Medimagazin logo

Şizofren doktordan şizofren raporu

Fıkra gibi... Şizofren raporu olan doktor, Adli Tıp Kurumu'na atandı. Görevi, mahkûmların akıl sağlığı ile ilgili rapor vermek
Şizofren doktordan şizofren raporu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Fıkra gibi... Şizofren raporu olan doktor, Adli Tıp Kurumu'na atandı. Görevi, mahkûmların akıl sağlığı ile ilgili rapor vermek.

Maraş'ta görevli doktor Abdullah Benli, eşi ile sık sık tartışırdı. 2002'deki son kavgada eşi, Dr. Benli'yi hakaret suçundan dava etti. Mahkeme cezai ehliyetini sorunca Adana Ruh Sağlığı Hastanesi teşhisi koydu: Paranoid psikoz...

Dört rapor aldı
Bu kez Dr. Benli eşinden boşanmak için dava açtı. Mahkeme, sağlık kontrolü için doktoru İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk etti. Sonuç: Şizofrendi! Doktor bu yönde iki rapor daha alırken; 2005 yılı geldi çattı.

1.5 aydır çalışıyor
Benli, TUS sınavına girip kazandı ve 1.5 ay önce yeni görev yerine tayin oldu: İstanbul Adli Tıp. Yani şizofren raporu aldığı yer! Görevi de mahkûmların cezai ehliyetini tespit etmekti! Kurum, Benli ile ilgili son kararı bugün verecek.

46'lık doktor 46 raporu dağıtıyor

'Kronik şizofren' raporu bulunan ve TCK'nın 46. maddesinden faydalanabileceği belirtilen doktor Adli Tıp Kurumu'na atandı. Görevi,mahkûmların akıl sağlığının yerinde olup olmadığına karar vermek.

Adli Tıp Kurumu'nda görev yapan Dr. Abdullah Benli'nin aynı kurumun 4. İhtisas Dairesi'nden 'kronik şizofren' olduğu yönünde raporu bulunduğu ortaya çıktı. Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nden de TCK.'nın 46. Maddesi'nden faydalanabileceği yönünde raporu bulunan Benli, Türkiye'nin dört bir yanındaki adli mercilerden gönderilen zanlıların cezai ehliyetlerinin olup olmadığına karar veren Gözlem ve İhtisas Dairesi'nde yaklaşık 1.5 aydır görev yapıyor.

İLK RAPOR '46'LIK
Kahramanmaraş Tekke Sağlık Ocağı'nda görevli Benli, 2002 yılında eşi Muazzez Benli ile tartıştı. Bunun üzerine eşi, doktor hakkında 'hakaret' suçundan dava açtı. Mahkemenin cezai ehliyeti olup olmadığının belirlenmesi için Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne sevk ettiği doktora 'paranoid psikoz' tanısı konuldu ve TCK'nın 46. Maddesi'nden faydalanabileceği bildirildi. Bu nedenle hakaret suçundan beraat eden doktor, Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde eşine karşı boşanma davası açtı. Malatya Aile Mahkemesi dosyayı, eşinden boşanmak isteyen doktorun hukuki ehliyeti olup olmadığının tespiti için Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderdi. Burası da Benli'yi İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. 4. İhtisas Dairesi'nde 21.02.2003 tarihinde muayene edilen Benli'ye burada 'şizofreni' teşhisi konulurak vasi tayin edilmesi gerektiği bildirildi.

TEŞHİSLE GÖRÜŞ AYRI
Ancak Benli, bu rapora itiraz etti ve mahkemeden Hacettepe Üniversitesi'ne sevk edilmesini istedi. Mahkemenin talebi yerinde görmesi üzerine buraya sevk edilen Benli'ye üçüncü raporda da 'şizofren' teşhisi konuldu. Ancak bu raporda vasiye gerek olmadığı bildirildi. İki rapor arasındaki görüş ayrılığı üzerine mahkeme Dr. Benli'yi ikinci kez Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi'ne gönderdi. 10.12.2004 tarihli raporda, kurul, 'kronik şizofreni' teşhisli Benli'ye vasi tayin edilmesi yönündeki kararında direndi. Dava sürerken Benli, 2005 yılında TUS'a (Tıpta uzmanlık sınavı) girdi. Burada Adli Tıp Kurumu'nu tercih eden Benli, TUS'u kazanan tüm doktorlardan göreve başlamaları için istenilen sağlık raporunu ise Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'nden aldı. "Adli Tıp Kurumu'nda görev yapmasında sıhhi yönden sakınca bulunmadığı bildirilen" bu raporla birlikte Benli, 1,5 ay önce Gözlem ve İhtisas Dairesi'nde asistan doktor olarak göreve başladı. Gözlem ve İhtisas Dairesi'nde Türkiye'deki tüm adli mercilerinden gönderilen aralarında cinayet zanlılarının da bulunduğu tutuklu ve zanlıların, cezai ehliyetleri bulunup bulunmadığı yönündeki raporlara imza atan Benli'nin göreve başlamadan 2 gün önce kendisine 'şizofren' raporu veren 4. İhtisas Dairesi'nin başkanı Prof. Dr. Gökan Oral ile tüm üyelerine tehdit mektupları gönderdiği ileri sürüldü. "Hesap soracağım zındık" gibi cümlelerin bulunduğu kaydedilen mektuplardan Adli Tıp Kurumu Başkanı'na da gittiği iddia edildi. 36 üyeli Adli Tıp Genel Kurulu, itiraz üzerine halen Malatya Aile Mahkemesi'nde görülen davada Benli'ye vasi tayini edilip edilmeyeceği yönündeki kararını bugün verecek.

ADLİ TIP'IN SAVUNMASI
Adli Tıp Kurumu Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Okudan, şizofren olduğu halde kurumda görev yapan asistan doktor Abdullah Benli ile ilgili kendilerini bir şikayet ulaşmadığını söyledi. Okudan, "Şikayeti olan varsa Cumhuriyet Savcılığı'na gitsin kendi halinde gariban bir adam. Kimseyi öldürmedi" dedi. Okudan, "Bu doktor arkadaş ne bir disiplin suçu işlemiş, ne de bir arkadaşına zarar vermiştir. Eğer bir suç işleseydi, durumu Adalet Bakanlığı'na bildirirdik" dedi.
ZÜLFİKÂR ALİ AYDIN


Sabah
şizofren
doktordan
şizofren
raporu
Yorum (4)
murat
tek mantıklı paragraf bence ''Yine yürürlükte olan TUEY’e göre uzmanlık öğrencileri yurt dışına ancak ücretsiz izinli olarak gidebiliyordu. Hâlbuki yurt dışında aldığı eğitimi ülkemizde değerlendireceğinden ve üniversite mevzuatında engel bulunmadığı için uzmanlık öğrencisi maaşlı olarak yurt dışında görevlendirilebilmeli ve yurt dışındaki kurumda geçirdiği süre de eğitiminden sayılmalı. Bu hükmün yönetmelik taslağına eklenmesini önerdik'' ...BU ADAMLAR TOPLANTI ÖZERİNE TOPLANTI YAPAR MURAT KARDEŞİNİZ PEDİATRİYE BAŞLADIĞINDA 2002 PEDİATRİ 5 YIL OLUR MURAT KARDEŞİNİZ UZMAN OLDUĞUNDA 2008 PEDİATRİ EĞİTİM SÜRESİ 4 YIL OLUR KAYB OLAN BİR YILIN HESABINI SİZ Mİ VERECEKSİNİZ... GÖRMEYEN DE DİYECEKKİİİ...........
0
Cevapla
Malcolm
Bugün üniversitelerdeki uzmanlık eğitimi uyduruk bir eğitimden ibaret olup hizmet odaklı bir hekimlik yapılıyor hekimin hiçbir hakkının olmadığı uzmanlık süresinin uzamasının bile cezalandırma işlemi gibi görülen bir sisteme dönüşmüş durumda uzmanlık eğitimi ile ilgili hiçbir yetkinin üniversiteye verilmemesi ( çok istismar edildiğinden ) tüm yetkilerin tuk gibi bağımsız bir kurula verilmesi hukuk devletinin bir gereği olarak görüyorum... Saygılarımla
0
Cevapla
hüseyin
Malcom' a göre üniversite hastanelerinde hizmet ağırlıklı, araştırma ve eğitim hastanelerinde ise hizmet ağırlıklı değilmiş. :)))))), Ayrıca hazretleri üniversitelere hiç bir yetki verilmemeli demiş. :)))) Toplayacaksın bu profesör, doçent ve yardımcı doçentleri sabun yapacaksın. Malcom hazretlerininde yüreğinin yağları eriyecek. Helicanatör nerdesin? Senin yerine göz dikenler var.
0
Cevapla
mustafa oğuz
Sayın hocamıızın değerlendirmesi bizler için çok önemli. Burada bir kaç noktayı da ben belirtmek isterim. Uzmanlık eğitimi görenlerin nasıl çalıştırılacaklarının da düzenlenmesi gerekmektedir. Kısaca 2*1 olarak adlandırılan yetiştirme sistemi insani bir düzen değildir. Gündüz aralıksız çalışan uzmanlık eğitmi gören doktor gece de nöbet tutunca yorgunluktan uyanamamakta ve hastaya gerektiği gibi müdahale edememektedir. Arkasından gündüz de çalışması ise tek kelime ile tehlkieli bir durumdur. Bir başka nokta ise hangi servislere ne kadar öğrenci alınacağıdır. Bugün üniversite ve eğitim, araştırma hastanelere alınacak uzmanlık öğrencisine dönük bir standart yoktur. Böyle olunca genelde çok az öğrenci alınmakta adeta uzman tabip yetiştirmekten imtina edilmektedir. Ankarada bazı hastanelerin servislerine sadece tek bir asistanın alındığını görebilmekteyim. Bu durumun standarda kavuşturulması gerekmektedir. Bir başka nokta syaın hocamıızn dediği gibi yetiştirilme süresidir. Söz konusu sürenin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir