Bakan Koca, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın katılımıyla ATO Congresium'da düzenlenen "Bağımlılıkla Mücadele İl/İlçe Çalıştayları Değerlendirme Şurası"nda açıklamalarda bulundu.
Bağımlılığın kişinin kullandığı bir madde, nesne veya yaptığı bir davranış üzerinde kontrolünü kaybetmesi anlamına geldiğini belirten Koca, "Kontrolsüzce kullanılan her madde ya da gerçekleştirilen her davranış bağımlılık oluşturma riski taşımaktadır. Tütün ürünleri, alkol ve uyuşturucu maddelerin kimyasal yapıları, zaten bağımlılık yapmaya yöneliktir. Bu tür maddelerin güvenli kullanımı, kontrollü kullanımı ya da bağımlılık oluşturmadan kullanımı söz konusu değildir." dedi.
Koca, bağımlılık oluşma sürecinin kişinin fiziksel özellikleri, kullanılan maddenin kimyasal yapısı, kullanım sıklığı gibi pek çok özelliğe göre de değişkenlik gösterebildiğini ama bu tür maddelerin kullanımına devam edilmesi durumunda bağımlılığın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
DSÖ'nün listesine "oyun bağımlılığı" da eklendi
Dijitalleşmenin, olumlu yanlarıyla birlikte yeni sorunlar da oluşturabildiğine dikkati çeken Koca, "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından oluşturulan ve biz hekimlerin hastalıkların teşhis gruplamasında kullandığımız ICD sınıflamasına 'oyun bağımlılığı' da bir hastalık olarak eklendi. Davranışsal bağımlılıklar dediğimiz, teknolojinin ve internetin bilinçsiz ve kontrolsüz kullanılması sonucu oyun oynama, ekran, sosyal medya, kumar, alışveriş bağımlılığı gibi yeni bağımlılıklar da toplumsal sorun olarak karşımıza çıkmaya başladı." Şeklinde konuştu.
Bakan Koca, teknoloji bağımlılığının aile içi iletişimi azalttığını ve bunun da gençleri tütün ürünü, alkol ve uyuşturucu madde kullanımına ilişkin risklere daha fazla açık hale getirdiğini belirtti.
“Tütünle mücadele çalışmalarını hassaslıkla sürdürmek zorundayız”
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de en yaygın kullanılan bağımlılık yapıcı maddenin tütün olduğunu vurgulayan Koca, tütün bağımlılığının kendi başına verdiği zararın yanı sıra diğer bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımına başlamak için bir geçiş maddesi olabildiğinin de altını çizdi.
Tütün kullanan herkesin başka bağımlılık yapıcı madde kullanmasa bile farklı bağımlılık yapıcı maddeleri kullananların hemen tamamının tütün ile bu sürece başladığını söyleyen Koca, sözlerine şöyle devam etti:
"Bağımlılık tedavi merkezlerimizde alkol ve uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle tedavi gören hastalara ilişkin kayıtları incelediğimizde, uyuşturucu madde kullananların hemen hemen tamamının sigaradan sonra alkol kullanımına da başladığı ve daha sonra da diğer uyuşturucu maddeleri kullandığını görüyoruz. Bu nedenle, bağımlılıkla mücadelede sonuç almak istiyorsak, ilk ve en önemli adım olan tütünle mücadele çalışmalarını son derece hassas ve kararlılıkla sürdürmek zorundayız."
Sağlık Bakanı Koca, bağımlılıkla ilgili riskler açısından ergenlik döneminin çok hassas olduğuna dikkati çekerek, ailelerin tütün ürünü kullanmamasının ve çocukların hem eğitimde hem aile içinde bu ürünlerin zararlarını öğrenerek yetişmesinin önemine vurgu yaptı.
“Gençlerin ve kadınların hedef alması tesadüf değil”
Tütün endüstrisinin pazarlama stratejilerine de değinen Koca, şöyle konuştu:
"Özellikle genç kadınlar tütün endüstrisinin agresif pazarlama taktiklerinin en büyük hedef kitlesini oluşturmaktadır. Sigara içmenin modayı, özgürlüğü ve modernliği simgelediği, kadınları güçlü gösterdiği yalanlarına başvuruyorlar. Endüstrinin başta gençlerimizi ve kadınlarımızı hedef alması tesadüf değildir.
Bizler tedbir aldıkça 'light' sigara, nargile, elektronik sigara gibi farklı uygulamalarla karşımıza çıkıyorlar. Tabii ki yılmadan mücadelemize devam ediyor ve bunların her birine karşı tedbirlerimizi artırıyoruz. Tütün ürünü kullanımının nesiller arası geçişi birçok faktörden etkilenmektedir. En önemlisi anne faktörüdür. Tüm bu sebeplerle özellikle kadınların tütün ürünü kullanmaması önce kendi sağlığı, sonra da gelecek nesillerin korunması için büyük önem arz ediyor."
"5 bin 624 kişi sigara bırakma polikliniğine yönlendirildi"
Bakan Koca, "Dumansız Hava Sahası" ile başlayan çalışmalara, 2019'dan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'ın koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten Bağımlılık ile Mücadele Yüksek Kurulu olarak devam edildiğini hatırlattı.
Bağımlılıkla mücadelenin sadece kamu değil, bu çalışmaları destekleyen ve sahiplenen gönüllülerle yürütülebileceğini söyleyen Koca, bu kapsamda bakanlıkça 9 Şubat'ta başlatılan "Görev Bende" isimli Tütünle Mücadelede Gönüllülük Programı'nda şu ana kadar 81 ilden 610 gönüllü vatandaşın görev aldığını bildirdi.
Ayrıca 81 ilde düzenlenen 2 bin 79 eğitim programıyla 146 bin 708 kişiye eğitim verildiğini, ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı, ALO 184 SABİM-Tütün İhbar Hattı, Yeşil Dedektör Mobil Uygulaması gibi çalışmaların tanıtıldığını anlatan Koca, illerde kalabalık alanlara stantlar kurulduğunu, karbon monoksit ölçümü yapıldığını ve 5 bin 624 kişinin sigara bırakma polikliniğine yönlendirildiğini söyledi.
Tedavi merkezlerindeki yatak kapasitesi yüzde 94'lük artışla 1388'e yükseltildi
Bakan Koca, mülki amirlerin koordinasyonunda 81 ilde ve 906 ilçede, Bağımlılıkla Mücadelede Ben Olsaydım Temalı İl/İlçe Çalıştaylarını gerçekleştirdiklerini ve yapılan faaliyetleri il değerlendirme toplantıları ile takip ettiklerini ifade ederek, "Bundan sonra da 81 ilimizde bağımlılıkla mücadele alanında yürütülen tüm çalışmaları ve ilerlemeleri yakından takip edeceğiz. Her ilimize özel hesaplanmış risk puanları ve saha araştırmalarıyla elde edilmiş verilerdeki değişimi 6 aylık dönemlerle Yüksek Kurulumuza raporlayarak bir performans değerlendirmesi de yapmış olacağız." sözlerini kullandı.
ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı üzerinden psikolog, sosyal çalışmacılarla vatandaşlara destek olunduğunu, Aile Sağlığı Merkezleri, Sağlıklı Hayat Merkezleri, Bağımlılık Danışma Merkezleri aracılığıyla bağımlı birey ve yakınlarına yüz yüze danışmanlık, tedaviye yönlendirme, tedavi sonrası izlem çalışmaları yürütüldüğünü anımsatan Koca, 2014'ten itibaren ayakta tedavi programlarının uygulandığı 75 tedavi merkezinin hizmete alınmasıyla randevu bekleme sürelerinin azaldığını, yataklı tedaviye ihtiyacı olanların hizmete erişmesinin kolaylaştığını kaydetti.
Koca, "2015 Acil Eylem Planının yayımlanmasından önce 30 tedavi merkezinde, 712 yatak kapasitesi ile hizmet sunulurken bugün itibarıyla tedavi merkezi sayısını yüzde 312 artışla 136'ya, yatak kapasitesini ise yüzde 94'lük artışla 1388'e yükselttik." dedi.
Uyuşturucu kullanımına bağlı ölümler yüzde 71 azaldı
Hastane acil servis çalışanları ve 112'de görevli personelin tamamına bağımlılık konusunda hizmet içi eğitimler verildiğini aktaran Koca, şöyle devam etti:
"Bağımlılık tedavi sürecinden sonra tekrar uyuşturucu madde kullanımına başlamayı önlemek için kısa adı BAHAR olan Bağımlı Hastalar İçin Rehabilitasyon Modeli'ni hayata geçirdik. Bu programla tedavi merkezlerindeki arındırma tedavisini tamamlayan hastaların, tedaviyi takip eden süreçte rehabilitasyon programlarına dahil edilmesini sağladık. Programın uygulandığı ayakta ve yataklı merkezlerin sayısının artırılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Her canımız çok kıymetli. Ancak gayretlerimiz sonucunda doğrudan uyuşturucu kullanımına bağlı ölümlerde, 2017'den 2021 sonuna kadar yüzde 71'lik azalma sağlamış olmamız da mücadelemizin ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor."
Bakan Koca, bağımlılıkla mücadele konusunda daha yapılacak çok iş olduğunu vurgulayarak, 2023 sonuna kadar yürürlükte olacak eylem planlarındaki faaliyetlerin eksiksiz şekilde yerine getirilmesi, sonuçlarının takip edilerek güçlendirilmesi konusunda çalışmaların süreceğini vurguladı.
Bağımlılıkla Mücadele İl/İlçe Çalıştayları Değerlendirme Şurası'nda 2 gün süresince yapılacak geri bildirimlerin ve önerilerin büyük öneme sahip olduğunu belirten Koca, "Geleceğe yönelik bağımlılıkla mücadele stratejilerimizi doğrudan sahadan geri bildirim alarak, bilimsel temellere oturtup, dünya uygulamalarıyla kıyaslayarak şekillendireceğiz." ifadesini kullandı.