Venöz tromboembolizme karşı alınacak önlemler konusunda bir standardizasyon oluşturmak amacıyla genel cerrahi, göğüs cerrahisi, göğüs hastalıkları, hematoloji, iç hastalıkları, kardiyoloji, kardiyovasküler cerrahi, onkoloji, ortopedi, nöroloji, tıbbi biyoloji bilim dallarında görevli, bu alanda deneyimli ve çeşitli üniversitelerde çalışmalarını yürüten akademisyen gönüllülerden oluşan bağımsız sivil toplum kuruluşu GüVEN Platformu, Sağlık Bakanlığının da desteğiyle çalışmalarına devam ediyor.
Önemli bir halk sağlığı problemi olan venöz tromboembolizm riskine karşı düzenlenen basın toplantısına Prof. Dr. Faik Altıntaş, Prof. Dr. Kürşat Bozkurt, Prof. Dr. Muzaffer Demir, Prof. Dr. Bülent Erdemli, Prof. Dr. Birsen İnce, Prof. Dr. Kamil Kaynak, Prof. Dr. Mehmet Kurtoğlu, Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, Prof. Dr. Gül Öngen, Prof. Dr. Zeki Öngen ve Prof. Dr. Turgut Ulutin katıldı.
Belirli hastalarda, örneğin; büyük ortopedi ameliyatları geçirenlerde (eklem protezleri, kalça kırığı), kanser hastalarında ve onkolojik cerrahide, felçlilerde, ağır solunum ve kalp hastalıklarında venöz tromboemboli oluşma riski daha yüksek. Ayrıca, uzun yolculuklarda sürekli hareketsiz şekilde oturulması da, bacak damarlarında venöz tromboemboliye neden olabiliyor. Bu nedenle uluslararası yolculuklarda saat başlarında hareket edilmesi önerilmekte. Aynı durum, otobüs ve araba ile yapılan yolculuklar için de geçerli. Hastalık veya ameliyat nedeniyle hareketsiz kalan hastaların mümkün olduğunca hızlı şekilde hareket ettirilmesi, koruyucu çorap veya basınçlı ayak pompası ile bacak damarlarının desteklenmesi önemli, yine aynı şekilde, gereken hastalara kan pıhtılaşmasını engelleyen ilaçlarla koruyucu tedavi yapılması gerekiyor.
Basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Faik Altıntaş, Venöz tromboembolizmin önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirtirken, hekimlere yönelik olarak, “Bu konun birinci ayağı hekimlerdir. Hekimler bu konuyu bilmeli, hastalarında önlem almalıdırlar. Örneğin; kalça protezi olacak bir kişi risk altındadır. Doktor bunun önlemini almazsa venöz tıkanıklığı olur ve mortalite riski artar. Uzman hekimlerimize bu konuyu anlatmalıyız. Ortopedi ve travmatoloji kongrelerinde biz bunu ana konu olarak ele alıyoruz. Türkiye’de yapılan istatistiklerde bundan 10 yıl önce ortopedistlerin sadece yüzde 10’u konu hakkında bilgi sahibi iken, şu anda kongrelerde yapılan bilgilendirme sonucunda bu oran yüzde 80’lere ulaşmıştır. Sadece ortopedi hastalarının değil, kanser hastalarının, gebelerin, doğum kontrol ilacı kullanan hastaların da risk altında olduğunu bilerek, doktorların hastalarını korumak için önlem almaları gerekmektedir. Her branş kendi içerisinde bu eğitimleri yapmaktadır. Bu konuda Türkiye’de hekimler arasında farkındalık giderek artmaktadır.”diye konuştu.
GüVEN Platformu adına, Medimagazin’e açıklamada bulunan Prof. Dr. Muzaffer Demir ise venöz tromboembolizmin hem önlenebilir hem de öldürebilir bir hastalık olduğunu belirterek, mortalitenin azaltılmasına yönelik önlem alınmasının çok önemli olduğunu vurguladı.
Dâhili ve cerrahi branşlardaki hekimlerin bu konuda dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Demir “Özellikle hastaneye yatırılan hastaların tedaviye başlanmadan önce venöz tromboembolizm için risk değerlendirmesi yapılmalı ve buna göre önlem alınmalıdır. Ülkemizde ya da dünyada bu yapılıyor mu? Aslında hayır. Yurt dışında ve ülkemizde yapılan çalışmalara bakıldığında, cerrahi hasta grubunun ortalama yüzde 40’ında, dâhili hastaların ise ancak yüzde 20’sinde önlem alınıyor. Hekimlerimizin branşları ne olursa olsun, bu riskler, bu konuda farkındalığın arttırılmasını ve önlem alınmasını gerektiriyor” dedi.
GüVEN Platformu’nun yaptığı ulusal kongreler bazında ve çok merkezli araştırmalarla, Türkiye’de her branşta ne kadar risk değerlendirmesi yapıldığı konusunda çalışmalar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demir “Ne kadar önlem alınıyor, bunu gösterip, daha sonra bu çalışmaya katılan merkezlerin eğitimlerini yapıp, belirli bir zaman dilimi sonrası tekrar bağımsız kişiler tarafından hekimlerin ve hastaların değerlendirilmesi çalışması yapılıyor. Bu çalışmalarla, iki yıllık bir süre içerisinde, ülkemizde yüzde 20 olan dâhili hastaların ve yüzde 40 civarındaki cerrahi hastaların risk değerlendirmesini yüzde 60’lara çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
GüVEN Platformu
GüVEN Platformu, Türkiye’de venöz tromboembolinin engellenmesi ve gerek hekimlerde gerekse toplumda bu konudaki bilincin artırılması amacıyla, bu konuda önde gelen bilim insanları tarafından 16 tıpta uzmanlık derneğinin desteği ile oluşturuldu. 2009 yılında çalışmalara başlayan GüVEN Platformu, venöz tromboembolinin engellenmesi için uygulanacak önlemleri içeren bir kılavuz yayımladı ve yaklaşık 20 bin adet kılavuz hekimlere dağıtıldı. Ayrıca konu, çeşitli bilimsel toplantılarda gündeme getirildi.