda bilgi verebilir misiniz? Tarih olarak 22 Eylül’ün seçilme sebebi nedir?
KML patolojisinde hastalığı ortaya çıkaran genetik anormallik, Ph kromozomudur. Bu kromozom, 9. kromozom üzerinde bulunan ABL bölgesi ile 22. kromozom üzerinde bulunan BCR bölgesinin bir translokasyon anomalisi ile biraraya gelmesi ile ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle t(9;22) kısaltmasıyla anılır. 22 Eylül (22.09) günü Dünya KML Günü olarak ilan edilmiştir. Buradaki analoji, 9 (Eylül ayına işaret) ve 22 (Eylül ayının 22. günü) rakamlarına dayanmaktadır. Oldukça yerinde bir seçim olduğunu belirtmek isterim. Çünkü günümüzde TKİ grubu ilaçları kullanarak Ph kromozomunu yok etmek, Ph kromozomunun ürettiği moleküler yolakları, BCR-ABL’yi alt etmek ve en güzeli de hastalığı kür etmek çabası içinde bulunmak tüm hastalarda en önemli hedef haline gelmiştir. 22 Eylül Dünya KML Günü bu açılardan insan hayatına hizmet edecektir.
KML tanı, tedavi ve takibindeki yenilikler nelerdir?
KML tanı, tedavi ve takibindeki yenilikler 1998 yılından itibaren yoğunlaşarak artmıştır. Başlıca yenilik, TKİ grubu ilaçların (imatinib, nilotinib, dasatinib) keşfedilmesidir. Bu ilaçlardan önce KML hastaları kemik iliği nakli yapılmazsa kaybediliyorlardı. Böylece hastalığı ortaya çıkaran genetik anormallik olan Ph kromozomunun yok edilmesi mümkün oldu. BCR-ABL yolakları belirlendi ve bu hedefler TKİ grubu oral ilaçlar ile yok edildi. Hematolojik remisyonu, sitogenetik remisyonu ve moleküler remisyonu sağlamak ve hastalığı kür etmek hayal olmaktan çıktı. Bu parametreleri rutin laboratuvar incelemeleriyle izlemek günlük pratik halini aldı.
KML’nin belirtileri nelerdir? Bu belirtiler farklı hastalıklarla karıştırılabilir mi?
KML, kronik döneminde asemptomatik ve sinsi olabilir. Bu dönemde görülebilen belirtiler, sayıları çok artmış beyaz küre nedeni ile halsizlik ve büyümüş dalağın doğurduğu sol üst kadran ağrısıdır. Akselere faz KML’de dalak daha da büyür. Anemi ortaya çıkabilir. Ateş, kilo kaybı ve eklem ağrıları gelişebilir. Blastik terminal faz, tipik bir kan kanseridir. Klinik tablo çok gürültülüdür. Hastalar kanamalar, anemi, lökositoz, infeksiyonlar ve organ yetmezlikleri nedenlerinden kaybedilir. Bütün bu tablolar, bir hematoloji kliniğinde görülen her çeşit hematolojik neoplastik hastalık ile karışabilir.
Tedavide KML konusunda son yıllarda yaşanan gelişmeler ışığında sağkalım süresi uzadı mı?
KML hastalarının sağkalım süresi TKİ grubu ilaçlarla kesinlikle uzadı. TKİ grubu ilaçlardan önce KML hastaları kemik iliği nakli yapılmazsa kaybediliyorlardı. TKİ ilaçlarıyla Ph kromozomunun yok edilmesi mümkün oldu. Hematolojik remisyonu, sitogenetik remisyonu ve moleküler remisyonu sağlamak ve hastalığı kür etmek hayal olmaktan çıktı. fiimdi KML hastaları sanki bir hipertansiyon veya diabetes mellitus tanılı hastalar gibi oral TKİ ilaçlarını kullanarak mutlu-mesut normal süreye sahip bir hayat geçirmektedirler. Tabii ki hematoloji kliniklerinde sürekli takipleri yapılmaktadır.
Hekim perspektifinde KML hastalarını diğerlerinden farklı kılan nedir?
KML hastalarının sağkalım süresinin TKİ grubu ilaçlarla uzaması hekimlerin yüzünü güldürmüştür. Hastaların hematoloji kliniklerinde sürekli takipleri yapılmaktadır. fiimdi KML hastaları sanki bir hipertansiyon veya diabetes mellitus tanılı hastalar gibi oral TKİ ilaçlarını kullanarak mutlu-mesut normal süreye sahip bir hayat geçirmektedirler. Bilimsel açıdan da moleküler biyoloji, klinik tıbba yapabileceği en büyük hizmeti KML alanında yapmıştır. Bir KML hastası kliniğimize geldiğinde elimizdeki TKİ grubu ilaçları hastaya kronik oral tedavi biçiminde reçete ettiğimizde, verdiğimiz ilaçların kemik iliğindeki BCR-ABL taşıyan neoplastik hücrelerin nükleuslarının en derinlerindeki patolojik neoplastik sinyal iletim yolaklarını düzelttiğini bilmek ve görmek hekim olarak bizleri çok mutlu etmektedir. Tüm kanser hastalarının bu şifa verici sürece benzer mekanizmalarla ve benzer ilaçlarla ulaşmaları hepimizin ortak duasıdır.