Türk Böbrek Vakfı, İstanbul’daki diyaliz hizmetlerine devam etmek üzere, güçlü teknolojik altyapısı ile yapımını tamamladığı yeni nesil diyaliz merkezini hizmete açtı.
600 m2 alana kurulu, 60 diyaliz cihazı kapasiteli merkez, günde 180 hastaya hizmet verecek. Hastaların ve protokol davetlileri; TBV Yön. Kur. Üyesi Aydın Ekinci, TBV Yön. Kur. Üyesi Prof. Dr. Aydın Türkmen, TBV Yön. Kur. Üyesi Seval Ermiş, TBV Başkanı Timur Erk, sanatçı Betül Demir ve İBB Sağlık ve Hıfzıssıhha Müdürü Dr. Mustafa Hakan Yılmaztürk’ün katılımı ile kurdele kestiler.
Açılış töreninde konuşan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, yeni merkez ve önümüzdeki dönem işleyişleri hakkında bilgi verdi.
TBV Başkanı Timur Erk konuşmasında, son dönem kronik böbrek hastalığına bağlı diyaliz tedavilerinin devlete olan maliyetleri ve koruyucu hekimlik konularına değindi.
"Şekerde maalesef sınıfta kaldık"
TBV Başkanı Erk, “Türk Böbrek Vakfı hikayesinin başlamasının üzerinden tam 40 yıl geçti. Bu süre zarfında çok büyük hizmetler verdik, önemli projelere imza attık ve yeri geldi önemli atılımlara, adımlara vesile olduk ve yol aldığımız bu sürede güçlü bir marka haline geldik. Ancak büyük kurumların ve imparatorlukların da bir yükseliş dönemi vardır bir de aşağı iniş dönemi vardır. Bundan tam bir yıl önce Bahçelievler’de bulunan diyaliz merkezimizin kapatılması, aşağı iniş süreci olarak adlandırmıştık. Bu dönemi 9-10 ayda toparladık ve bugün buradayız. 42 Milyon TL harcama yaparak, 2 bin 100 metrekare alanda dört duvarla başladığımız bu süreci Türkiye’nin medarı iftiharı haline getirdik. 600 m2 alana kurulu, 60 cihaz diyaliz kapasiteli ve günlük 180 hastaya hizmet veren, teknolojik altyapı ile donatılmış, yedek su tanklarıyla kesintisiz diyaliz hizmeti sunan bir örnek, değil Türkiye’de Avrupa’da dahi yok.
Hastalarımız bizimle temas halinde, bizim aktif hizmetimizle tedavilerini sürdürmek için bekliyorlar. Bunun yanında hastalarınızın ve hekimlerinizin ve çevremizdeki tüm paydaşlarımızın bize karşı bir aidiyet duygusu var. Biz diyaliz tedavilerinin en iyisini yapmaya devam edeceğiz. Esas işimiz; bakanlığın da her yerde söylediği gibi koruyucu hekimlik. Biz çok uzun yıllardır tüm iş kollarımızın yanında koruyucu hekimlik yapıyoruz. Böbrek yetmezliğine neden olan unsurlara odaklanarak çalışmalarımızı şekillendiriyoruz. Şekerde maalesef sınıfta kaldık. Tuz da istenilen seviyeye ulaşabildik ama şeker için hala yolumuz uzun. Şeker demek bağımlılık demek, hastalık demek. Bizim yaptığımız en önemli şey sineklerle uğraşmak değil bataklığı kurutmak yani koruyucu hekimlik. Anaokulu öncesi, anaokul, ilkokul ve ebeveyn eğitimlerimiz devam ediyor, sosyal medyadan da bilinçlendirme adına tüm süreçleri yürütüyoruz." dedi.
"Koruyucu hekimlik çok önemli"
Erk sözlerini şöyle noktaladı:
“Bir diyaliz hastasının ilaçları da dahil olmak üzere yıllık maliyeti 24 bin dolar. Zamanında bir idrar tahlili ve onu takip eden kan tahlili, kreatinin ölçümü yapılmazsa bir anda artış oluyor. Onun için koruyucu hekimlik çok önemli. Bu aşamalara gelmeden yediklerimize dikkat edip koruyucu hekimlik adına tüm önlemleri alırsak, diyaliz makinesine bağlı bir yaşam sürmek zorunda kalmayız."
