Antalya’nın turizm bölgesi Belek’te düzenlenen 13. Üroonkoloji Kongresi’nde Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sinan Sözen prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanser türü olduğuna dikkat çekti. Kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada prostat kanserinin geldiğini kaydeden Sözen, “Bu yüzden bu hastalığın tanısı çok erken konulmalıdır. Tanı tedaviye uygun olarak konulmalı. 1990’lı yılların başından itibaren toplum bazında PSA ile tarama çalışmaları yapılmış ve çok ciddi mesafeler alınmıştır. Son yıllara kadar Prostat kanseri şüphesi olan hastalara tanı koymak amacıyla ultrason eşliğinde sistematik biyopsi yapılıyordu. Bu yöntemin dezavantajı, görüntülenemeyen bir kanser randomize alınan biyopsiler ile tanınmaya çalışılıyordu. Düşük doğruluk oranlarına sahip olan bu yöntem aynı zamanda gereksiz (klinik önemi olmayan- hastaya bir zarar vermeyecek) prostat kanseri tanısı koymamıza da sebep oluyordu” dedi.
TÜRK KADINLARINA TEŞEKKÜR EDİYORUM
Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Türkeri, kadınların, prostat kanserinde göstermiş olduğu utangaçlıklardan dolayı erkeklere ciddi anlamda yardımda bulunduğunu belirterek, "Kadınlar erkeklerden bu konuda daha duyarlılar. Eşini, kardeşini, ağabeyini alıp geliyorlar ve bir kısmının hayatını kurtarıyorlar. Sadece hastanın hikayesinde değil, tedavi ve tedavi sonrası hastanın takibinde inanılmaz yardım sağlıyorlar" dedi.
Prostatın, PSA kan testi ve elle muayene olmak üzere 2 farklı muayene yöntemi olduğunu ifade eden Türkeri, erkeklerin elle muayeneden kaçındığını söyledi. "Sağlık söz konusu olduğunda gerisi teferruattır. Utanılacak hiçbir şey yok" diyen Türkeri, kadınların bu konuda erkeklere göre daha duyarlı olduğuna dikkat çekerek, "Türk kadınlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Çünkü erkeklerden daha duyarlılar. Eşini, kardeşini, ağabeyini alıp geliyorlar ve bir kısmının hayatını kurtarıyorlar. O bakımdan erkeklerimizin, hanımların bu duyarlılığını göz önüne alması gerekiyor" dedi.
Kadınların erkeklerin hasta hikayesi ve tedavi sonraki sürecin takibinde büyük katkısı olduğunu vurgulayan Türkeri, "Sadece hastanın hikayesinde değil, tedavi ve tedavi sonrası hastanın takibinde inanılmaz yardım sağlıyorlar" diye konuştu.
ERKEN YAKALANIRSA YÜZDE YÜZ TEDAVİ EDİLEBİLİYOR
Prostat kanserinin erkeklerde çok sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Levent Türkeri, 40 yaş üzerindeki erkeklerde sıklığın giderek arttığını söyledi. Amerika’daki 6 erkekten birisinin, Türkiye’de ise 12 erkekten bir tanesinin hayatı boyunca prostat kanseri yaşadığına dikkat çeken Türkeri, "Bizim ülkemizde de yaşam süresi uzuyor. Beklenen hayatta kalma süresi uzayınca kanser gelişme riski de artıyor. Onun için sıklığının giderek artacağını görüyoruz. Burada önemli olan nokta belirli bir yaşın üzerindeki erkeklerimizin, prostat konusunda uyanık olmaları. Çünkü bu hastalık erken yakalanırsa yüzde yüz tedavi edilebiliyor, geç kalınınca ise yapılacak bir şey olmuyor. O yüzden bizim tavsiyemiz, 40 yaşın üzerine geçildiğinde bu konuda ne yapılabileceğini, nasıl bir takip söz konusu olabileceğini tartışmak için bir ürologla konuşmaları" dedi.
DOKTOR SEÇİMİ ÖNEMLİ
Almanya Martini Klinik Prostat Kanseri Merkezi’nden Prof. Dr. Derya Tilki de, prostat kanserinde gerçekleştirilen robotik ve cerrahi ameliyatların arasında bir farklılık olmadığını ancak hastanın bu seçimi yaparken doktor konusunda tercihi iyi yapmaları gerektiğini söyledi. Tilki, "Hastanın ameliyat olacakları doktorların hangi alanda etkili oldukları önemli. Eğer o doktor robotikte daha iyiyse robotik tercih etmeliler, eğer doktor cerrahi de uzmansa hasta cerrahi yöntemi tercih etmeli" dedi.
MESANE KANSERİNİN SEBEBİ: SİGARA
Mesane kanseri hakkında konuşan Kongre Başkanı Prof. Dr. Sümer Baltacı, mesane kanserinin prostat kadar sık olmasa da önemli bir kanser çeşidi olduğunu söyledi. Mesane kanserinin Türkiye’de diğer ülkelere göre daha çok görüldüğünü belirten Baltacı, "Bizim ülkemizde daha çok görülmesinin sebebi sigara. Ülkede tütün tüketimi diğer ülkelere daha fazla" dedi. Mesane kanserinin en önemli belirtisinin idrarda kan olduğunu söyleyen Baltacı, "Bu zaman zaman hastalar tarafından önemsenmiyor. Ağrı ve yanma ile birlikte olmadığı için hasta bunun üzerinde fazla durmuyor. Ağrılı ağrısız idrarda kan görünce ürolog uzmanlarına gitmesi gerekiyor" dedi.
AVUSTRALYA’DA YÜKSEK SİGARA FİYATLARI, MESANE KANSERİ ORANINI DÜŞÜRDÜ
Macquarie Üniversitesi’nden Prof. Celi Varol ise mesane kanseri konusunda Avustralya’da sigaraya vergiler getirildiğini, buna bağlı olarak sigara tüketiminin azaldığını ve mesane kanseri oranında iyileşmeler gerçekleştiğini söyledi. Varol, "Oradaki insanlar sigara içmenin bedelinin ne kadar ağır olduğunun farkındalar ve dolayısıyla kaçınıyorlar. Sigaranın fiyatı 20-25 dolar olunca bırakmak zorunda kalanlar oluyor, bu da sigara kullanımının ciddi şekilde azalmasına neden oldu" ifadelerini kullandı.