MEDİMAGAZİN - Diyabet için önemli bir risk faktörü olan insülin direnci, vücut hücrelerinin insüline tepki vermediği ve kan dolaşımındaki glikozu (şekeri) kullanamadığı zaman gelişir. Bu durum, kardiyovasküler hastalık ve ateroskleroz riskinin artmasıyla bağlantılıdır; bu, kan arterlerinde vücudun dokularına kan akışını kısıtlayabilen bir yağ birikimidir. Bununla birlikte, insülin ve vasküler duvarları kaplayan hücrelerin etkileştiği kesin mekanizma belirsizdir.
Joslin Diyabet Merkezi bilim adamları, Circulation Research'te yayınlanan bir makalede insülin, yağlar ve vasküler sistem arasındaki bağlantıyı araştırmak için tasarlanmış bir dizi çalışmayı yürüttü.
Araştırmacılar vücudun metabolizmasının kan damarlarını oluşturan endotel hücreleri tarafından kontrol edildiği yepyeni bir yöntem keşfetti. Sonuçlar, daha önce inanılanın aksine, vasküler disfonksiyonun diyabetle sonuçlanabilecek istenmeyen metabolik değişikliklerin temel nedeni olabileceğini öne sürerek bilimsel dogmaya meydan okuyor.
Kahverengi yağ diyabetin belirtisi değil, risk faktörü olabilir
Diyabet, kan damarı sorunlarına ek olarak, kahverengi yağ dokusu olarak da bilinen kahverengi yağın vücudun depolanmasında istenmeyen bir azalma ile bağlantılıdır. Kahverengi yağ, beyaz yağın aksine enerji yakar, vücut ağırlığını ve metabolizmayı düzenler ve vücut ısısını korur.
Araştırmacılar, bir fare diyabet modeli kullanılarak yapılan bir dizi testte, yüksek yağlı bir diyet verildiğinde bile, yalnızca kan damarlarında yüksek insülin duyarlılığı ile tasarlanan farelerin kontrol hayvanlarından daha az ağırlığa sahip olduğunu keşfettiler. Ekstra insüline duyarlı farelerin, kontrol hayvanlarından daha fazla kahverengi yağa sahip olduğu ve ayrıca kan damarı hasarının azaldığı bulundu.
Ekibin daha ileri araştırması, insülinin kan damarlarındaki endotel hücrelerine nitrik oksit üretmesi için sinyal verdiğini ve bunun da kahverengi yağ hücrelerinin üretimini tetiklediğini ortaya çıkardı. İnsülin direnci olduğunda, endotel hücreleri daha az nitrik oksit üretti, kahverengi yağ üretiminde düşüşe yol açtı.
Kahverengi yağ, vücudun ağırlığını ve metabolizmasını düzenlemede çok önemli bir rol oynadığından, daha küçük kahverengi yağ depoları, diyabetin bir belirtisi değil, bir risk faktörü olabilir.
"Diyabetin kardiyovasküler sorunlara neden olduğunu düşüncesi tersine dönmüş görünüyor"
Araştırma direktörü Dr. George King, “Burada bulduğumuz şey, kan damarlarını kaplayan endotel hücrelerinin, ne kadar kahverengi yağ geliştirdiğiniz üzerinde büyük bir kontrol etkisine sahip olabileceğidir. Nitrik oksit, ne kadar kahverengi yağ yaptığınızı düzenlemek için endotel hücrelerinden gelir ve bu bulgu çok heyecan verici çünkü geçmişte diyabetin kardiyovasküler sorunlara neden olduğunu düşündük, ancak bu senaryoda bu ilişki tersine dönmüş gibi görünüyor." dedi.
Dr. King şöyle devam etti:
"Her şey birbirine bağlı. Kan damarlarının ve endotel hücrelerinin sadece kahverengi yağın düzenlenmesinde değil, aynı zamanda tüm vücudun metabolizmasının düzenlenmesinde de önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz. Bu nedenle, bu endotel hücreleri, kiloyu düzenlemede ve diyabet geliştirmede önemli bir faktördür ve diğer laboratuvarların gösterdiği gibi, kan damarları da beyin fonksiyonunun ana düzenleyicisi gibi görünmektedir. Endotel hücreleri düzeyinde müdahale, birçok hastalık üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.”