Medimagazin logo

Yurt dışına sağlık ihracatı yapıyorlar

İstanbul'da son on yılda dört özel hastane açarak zincir olan Hospitalium Hastaneleri, sadece Türkiye'deki hastaları tedavi etmiyor. Yurtdışından getirdikleri hastalara da hizmet vererek bir anlamda sağlık ihracatı yapıyor
Yurt dışına sağlık ihracatı yapıyorlar
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
İstanbul'da son on yılda dört özel hastane açarak zincir olan Hospitalium Hastaneleri, sadece Türkiye'deki hastaları tedavi etmiyor. Yurtdışından getirdikleri hastalara da hizmet vererek bir anlamda sağlık ihracatı yapıyor


Özel sağlık sektörüne girişi 1996 yılında Çamlıca Ömür Hastanesine kurucu ortak olmasıyla başlıyor Abit Bakistanlı'nın. Ardından diğer ortağın ayrılması ile bütün işler üstüne kalıveriyor. Ama işleri ve şansı yaver gidiyor. Özel sigorta ve özel sağlık sektörüne olan talebin patlaması ile karına kar yatırımına yatırım katıyor. Kısa zamanda bir olan hastane sayısını beşe çıkarıyor. Bugün sizlere 10 yılda dört hastaneye ulaşarak zincir olan ve büyümesini sürdüren Hospitalium Hastaneleri yönetim kurulu başkanı Abit Bakıstanlı ile yaptığımız röportajı sunuyoruz...


Grubunuzdan biraz bahsederseniz sizi daha iyi tanıyabiliriz...


Grubumuzda (Şişli ,Ümraniye, Çamlıca ve Haznedar) 700'e yakın personel çalışıyor. 155 hasta yatağımız var. 2006 sezonunda kayıtlarımızda, 150 bin poliklinik sayısı, 500 bin tetkik 8 bin ameliyat sayısı bulunuyor. Hastalar kurumlarımıza geldiklerinde A dan Z ye tüm sağlık sorunlarının çözülüp, (Göz tedavisi, kalp damar cerrahisi vb. ) hastaneden şifa alarak gönül rahatlığıyla ayrılıyor.

Yeni yatırımlar olacak mı?

İstanbul'da yerleşim bölgelerinin yoğun olduğu Küçükçekmece, Sarıgazi ve Sultanbeyli civarı bizim hasta profilimize çok uyan kesimler ve bu bölgelere yönelik yatırımlarımız kısa zamanda gerçekleşecek. Sarıgazi Projesi, 10 bin metrekarelik kapalı bir alana sahip olacak. Geniş kapsamlı bir diyaliz merkezi ile 150 yatak kapasitesi olacak. Bundan sonra ki projelerimizde kapsamı büyük alanları tercih edeceğiz, küçük metrekarelerde her şeyi yapmak mümkün olmuyor, fiziki alanlarda şartlara takılıp kalıyorsunuz.

Peki ya yurtdışı... Yurdışında herhangi bir yatırım yapmayı planlamıyor musunuz?


Yurt dışında hastane açmak yerine biz yurtdışından hasta getirmeyi tercih ediyoruz. Böylece bir anlamda sağlık ihracatı yapıyoruz. Hasta getirmek için açtığımız ve açmaya devam ettiğimiz uydu kliniklerimiz var. Burada özellikle eski Doğu Bloku ülkelerine odaklanıyoruz. Azerbaycan'dan hastalarımız gelmeye başladı bile. Arnavutluk ve Bulgaristan'dan da hasta akışını başlatıyoruz.

Çok ilginç... Neden kendi ülkeleri yerine Türkiye'yi tercih ediyorlar?

Gelen hastaların büyük bir bölümü açık kalp cerrahisi için geliyorlar. Özellikle Doğu Bloku ülkelerinde açık kalp cerrahisi çok yaygın değil ve bu konuda çok deneyimli değiller. Biz ise oldukça deneyimliyiz. Bu nedenle bölgeden bize çok ciddi bir hasta akışı var. Medikal estetik yönünde de Avrupa'da sosyal güvenlik kurumlarının medikal estetiği ödemeyişi hastalar için Türkiye'yi çekim merkezi haline getiriyor. Ayrıca hava yolu taşımacılığının ucuzluğu, konaklamadaki fiyatların düşük olması ve tedavi fiyatlarımızın kendi ülkelerindeki estetik müdahale fiyatlarının altında olması Türkiye için özendirici önemli öğeleri oluşturuyor.



Özel sağlık sektörünün hızlı büyümesi tehlikeli

Sağlık sektörünün bu denli hızlı büyümesini şahsen sağlıklı bulmuyorum. Türkiye'nin ekonomisine, hükümete ve insanlara güvenmek gerekiyor ama bu sistem daha çok yeni. Şimdi insanlar şunu düşünüyorlar; sosyal güvenlik reformuyla beraber her yer hasta kaynayacak ve hastanelerin hasta sorunu olmayacak. Oysa durum hiç de sanıldığı gibi değil. Özel grup hastaneleri tecrübe ve büyüklüklerinden dolayı etkilenmeyecek ama bireysel hastanelerde durum hiç iç açıcı olmayacak. Ekonominin iyi gitmesi sonrası bankaların yatırımcıya çok kolay kredi vermesinin de kurumsal olmayan özel hastanelerin açılmasında etkisi oldu. Ancak konunun çok ciddi ele alınmasında fayda var.


Biz devletin çözüm ortağıyız
Sosyal güvenlik reformu bir türlü gerçekleşmedi. AB'nin yasanın bir an önce çıkması ile ilgili baskıları var. Meclis'in ve Sağlık Bakanlığı'nın da ilk gündem maddeleri arasında yer alıyor. Siz özel sağlık sektörü girişimcileri bu reformu ve son yıllarda sağlık sektörü ile ilgili yapılanları nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Öncelikle Sosyal Güvenlik Reformu "doğru" bir reform. Bunu her zaman söylüyor ve destekliyoruz. Bununla beraber devletin bizi bir "çözüm ortağı" olarak görmesini istiyoruz. Biz devlete hizmet satan bir özel hastaneler gibi görünmek istemiyoruz. Bundan 2-3 yıl öncesine, yani sosyal güvenlik kurumlarının özel sağlık anlaşması yapmadığı dönem öncesine bakalım. Her tarafta devlet ve SSK hastanelerinde inanılmaz hasta kuyrukları vardı. Ama ne oldu? Özel sektör yatırımları ve devletin hekim ve diğer personeline performans uygulamasını başlatması ile şu anda hastalar diledikleri sağlık kurumundan hizmet alabilir hale geldiler. Bu sonuca, yalnızca devletin katkıları ile gelinmedi. Bunda özel sağlık sektörünün katkıları da yadsınamayacak kadar büyük. Bundan yola çıkarak kendi yatırımlarını yapan, devletine istihdam gücü yaratan, vergi veren bizler devletin Sağlık Sektöründeki "çözüm ortağı"yız. Devlet özel sektörün bu konudaki uygulamalarını örnek almıştır. İsteriz ki devlet bizi bir çözüm ortağı olarak görsün.

Sosyal güvenlik reformu da aynı döneme gelince, özel hastanelerin açılması kolaylaştı. Sektörün bana kalırsa genel durumu bu. Bu kadar çok özel hastane açılmasının ve sağlık sektöründe ki yatırım rağbetinin asıl sebebi bu. Devletin bize çözüm ortağı olarak bakması gerekir. Tüm yatırımı siz yapıyorsunuz, üste vergi veriyorsunuz bir de üste istihdam yaratıyorsunuz, zararınız sizin ama kazancınızı devletle paylaşıyorsunuz. Böyle bir sistem düşünün. Daha iyisi can sağlığı ?


Yeni Şafak / Selçuk Geçer
yurt
dışına
sağlık
ihracatı
yapıyorlar
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir