Helal İlaç

Helal gıdadan sonra helal ilaç konusu da gündeme geldi. Sağlık Bakanlığı’na başvuran İtalyan ve Polonya kökenli iki firma, helal ilaç sertifikasyonu yaptıklarını belirttiler. Konu insani değerler, iç pazar, ihracat potansiyeli, muhafazakârlaştırma açılarından önem taşıyor.

İnsani haklar açısından

Hasta hakları, tüketici hakları, insan hakları penceresinden bakıldığı zaman, insanların gıda veya ilaç olarak ne yiyip içtiklerini bilmeleri en doğal hakları. Sadece Sünni Müslümanlar açısından değil, tavşan eti yemeyen Aleviler, domuz eti yemeyen Museviler, sığır eti yemeyen Hindular açısından da durum aynı. Azınlıkların inançlarına saygının daha da ön plana çıkması, saygı duyulması gereken bir insani değer. Sadece dini inançla da sınırlı değil, vejetaryenler de, GDO’lu bir ürün tüketmek istemeyenler de tükettikleri gıda ya da ilaçta kullanmak istemedikleri bir ürün ya da katkının varlığını bilme hakkına sahip olmalı.

Bu konuda düzenleyicilerin tutarlı olmalarını beklemek hakkımız. GDO’lu ürün içeriğini saklayıp domuz içeriğini belirtmek ister istemez bir çifte standart anlayışını akla getirir.

İç pazar açısından

Helal ilaç deyince akla domuz ve alkol içeren ürünler geliyor. Domuz içerenler: 1- Sindirim enzimleri içeren hazımsızlık ilaçlarında, domuzdan elde edilen sindirim enzimleri kullanılıyor. Biyoteknolojik olarak elde edilen insan enzimleri henüz araştırma safhasında, birkaç yıl içinde satışa sunulur. Tüm hazımsızlık ilaçları enzim içermiyor. Sindirim enzimleri ise yalnızca hazımsızlık için değil, enzim eksikliği ile seyreden çok daha ciddi hastalıklar için de kullanılıyor. Yani hazımsızlık için belki başka ilaç kullanabilirsiniz ama enzim tedavisi için şu an başka seçenek yok.

2- İlaç kapsüllerinde kullanılan jelatin, domuz ve sığırdan elde ediliyor. Pazardaki bazı jel kapsüller sığır, bazıları domuz içerikli. Yanlış hatırlamıyorsam domuz ürünleri daha ucuz. Kutusunda ya da prospektüsünde domuz içerdiği ibaresini satışta bir tehdit olarak gören firmalar biraz zahmet ve ekstra maliyet ile değiştirebilirler.
Alkol içerenler: 1- Pek çok kozmetik ve ilaç ürününde çözücü olarak alkol kullanılıyor. Bazen diğer seçenekler daha toksik olduğu için alkol tercih ediliyor. Son yıllarda 1.5 milyar nüfuslu İslâmi pazarın büyümesi ile alkol içermeyen ürün geliştirme çalışmaları meyve vermeye başladı.

2- Bitkisel olduğu için doğal ve yararlı olduğu düşünülen bitki ekstraktlarında da çözücü olarak % 30’a varan miktarlarda alkol kullanılabiliyor. Bitki ekstresinden elde edilen bazı öksürük şuruplarının alkolsüz formu mevcut, ancak SGK geri ödeme listesine almıyor. Çocuklar ve öksürük şurubu deyince mesele sadece dini değil, tıbbi boyutu da önemli. Alkolün sedatif etkisinden faydalanmayı gerektiren bir durum yok ise hiç kimse özellikle çocukları alkole gereksiz şekilde maruz bırakmak istemez. Ama o durumda, sigorta kapsamında olsanız da cebinizden ödemek zorundasınız, çünkü SGK yeterli tıbbi verilere rağmen bu ilaçların parasını ödemiyor.

İhracat açısından

“One minute” ile arkamıza aldığımız rüzgar, ilaç sektörümüze de bir fırsat sunuyor.
Sonuç: Gerek demokratikleşme ve insan hakları, gerekse ihracat potansiyeli bakımından gıda ya da ilaç kutusu ya da hasta bilgilendirme kılavuzunda gıda ya da ilacın içeriğini belirtmek doğru. Ancak bunu tek yanlı bir muhafazakârlaştırma operasyonu olarak algılanacak şekilde düzenlemek yanlıştır. GDO içeriği ile alkol ya da domuz içeriğine yaklaşım senkronize olmalı.
Mutlu, sağlıklı bayramlar...