Medimagazin logo

Sicko

"Fahrenheit 9/11" de bütün eleştirmenlerin yorumlarını üstüne çeken film yapımcısı Michael Moore, bu seferde dikkatleri "Sicko" ile Amerika'daki sağlık sistemine çekti. Bu filminde de yine Bush yönetimini hedef aldı
Sicko
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

“Fahrenheit 9/11” de bütün eleştirmenlerin yorumlarını üstüne çeken film yapımcısı Michael Moore, bu seferde dikkatleri “Sicko” ile Amerika’daki sağlık sistemine çekti. Bu filminde de yine Bush yönetimini hedef aldı.

İSTANBUL - Yönetmen Michael Moore, 11 Eylül saldırıları sonrası enkaz kaldırma çalışmalarında zehirli maddeler nedeniyle hastalanan 10 kişiyi tedavi olmaları için Küba’ya götürdü ve iki ülkenin sağlık sistemlerini karşılaştırdı...

İrlanda asıllı ABD’li yönetmen, gazeteci, prodüktör, yazar, Michael Moore, “Buna bir belge demeli misiniz bilemiyorum... Bence bu kurgusal bir film değil. Kesinlikle uydurma değil. Gördüğünüz herşey gerçek. Bunlar gerçekten oldu ve ben olduğu şekilde görüntüledim. Fakat bu kelime, bu kelimeyi sevmiyorum. Kötü bir çağrışımı var. Bir belge yapmak istiyorum diye düşünerek bir filme başlamıyorum. Bunun gerçekte ne anlama geldiğini bile bilmiyorum. Filmlere gitmeyi seviyorum. Haftada üç ya da dört filme gidiyorum. Filmlere gitmeyi seviyorum ve gitmeyi isteyeceğim bir film yapmak istiyorum. Ve bu amaçla yola çıkıyorum...” dedi.

Globalizasyon, Irak Savaşı, Amerika, George Bush ve büyük dünya şirketleri gibi konular hakkındaki kişisel görüşlerini filmlerinde, dizilerinde ve kitaplarında ana konsept olarak kullanan Michael Moore, yaptığı politik içerikli konuşmalarla tüm dünyanın ilgisini çekmiştir. Ülkesi Amerika’nın savaş politikalarını oldukça cesur biçimde eleştirdiği Fahrenheit 9/11 filmiyle çok konuşulmuş, filmin etkisi tüm dünyada uzun soluklu olmuştur. Moore, Rage Against the Machine, System of a Down ve REM gibi müzik gruplarının bazı video kliplerini de çekmiştir.


MİCHAEL MOORE
23 Nisan 1954’te Michigan’da dünyaya geldi. Çocukluk yılları Davison kentinde geçti. Annesi, babası ve büyükbabası o dönemde kentte birçok şirketi bulunan General Motors’da otomotiv sanayii işçisi konumunda çalışmaktaydılar.

Çocukluğunda sıkı bir Katolik eğitimi alan Moore, 14 yaşında dini eğitim veren Diocesan okuluna kaydolmuştu. Daha sonra Davison High School’a devam eden Moore, drama ve müzakere derslerinde sivrilmişti. Aynı zamanda Amerikan İzcileri tarafından verilen en yüksek derecedeki izcilik nişanının sahibi de olan Moore, daha sonraları kendisiyle yapılan bir röportajda, o dönemde aldığı bu ödülün kendisini hala çok gururlandırdığını belirtecekti.

Moore, kolej eğitimini tamamladıktan sonra Michigan-Flint Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi gördü. Gazetecilik kariyerine ilk adımını, fakültesinin çıkardığı gazete The Michigan Times’ta editör olarak çalışmaya başlayarak atan Moore, film sektörüyle de yakından ilgileniyordu. O dönemde aynı zamanda General Motors’un fabrikasında da çalışıyor, geçimini sağlamaya çalışıyordu.

22 yaşında ismini daha sonraları The Michigan Voice olarak değiştireceği haftalık dergi The Flint Voice’u kurdu. 1986’da liberal politik dergi Mother Jones’un editörlüğü için kendisine yapılan teklifi kabul edip California’ya yerleşti ve The Michigan Voice’u kapattı. Mother Jones’taki editörlüğü döneminde Sandinistas’ın hakları konusunda kaleme alınan yazı yüzünden dergi tayfasıyla arasında çıkan problem, Moore’un hakkını mahkemede aramasına neden oldu ve Moore, 58,000 dolar tazminat alarak dergiden ayrıldı. Bu parayı ilk filmi için kullandı. Dünya çapında ki pek çok festivalde en iyi film ödülü de dâhil olmak üzere toplam 11 ödülün sahibi oldu.

1990 yılında yapımcı Kathleen Glynn’le dünya evine girdi. Glynn’in önceki evliliğinden 1981 doğumlu Natalie isimli bir kız çocuğu vardı. Moore çiftinin başka çocuğu olmadı.

1994-1995 periyodu arasında NBC ve Fox kanalları için haber dergisi konseptinde hazırladığı TV dizisinin yönetmenliğini yaptı.

1996’te politika ve kolektif şiddet konularına değindiği kitabı Downsize This!’i yayınladı.

1999-2000 yılları arasında TV için, yine politikacıları ve büyük şirketleri eleştirdiği The Awful Truth isimli TV dizisini çekti.

Yine 1999’da Hugh M. Hefner First Amendment Award ödülünü kazandı.

2001’de görünürde Amerika’nın iç ve dış politikalarını eleştiren ama Moore’un politik mizah olarak nitelendirdiği Stupid White Men kitabını yayınlandı.

2002’de Bowling for Columbine belgeseliyle en iyi belgesel dalında Oskar ödülü alan Moore, ödül alırken yaptığı konuşmayla da uzun süre gündemde kaldı.
“Yapımcılarımız, Katleen Glyyn ve Kanada’dan Michael Donovan adına, Akademi’ye teşekkür etmek istiyorum. Sahneye, diğer en iyi belgesel adayı dostlarımı da davet ettim ve onlarla birlikte - onlar da benimle bu hususla alakalı olarak hemfikirler çünkü biz kurguya, kurgusallığa karşıyız ve buna rağmen kurgusal zamanlarda yaşamaktayız. Kurgusal secim sonuçlarıyla başa gecen, kurgusal bir başkanın zamanında. Kurgusal nedenler öne sürerek bizi savaşa sürükleyen bir adamın zamanında. İster koli bandı kurgusu olsun bu, ister turuncu alarmların kurgusu, bizler bu savaşa karşıyız bay Bush!. Utanın bay Bush, Utanın! Ve bilin ki Papa’yı ve Dixie Chicks’i karşınıza aldığınız herhangi bir durumda, zamanınız dolmuş demektir. Teşekkürler.”

2003’te Bush ve ailesinin Suudi Krallığıyla, Osama Bin Laden ve ailesiyle ve enerji endüstrisiyle olan ilişkilerini irdelediği Dude, Where’s My Country? kitabı raflardaki yerini aldı.

Moore, 2004’te Bush yönetiminin 11 Eylül 2001 öncesi ve sonrasındaki politikalarını sert bir şekilde eleştirdiği, hükümetin Suudi Arabistan ile ilişkilerinin detaylarını anlattığı filmi Fahrenheit 9/11’;ü çekti. Filmin, ilk uluslarası ödülü Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’yle oldu. Fahrenheit 9/11 ayrıca Amerika’da ve dünyaca ünlü uluslararası film festivallerinde toplam 25 ödülün sahibi oldu ve 12 ödüle de aday olarak gösterildi.

Moore aynı yıl Will They Ever Trust Us Again? ve The Official Fahrenheit 9/11 Reader isimli kitaplarını da yayınladı.

Amerika’nın 2004 Başkanlık seçimlerinde demokratik partinin üyesi olmadığını ancak General Wesley Clark’ı desteklediğini açıklayan Moore, aynı yılın eylül ve ekim aylarında üniversitelerde yaptığı konuşmalardan oluşan tamamen siyasal nitelikli “Slacker Uprising Tour” isimli tur programını düzenleyip demokratlara destek verdi.

2004 seçimlerinin ardından, filmlerinde kullanmak üzere Irak’;taki savaş ve Bush yönetimiyle ilgili bilgi toplamaya devam eden Moore, “Amerika 2006, Orta Dönem Seçimleri” için demokratları desteklemek amacıyla bir email kampanyası da başlattı.


FİLMİN ÖZETİ:
“Fahrenheit 9/11” de bütün eleştirmenlerin yorumlarını üstüne çeken film yapımcısı Michael Moore, bu seferde dikkatleri “Sicko” ile Amerika’daki sağlık sistemine çekti. Bu filminde de yine Bush yönetimini hedef aldı. Moore, 11 Eylül saldırıları sonrası enkaz kaldırma çalışmalarında zehirli maddeler nedeniyle hastalanan 10 kişiyi tedavi olmaları için Küba’ya götürdü. İki ülkenin sağlık sistemlerini karşılaştıran Moore, halkına hem ücretsiz hem de kaliteli hizmet sağlayan Küba’nın sağlık sisteminin ABD’den çok daha üstün olduğunu tıbbi haksızlıklara dikkat çekerek belgeledi.

Vizyona giriş tarihi: 29 Haziran 2007
Filmin süresi: 120 dk.
Oyuncu dağıtımı: Michael Moore
Yönetmen: Michael Moore
Yapımcı: Kathleen Glynn
Film yazarı: Michael Moore
Distribütör: Lionsgate
Filmin çekildiği yer: Küba


“SICKO” İLE İLGİLİ ÇIKAN HABERLER
Belgeselci Michael Moore’a Küba davası
ABD’li muhalif yönetmen Michael Moore, yeni filmi “Sicko” ile yeniden olay yaratmaya aday. Moore, bu kez Amerikan sağlık sistemini yerden yere vuruyor. Washington ise, Oscarlı yönetmeni yakın takibe aldı.

ABD’li yönetmen Michael Moore son filmi “Sicko”da yine Bush yönetimini hedef aldı. Moore, 11 Eylül saldırıları sonrası enkaz kaldırma çalışmalarında zehirli maddeler nedeniyle hastalanan 10 kişiyi tedavi olmaları için Küba’ya götürdü. İki ülkenin sağlık sistemlerini karşılaştıran Moore, halkına hem ücretsiz hem de kaliteli hizmet sağlayan Küba’nın sağlık sisteminin ABD’den çok daha üstün olduğunu belgeledi.

Moore, belgeselin çekimleri için Washington tarafından uygulanan 45 yıllık seyahat yasağını da delmiş oldu. Muhalif yönetmenin seyahat ambargosunu delmiş olmasından ve yine bazı bilinmeyenleri ortaya çıkarmasından rahatsız olan ABD makamları, Moore hakkında soruşturma başlattı.

Sicko’nun galası, 19 Mayıs’ta Cannes Film Festivali kapsamında yapılacak. Belgesel, Haziran ayı sonunda da ABD sinemalarında gösterime girecek.

Michael Moore’dan Amerikan sağlık sistemini eleştiri
Çektiği filmlerle polemiklere yol açan ve ABD Başkanı George Bush karşıtı “Fahrenheit 9/11” filmiyle dünyaca tanınan sinemacı Michael Moore, yeni filminde Amerikan sağlık sistemini eleştiriyor.

Moore, internetteki sitesi aracılığıyla yaptığı açıklamada, yeni filminin 2007’de vizyona girmesini planladığını belirterek, “Şu anda, ‘Sicko’nun yüzde 75’ine yakınını çektik, montajını da geciktirmeyeceğiz. Film 2007’de salonlarda olacak” dedi.

Amerikan sağlık sistemi hakkında konuşmak isteyenlere yaptığı çağrıya 19 bin yanıt aldığını belirten Moore, bütün yanıtların okunmasının 1 ay kadar zaman aldığını ve insanların “çıkar üzerine kurulu” Amerikan sağlık sisteminde, günden güne çektiği acıları okumanın insanı bazen isyan ettirdiğini söyledi.

Moore, “Diğer filmler için yaptığımız gibi, bu filmi de çekmekte olduğumuz için fazla anlatmayacağız. Ama eğer soracak olursanız, ‘Sicko’, dünyanın en zengin ülkesinde yaşayıp da sağlık sistemine dahil olmayan 45 milyon kişi hakkında bir komedi filmi” dedi.

52 yaşındaki Michael Moore’un, 2004’te yaptığı “Fahrenheit 9/11” Cannes Film Festivali’nde altın palmiye almış ve Kuzey Amerika’da en çok izlenen belgesel olmuştu.

Michael Moore sansür kurbanı
Küba’da yayımlanan Granma gazetesi, yeni filmi için 11 Eylül saldırılarında zehirlenen kurtarma ekibini Küba’ya götürerek seyahat yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle yönetmen Michael Moore hakkında açılan davanın, sansürün arkasındaki emperyal düşünce yapısını gösterdiğini belirtti.

Küba, ABD ve Küba’nın sağlık sistemlerini karşılaştırdığı son filminin çekimleri için Küba’ya gittiği gerekçesiyle, ABD hükümeti tarafından hakkında soruşturma açılan ABD’li ünlü belgesel yönetmeni Michael Moore’u “sansür kurbanı” olarak nitelendirdi. Küba Komünist Partisi’nin gazetesi Granma, “Sicko” adlı yeni belgesel filmi için ABD’deki 11 Eylül saldırılarında enkaz kaldırma çalışmalarında zehirlenen kurtarma ekibini tedavi için Küba’ya götüren Moore’a açılan soruşturmanın, “sansürün arkasındaki emperyal düşünce yapısını gösterdiği” yorumunu yaptı.

Haberde, ABD’nin 45 yıldır süren ambargosu ve seyahat yasağı, “Küba halkı açısından yıkıcı sonuçlar doğuran ağır bir suç” olarak nitelendirildi.

Moore da, bir internet sitesinde yayımlanan mektubunda, “Bush yönetiminin neden peşimi bırakmadığını biliyorum. Onların yardım etmek istemediği insanlara yardım etmeye çalıştım. Ancak Bush kendi insanlarına yardım etmek istemiyorsa, ben hiçbir kuralı ihlal etmedim ve saklayacak bir şeyim yok” şeklinde yazdı.

ABD Hazine Bakanlığı sözcüsü Ann Marie Hauser ise, soruşturmanın detaylarına dair bilgi veremeyeceklerini, ancak çeşitli yaptırımların ihlali nedeniyle birçok kişi hakkında benzer bir sürecin işlediğini söyledi.

ABD Başkanı George Bush’a ve Irak savaşına muhalefetiyle tanınan Michael Moore, 2002 yılında ABD’deki silah çılgınlığını konu alan “Benim Cici Silahım”la En İyi Belgesel Film dalında Oscar ödülünü kazanmıştı. Moore’un “Sicko” adlı yeni filminin, ilk olarak 19 Mayıs’ta Cannes Film Festivali’nde gösterilecek, 29 Haziran’da da ABD’de vizyona girecek. Moore’un sözcüsü, yönetmenin ABD’nin muhtemel müdahalesine önlem olarak filmin bir kopyasını ABD dışında bir yerde sakladığını belirtmişti.



Hazırlayan: Çağla Çelik

NTV-MSNBC

sicko
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir