Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 55. Olağanüstü Büyük Kongresi "Tıp ve sağlık ortamında yaşanan gelişmelerin değerlendirmek ve etkinlik programı belirlemek amacıyla toplandı. "Sağlıkta çöküşe karşı ortak mücadele" çağrısının yapıldığı kongreye, hekimler ve sağlık emekçilerinin yanı sıra, mühendisler, kamu çalışanları ve insan hakları savunucularıyla siyasi parti yöneticileri de katıldı. Devlet Su İşleri Konferans Salonu'nda düzenlenen kongrede konuşan TTB Merkez Konsey Başkanı Gencay Gürsoy, "Sağlıkta Dönüşüm Programıyla sağlık hizmetlerinin adım adım özelleştiriliyor. Vatandaşlara 'paran kadar sağlık', hekimlere de 'iş güvencesiz, sözleşmeli istihdam modeli'nin dayatılıyor" dedi.
'Sağlıkta tasarruf adı altında yapılan uygulamaları da eleştiren Gürsoy, "Adeta sağlık alanını Maliye Bakanlığı idare etmeye başladı. İthal hekim uygulaması ile Türkiye'ye nereden mezun olduğu ve yeterliliği bilinmeyen, 100-150 dolara çalışacak hekimler getirilecek. Dubai şeyhlerinin yapacağı hastanelere ucuz hekim sağlanacak" diye konuştu.
Hekim açığı olduğunu ancak dengeli bir istihdam politikası ile bu açığın giderilebileceğini ifade eden Gürsoy şunları kaydetti:
"1 Ocak 2007'de yürürlüğe girecek Genel Sağlık Sigortası ile sağlıkta çöküşün daha da derinleşecek. Kamusal sağlık için mücadelenin büyütülmesi gerekiyor. TTB toplumsal muhalefet görevini sürdürecek, barış ve demokrasi için çaba göstermeye devam edecektir."
'İŞ GÜVENCESİ ORTADAN KALKTI'
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ise, 'sağlıkta dönüşüm' uygulamasının Dünya Bankası ve IMF istekleri doğrultusunda yapıldığını ifade ederek, "Bu uygulama, toplumun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun değil. Sağlık hizmetleri piyasalaştı, iş güvencesi ortadan kalktı" dedi.
KESK ve TTB'nin yol arkadaşı olduğunu ifade eden Tombul şunları kaydetti: "Sağlık sorunlarının başında, savaş, açlık ve yoksulluk geliyor. İşsiz insanın beslenebilmesi ve sağlıklı olması beklenemez. Biz KESK olarak, TTB ile omuz omuza çalışıyoruz, 1 Mart teskeresinde, Lübnan'a asker gönderilmesinde olduğu gibi sağlığın piyasalaştırılmasına karşı mücadele ediyoruz."
'SAĞLIK PİYASAYA KALDI'
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu ise, ÖDP'nin herkesin iş, eğitim ve sağlık gibi hizmetlerden eşit ve parasız yararlanmasını savunduğunu belirterek, "Politikada, yurttaşların alınan kararlara katılabilmesi gerekirken, bütçe görüşmelerinde sivil toplum örgütleri dahi yer alamıyor. Oysa bu görüşmelerde, toplumun 1 yıldaki harcama ve kaynakları belirleniyor. Sendikalar, demokratik kitle örgütleri bu süreçlere katılmalıdır" dedi.
Ekonomi politikalarının hükümet tarafından değil, IMF tarafindan yapıldığına da değinen Kozanoğlu, "Sağlık ve eğitimin de içinde yer aldığı bütçe daha bugünden bellidir. Türkiye önümüzdeki dönemde, 217 milyar YTL'lik bir bütçeye sahip olacak. Sağlık ve eğitim politikaları belirleyemiyoruz. AKP iktidara geldiğinde 'Sağlık da Allah'a kaldı' demekten korkuyordum, ancak görüyorum ki sağlık da piyasaya kaldı" dedi.
TBMM Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı AKP Milletvekili Cevdet Erdöl ise 'Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı savunduğu konuşmasında, yabancı hekimlerin yalnızca özel sektörde çalışacağını, denkliklerinin ise YÖK tarafından belirleneceğini kaydetti.
KÜRT SORUNUNA ÇÖZÜM ÇAĞRISI
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Haydar Kaya, SDP Genel Başkanı Filiz Koçali, SES Genel Başkanı Koksal Aydın, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı ile TİHV Genel Başkanı Yavuz Önen'in de katıldığı kongrede, sağlıkta yıkıma ve neoliberal politikalara karşı ortak mücadele vurgusu yapılırken, "Kürt sorununun çözümü, demokrasi ve barış için mücadeleyi yükseltme" çağrısı da yapıldı.
Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 55. Olağanüstü Büyük Kongresi'nin ikinci ve son gününde tabip odalarından gelen öneriler tartışıldı. TTB'nin gelecek döneme ilişkin planlan ve sağlık ortamına yönelik eleştirilerinin masaya yatırıldığı kongrede "Sağlıkta çöküşe karşı ortak mücadele" çağrısının yapıldı. Kongrede "Kürt sorunu" ile ilgili verilen öneriler, tartışmalara neden oldu.
Ankara'da Devlet Su İşleri Konferans Salonu'nda düzenlenen kongrenin son gününe, Diyarbakır Tabip Odası'nın önerisi olan, "Doğu ve Güneydoğu bölgesine pozitif ayrımcılık yapılması" başlığını taşıyan öneri damgasını vurdu.
'ASIL BÖLÜCÜLÜK YAPANLAR'
Bölgenin geri kalmışlığının terörü beslediğini belirten Merkez Konsey Üyesi Necdet İpekyüz, sunduğu raporla bölgeye pozitif ayrımcılık yapılmasını istedi. İpekyüz yaptığı konuşmada, "Bizler TTB çatısı altında bölgesel ayrımlara hep karşı çıktık. Biz sadece sorunu şiddetin çözemeyeceğini bunun için de bölgenin kalkındırılmasına ihtiyaç olduğunu söylüyoruz," dedi.
İpekyüz, hazırlanan raporun Diyarbakır gibi bölgenin önemli illerinde yaşanan sağlık ve sosyal sorunlara ışık tuttuğunu söyledi ve şöyle konuştu: "Diyarbakır'da binlerce insan sağlık hizmetine ulaşamıyor. Binlerce insan hâlâ sıtmaya yakalanıyor. Aşıya ulaşım son derece düşük oranlarda kalıyor. Bu demektir ki bölgede ciddi bir sorun var. Bu sorunu çözmek silahla olamaz. Biz sadece hastalarla ilgilenenleyiz arkadaşlar, biz bulunduğumuz bölge içinde insanların tüm sorunlarına duyarlı olmak zorundayız. Bu nedenle bölgeye pozitif ayrımcılık uygulanmasına karşı çıkmak sorunu inkâr etmektir. Asıl bölücülük, bu soruna kulak tıkamaktır."
'GELİŞİM ŞART'
TTB Onur Kurulu Üyesi ve Eski Merkez Konsey Başkanı Selim Ölçer de Doğu ve Gü-neydoğu'da çok ciddi bir sorun yaşandığına dikkat çekerek, pozitif ayrımcılık yapılması talebini desteklediğini bildirdi. Ölçer şunları söyledi: "Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Ancak anadilim farklı. Farklı anadili olan insanların başına terör belasının gelmesi kabul edilemez. Diyarbakır'da bin 220 aile üzerinde bir araştırma yaptık. Bu ailelerin sadece ikisinin çocuğunun üniversitede okuduğunu belirledik. Bu ailelerin yaşadığı bölgeye en yakın okul 5 km uzakta bulunuyor. Bu ailelerin tümü çevre illerden Diyarbakır'a göç eden aileler. Geleceğe dair umutları yok. Bu insanların önemli kısmı başına gelenlerin Kürt oldukları için geldiğini düşünüyor. Eğer pozitif ayrımcılığa karşı çıkanlar, sel mağdurlarına sırtını dönerse bu şiddet tırmanacaktır. O insanlara sahip çıkmak zorundayız. Aksi taktirde bu sorun Ankara'ya, İstanbul'a, Antalya'ya bulaşır. Pozitif ayrımcılık talep ediyoruz. Bütçeden bölgeye daha fazla destek istiyoruz. Bu taleplere karşı çıkmayın."
'POZİTİF AYRIMCILIK İSTEMİYORUZ'
Trabzon Tabip Odası Başkanı Ahmet Öme-roğlu ise, bir bölgeye pozitif ayrımcılık tanınmasının istenmesini eleştirdi. Ömeroğlu "Bir bölgeye ayrımcılık yapılmasını talep etmek şovenistliktir. Bunu kabul etmiyoruz," dedi.
» Alınan kararlar
METİN Bakkalcı'nın başkanlık ettiği divanın aldığı kararların bazıları şöyle:
» Kadına yönelik şiddet konusunda çalışmalar yürütülmesi,
» ABD ve İsrail saldırıları sırasında başka ülkelere asker gönderilmesine karşı TTB'nin karşı tavır alması,
» Hekimlerin özlük haklarının savunulması konusunda ciddi adımlar atılması,
» Emperyalizme karşı yapılan mücadeleye devam edilmesi,
» Toplumsal bütünlüğün korunması konusunda çalışmaların devam ettirilmesi.
Birgün