Aile hekimleri ücretin, hasta-hekim ilişkilerinin iyi olması ve daha iyi hekimlik olanağı sağlaması açısından aile hekimliği hakkında olumlu düşünceye sahip iken, aile hekimlerinin önemli bir bölümü de, yeniden seçme şansları olsa aile hekimliğini seçmeyeceklerini dile getirdi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Ekin Özgür Aktaş ve Ar. Gör. Gürol Çakır tarafından yapılan “Aile Hekimlerinin, Aile Hekimliği Uygulaması Hakkındaki Görüşleri: Bir Anket Çalışması” isimli makale, Ege Tıp dergisinde yayımlandı.
Çalışmada, 2010 yılı içinde değişik illerde gerçekleştirilen “Aile Hekimlerinin Yasal Sorumlulukları” konulu konferanslar öncesinde, 6 ilde çalışan 104 aile hekimine toplam 12 sorudan oluşan bir anket uygulandı. Katılımcıların yüzde 78’i 11-25 yıllık deneyimli hekimlerden oluşurken, yüzde 59’u 2-4 yıldır aile hekimi olarak çalıştıklarını belirtti.
Ankette katılımcılara “Neden aile hekimliğini seçtiniz?” sorusu yöneltildiğinde, yüzde 23’ü sadece “Ücreti daha yüksek olduğu için”, yüzde 20’si sadece “Daha iyi hekimlik olanağı sağladığı için” ve yüzde 18’i “Diğer” (mecbur kalmak, acil servis ve 112’de çalışmamak, nöbet tutmamak, statü kazanmak, adaletli yerleştirme ve bütünsel bir yaklaşım olması) nedenlerden dolayı aile hekimliğini seçtiğini dile getirdi.
Yüzde 24’ü “Hayır” dedi
“Yeniden seçme şansınız olsa yine aile hekimliğini seçer miydiniz?” sorusuna, katılımcıların yüzde 70’i “Evet seçerdim.”, yüzde 24’ü “Hayır seçmezdim.” yanıtını verdi.
Aile hekimliği uygulamasında tıbbi kayıtların nasıl tutulduğuna dair yöneltilen soruyu, katılımcıların yüzde 48’i “Sadece dijital sistemlerle”, yüzde 50’si “Dijital kayıt+dosya kopyası ile” ve yüzde 1’i de “Matbu evrak ile” diye yanıtladı.
Katılımcılardan açık uçlu olarak aile hekimliği sisteminde en çok beğendikleri şeyleri belirtmelerini isteyen soruya, çeşitli yanıtlar verildi. Katılımcılar “Ücretin iyi olması”, “Mesleki tatminin fazla olması”, “Çalışma şartları ve ortamın iyi olması”, “Koruyucu sağlık hizmetlerinin iyi olması”, “Hasta-hekim ilişkilerinin iyi olması” yanıtlarını verdiler. Bu soruya verilen yanıtlar incelendiğinde; ankete katılan 104 kişiden 61’i “Hasta-hekim ilişkilerinin iyi olması” başlığı altında yer alan yanıtları, 41’i “Ücretin iyi olması” başlığı altında yer alan yanıtları, 34’ü “Çalışma şartları ve ortamının iyi olması” başlığı altında yer alan yanıtları, 24’ü “Mesleki tatminin iyi olması” başlığı altında yer alan yanıtları, 14’ü de “Koruyucu sağlık hizmetlerinin iyi olması” başlığı altında yer alan yanıtları verdi. On sekiz katılımcı ise bu soruya herhangi bir yanıt vermedi.
Aile hekimlerinin verdiği yanıtlara göre, “Hekim saygınlığının artmış olması, prestij ve statü sahibi olunması, özgür ve özerk hissetmek” mesleki tatminin artmasına neden oldu. Gece nöbeti tutmak zorunda olmamak ve acil hastanın olmaması, görev ve sorumlulukların net olması gibi faktörler de çalışma şartlarının iyi olarak kabul edilmesini sağladı.
Yardımcı sağlık personeli yetersiz
Aile hekimlerinin en çok sıkıntı çektikleri konuları belirtmeleri istendiğinde, yanıtlar, “Yardımcı sağlık personeli ile ilgili”, “Çalışma şartları ve ortamıyla ilgili”, “Özlük hakları ile ilgili”, “Koruyucu sağlık hizmetleriyle ilgili” “Sağlık Bakanlığı, sağlık müdürlüğü ve toplum sağlığı merkezi ile ilgili” ve “Hasta-hekim ilişkisi ile ilgili” sıkıntılar başlıkları altında toplandı.
Ankete verilen yanıtlara göre, aile hekimleri yardımcı sağlık personelinin sayı ve nitelik olarak yetersiz olduğunu, aile sağlığı elemanı seçme özgürlüğünün olmadığını ifade ettiler.
Aile hekimleri ayrıca, kayıtlı hasta ve poliklinik sayısının fazla olması, iş yükü ve koşulların ağır olması, bürokratik işlerin yoğunluğu, angarya işlerin olması, misafir hastalarla ilgili sorunlar, adli tabiplik hizmetleriyle ilgili sorunlar, performans ölçütleri ve ücret kesintileriyle ilgili sorunlar, hekim haklarının göz ardı edilmesi, hekim saygınlığının azalması, geçici görevlendirmeler, ücretlerin düşük ve dengesiz olması, aşılama, bebek ve gebe izlemiyle ilgili sorunlar gibi pek çok sorun yaşadıklarını belirttiler.
Ücret kesintisi yaygın
Katılımcılara, aile hekimliğine başladıktan sonra performans cezası (ücret kesintisi cezası) alıp almadıkları ve eğer aldılarsa hangi konuda ceza aldıklarıyla ilgili soru yöneltildiğinde, yüzde 58’i hiç ceza almadığını, yüzde 34’ü ceza aldığını dile getirdi.
Performans cezası aldıklarını belirtenlerin ceza dağılımları incelendiğinde, bunların yüzde 51’i gebe izlemi, yüzde 17’si aşılama hizmetleri, yüzde 9’u da hem gebe izlemi hem de aşılama hizmetleri ile ilgili ceza aldığını ifade etti.
Aynı şekilde, katılımcılara aile hekimliğine başladıktan sonra disiplin cezası alıp almadıkları ve eğer aldılarsa hangi konuda ceza aldıkları sorulduğunda, yüzde 77’si hiç ceza almadığını, yüzde 14’ü ceza aldığını belirtti. Disiplin cezası aldıklarını belirtenlerin ceza dağılımları incelendiğinde de bunların yüzde 43’ü hasta şikâyetleri ile ilgili, yüzde 14’ü mesai saatleri ile ilgili, yüzde 14’ü de adli tabiplik hizmetleri, rapor ve reçete yazma gibi konularla ilgili olarak ceza aldığını söyledi.
Ankete katılanların yüzde 62’si tıbbi, aile hekimliği ve yasal sorumluluklarla ilgili konuların üçünden birden eğitim alınması gerektiğini bildirdi.
Eğitim konusu olarak en sık talep edilen konular ve istenme oranları:
Tıbbi uygulama hataları (malpraktis) 73 kişi (%70,2)
Bilgilendirme ve onam 66 kişi (%63,5)
Sık karşılaşılan hastalıkların tanı ve tedavisi 62 kişi (%59,6)
Koruyucu hekimlik uygulamaları 61 kişi (%58,7)
Aile sağlığı merkezi yapılandırma ve yönetimi 51 kişi (%49,0)
Periyodik muayene ve taramalar 49 kişi (%47,1)
Mesleki sorumluluk sigortaları 48 kişi (%46,2)
Tıbbi kayıt ve arşivleme 46 kişi (%44,2)
Toplum sağlığı merkezleri ve sağlık müdürlükleri ile ilgili bürokratik işlemler 24 kişi (%23,1)