İSTANBUL - Defne Joy Foster’ın ölüm nedeninin KOAH olduğu iddiaları tartışmaları da beraberinde getirdi. Göğüs ve akciğer hastalıkları uzmanları KOAH’ın ani ölüm nedeni olarak gösterilemeyeceğini ve iki hafta önce dans eden biri için KOAH’ın ani ölüm nedeni olamayacağını söyledi.
Adli Tıp Kurumu’nun konuyla ilgili kesin raporunun görülmesi gerektiğini belirten Adli Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer de adli tıpta KOAH’ın ani ölüm nedenleri arasında yer almadığını söyledi. Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy ise “Eskilerin illiyetlik, yenilerin nedensellik ilişkisi dedikleri bir kavram var ve bu, adli tıp için hayati bir kavramdır. Nedensellik bağı kurulmadığı sürece bu bulgunun üzerine yorum yapmak yanlış olur” ifadesini kullandı.
“Biz adli tıp bilimleri sisteminde kişiyi ani ölüme götüren nedenler arasında KOAH’ı belirtmeyiz” diyen Prof. Dr. Ümit Biçer, şunları söyledi:
PROF. BİÇER: KOAH ADLİ TIPTA ANİ ÖLÜM NEDENİ DEĞİLDİR
“Tıp fakültesinde, adli tıp lisans eğitiminde ve adli tıp yüksek lisans eğitiminde ani ölümler söz konusu olduğunda KOAH sayılan nedenler arasında yer almaz. KOAH kronik bir hastalık olup uzun vadeli, uzun süreçte organizmayı tahrip eden, solunum sisteminde kronik etkiler oluşturan bir hastalıktır. Bu zemin üzerinde gelişen başka bir patoloji ve başka bir mekanizma ani ölüme yol açabilir ama KOAH’ın kendisi ani ölüme yol açmaz. Çünkü bu hastalık kontrol altında tutulduğu sürece insanların yıllarca hayatını sürdürmesini sağlar ve kalp yetmezliğine benzeyen bir durumdur. Kalp yetmezliğinde de öldüren kalp yetmezliği değil, o anda miyokart kasının çalışmaması veya bir damarın tıkanarak kalbin çalışmasını engellemesi ve hayati organlara kanın akışını engellemesi gibi bir durumdur. Ani ölüm nedeni tanımlanırken hastalığın genel şemsiyesi değil, o hastalığın yarattığı ve o hastalığa bağlı olarak gelişen mekanizma tanımlanmadır. Ölüm belgelerinde de mekanizmanın anlatılması gerekir, KOAH bir mekanizma değildir. Yani biz öğrencilerimize de KOAH’ın ani ölüm nedeni olarak gösterilmemesi gerektiğini öğretiyoruz. Adli tıpta KOAH’ı ani ölüm nedeni olarak görmeyiz ve göstermeyiz.”
PROF. ATASOY: KOAH’TAN ÖLDÜ DENMİYOR, TANI KONUYOR
“Bu olayla ilgili ortaya çıkan bulgular, adli tıp kurumunun ölüm nedenini kesin olarak belirleyen bir rapor değildir” diyen Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy’un görüşleri ise şöyle:
“Ben kesin raporun beklenmesinden yanayım, çünkü KOAH bir tanı. Yani adli tıptaki uzmanlar bu tanıyı koyuyorlar ve kronik obstrüktif akciğer hastası diyorlar ama illiyet bağı kurduklarına dair herhangi bir rapor henüz görmedim. Onu görmediğimiz sürece konuşmamız doğru olmaz, o nedenle de biraz daha beklenmeli. Çünkü onlar kesin ölüm nedenini bir yere mutlaka bağlayacaklar ama henüz şu anda bağlamış değiller. Yani onlar da KOAH’tan öldü demiyorlar, sadece KOAH tanısı konuyor. İhtisas kurulunun kesin raporunu beklemek gerekir. Eskilerin illiyetlik, yenilerin nedensellik ilişkisi dedikleri bir kavram var, adli tıp için hayati bir kavram bu. Nedensellik bağı kurulmadığı sürece bu bulgunun üzerine yorum yapmak yanlış olur.”
PROF. SÖZEN: ÇOK BEKLEDİĞİMİZ BİR DURUM DEĞİL
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevki Sözen ise, “Nefes borusuna gıda artığı kaçarak ölmüştür dendi. Bu durum ani ölüm yapacak bir olaydır. Ancak KOAH genel bir kavram. Bu safhada KOAH’tan ani ölüm olmasını çok beklemeyiz ama KOAH ölüme neden olmaz da diyemeyiz. Burada bir gıda aspirasyonunun nefes borusuna kaçması ani ölüm nedeni olabilir. Yani KOAH’tan ani ölüm çok beklediğimiz bir durum değil ancak kesin adli tıp raporunu görmeden bir yorum yapmak da doğru değil” şeklinde konuştu.
