ANKARA- Sağlık Bakanı Akdağ, İran Sağlık, Tedavi ve Tıp Eğitimi Bakanı Vahid Datsjerdi ile görüştü.
Görüşme sonrası Datsjerdi ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen Akdağ, İran'ı ziyareti sırasında iki ülke arasında sağlık alanında iş birliği konusunda mutabakat zaptı imzalandığını söyledi. Akdağ, bu çalışmaları takip etmek üzere her iki ülkeden birer koordinatör görevlendirildiğini anlattı.
İş birliğinin tıbbi cihaz ve ilaç alanında yapılabileceği gibi iki ülkeden bilim adamlarının karşılıklı tecrübelerini paylaşabileceğini de kaydeden Akdağ, yaz başında İran ile ortak bir sağlık haftası ve fuarı düzenlemeyi planladıklarını bildirdi.
İran Sağlık, Tedavi ve Tıp Eğitimi Bakanı Vahid Datsjerdi de Türkiye'de sağlık alanındaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, İran'da da benzer atılımlar gerçekleştirildiğini anlattı.
Datsjerdi, İran'da tüketilen ilaçların yüzde 96'sının kendi ülkelerinde üretildiğini, tıbbi cihaz alanında da büyük ilerlemeler kaydedildiğini ifade ederek, Türkiye ile bu alanlarda iş birliği yapabileceklerini belirtti.
Datsjerdi, bir soru üzerine, doktor sayısındaki yetersizliğin hemen hemen bütün ülkelerde bulunduğunu, ancak İran'da hekim yetiştirme görevi bakanlığına ait olduğu için bu alanda düzenleme yapabildiklerini, sayı açısından bir eksiklik hissedince müdahale edebildiklerini kaydetti.
İran Sağlık, Tedavi ve Tıp Eğitimi Bakanı Datsjerdi, Akdağ'a ''Umarım bu yetki size de verilir'' dedi.
-''İTHAL DOKTOR''-
Akdağ, ''ithal doktor'' tartışmaları anımsatılarak, ''Türkiye'de bu çerçevede İranlı doktorların da çalışıp çalışamayacağı'' sorusu üzerine, ithal kelimesinin insanlar için kullanılmaması gerektiğini belirtti.
Sağlık Bakanı Akdağ, şöyle konuştu:
''Türkiye'deki doktor ihtiyacının karşılanması için asıl çözüm bizim kendi çocuklarımızı, kendi gençlerimizi Türkiye'de hekim olarak yetiştirmemizdir, ana çözüm budur. Dünyanın hemen hemen bütün ülkeleri yurt dışından gelen yetişmiş insanı, bu arada doktoru kendi ülkelerine kabul etmekte ve onların hizmetlerinden yararlanmaktadır. Türkiye'de bu maalesef eski bir kanundan dolayı yasak. Ben inanıyorum ki Türkiye'de de yurt dışında yetişmiş, iyi eğitim almış ve bunu kanıtlayan hekimler çalışabilmelidir. Bunun da zamanının geleceğine inanıyorum. Bu hekimiler İranlı, ABD'li, Alman, Iraklı, Suriyeli olabilir. Yeter ki iyi yetişmiş olsun.''
Akdağ, ''Japonya'daki nükleer santralde meydana gelen patlama sonrası birçok ülkenin iyot hapı temin ettiği'' hatırlatılarak, Türkiye'de bu konuda önlem alınıp alınmadığı sorusu üzerine, Türkiye açısından şu anda bir risk olmadığını, bu önlemi Japonya'ya komşu ülkelerin aldığını bildirdi.
Sanatçı İbrahim Tatlıses'in sağlık durumuyla ilgili bir soruya karşılık da Akdağ, Tatlıses'in sağlık durumunu yakından takip ettiğini, ancak bununla ilgili açıklamaları kendi hekimlerinin yapmasının uygun olduğunu belirtti.
Organ nakli konusunda iki ülke arasında bir iş birliğinin söz konusu olup olamayacağı sorusu üzerine de Akdağ, İran'da akraba dışı organ nakline izin verildiği için bu alanda bir sorun yaşanmadığını, organ nakliyle ilgili iki ülke arasında iş birliği yapılabileceğini belirtti.
Datsjerdi de ülkesinde yapılan organ nakillerinin sayılarıyla ilgili bilgi aktardı.
Böbrek nakli için ülkesinde bir sıra olmadığını anlatan Datsjerdi, komşu ülkelerinden de hasta kabul edebilecek durumda olduklarını söyledi.
Datsjerdi, İran'da bir televizyon sunucusunun sanatçı İbrahim Tatlıses ile ilgili haberi ağlayarak sunduğunun ifade edilmesi üzerine de Tatlıses'in uğradığı silahlı saldırı için üzüntü duyduklarını, ancak söz konusu olayla ilgili bir yanlışlık olduğu düşüncesi taşıdığını anlattı.
-YÖK'ÜN TAM GÜN ÖNERİSİ-
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın Tam Gün Yasası önerisiyle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Akdağ, bu gelişmeyi basındaki haberlerden öğrendiğini söyledi. Akdağ, şöyle konuştu:
''Kuşkusuz ki bunları basın üzerinden değil de karşılıklı görüşerek yapmak lazım. Ama o haberlerde söz konusu olduğu gibi, benim düşüncem çok açık, belirgindir. İkili çalışmanın hem üniversitelerdeki verimli çalışmayı düşürdüğüne inanıyorum hem de vatandaşımızın çok aleyhine olduğunu biliyorum. Türkiye'de ikili çalışmaya bir daha dönülmemelidir. Bunu sayın başkan ile de oturup konuşuruz.''
Akdağ, fizyoterapist ve diyetisyen gibi sağlık çalışanları için mesai sonrası serbest çalışmanın önünü açan Danıştay kararının sorulması üzerine de bu hükmün Danıştay'ın son Tam Gün kararı öncesinde verildiğini, dolayısıyla Danıştay'ın son kararının hem hekimleri hem de diğer sağlık çalışanlarını bağladığını söyledi.
Hekimlerin geçen hafta yaptıkları eylemde dile getirdikleri taleplerle ilgili soruyu da yanıtlayan Akdağ, uzman hekimlerin yüzde 94'ünün gönüllü olarak muayenehanelerini kapattığına dikkati çekti.
Ancak doktorların küçük bir bölümünün sistemden memnun olmadıklarının söylenebileceğini ifade eden Akdağ, uygulamanın vatandaşın işini kolaylaştırdığını belirtti. Aksi halde SSK dönemindeki gibi ''Bugün git yarın gel'' şeklinde bir uygulama ortaya çıkacağını ifade eden Akdağ, getirilen sistemle hekimlerin hastaları için ayırdıkları zamanın arttığını vurguladı.
Akdağ, sorunun sistemde değil, hekim sayısının yetersizliğinde olduğunu belirterek, ''Bu gösterileri yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) artık hekim sayısının artırılmasına yönelik çabaların önünü geçmemelidir'' diye konuştu.