GAZİANTEP-Üniversite adaylarını cezbeden bu kriterlerin yanı sıra tercih yaparken öğrenilmesi gereken pek çok özellik daha bulunuyor. Hekimliğin bir yaşam biçimi olduğunu söyleyen Zirve Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cumhur Kılınç, Tıp Fakültesini tercih edecek üniversite adaylarının hekimliği iyi değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Her an hekimsiniz ve insanlar sizden her an bir yardım talep edebilir. Bu durum ömrünüzün sonuna kadar devam eder." diyen Kılınç, hekimlikte başarının, öncelikle kişisel disipline ve düzenli çalışmaya bağlı olduğunu söyledi.
Kılınç, hekimlerin, yenilikleri takip etmesi gerektiğinin altını çizerek, "Yenilenmeye açık bir bakış açısına sahip olmak gerekiyor. Hekimlik iyi bir İngilizce bilgisini gerekli kılar. Yabanci dili olmayan bir hekim daima ciddi yenilenme adına ciddi eksiklik içinde olacaktır." diye konuştu.
Hekimlerin iyi bir iletişimci olması gerektiğini ifade eden Kılınç, "İyi bir iletişimin kuralları içinde yer alan, empati, sempati, nezaket, vakur, diksiyon, tutum, kılık kıyafet gibi özelliklerin üst düzeye çıkarılması gerektiği unutulmamalıdır. Hekimliğin objesi insan olduğu için, insanı koruyan ve insan üzerindeki tasarrufları sorgulayan mevzuat söz konusudur. Bunların farkındalığına sahip olmak gerekir.
Kılınç, dünyada ve Türkiye'de hekime ihtiyaç bulunduğunu belirterek şunları söyledi: "Son yıllarda Tıp Fakülteleri'nde bir artış yaşanmaktadır. Bu artışın hem olumlu hem de olumsuz yönleri bulunuyor. Fransa'da 230 bin hekim varken, Türkiye 130 bin civarında hekim sayısına sahip. ABD'nin ise 2020 yılında 90 bin civarında bir hekim açığı olacağı hesaplanıyor. Benzer durum hemşirelik içinde geçerlidir. Bu yönler dikkate alındığında tıp fakültelerinin sayısal artışını olumlu karşılamak gerekir. ancak bunun önemli bir şartı var. Açılan veya mevcut tıp fakültelerinin, belirlenmiş standartlarda, donanımlı hekimler yetiştirebilmesi için uygun ve yeterli fiziki mekana, teknolojik alt yapı, alet ve cihaza, uygun müfredata ve öğretim üyesi kadrosuna sürdürülebilir bir şekilde sahip olması gerekir."
Hekimliğin usta-çırak ilişkisinin kuvvetli bir meslek olduğunu kaydeden Kılınç, "Özellikle klinik öğretim üyelerinin eğitim ve öğretimdeki yetkinliği, yetiştirilen hekim kalitesi üzerinde son derece önemlidir. Aksi takdirde defolu ve maalesef yarardan çok zararı olan ve hekim diploması taşıyan yetersiz kişileri hekim olarak yetkilendirmiş oluruz. Genel olarak bakılınca, yeni açılan bazı tıp fakültelerini bir kenara bırakın 50-60 yıl önce açılmış tıp fakültelerinde bile ciddi alt yapı sorunları mevcuttur. Gerek müfredat, gerek akademik ve teknik alt yapının, öğrenci sayısının çokluğu karşısında yetersizliği, eski ve büyük fakültelerimiz için bile, çözümüyle uğraştıkları en büyük sorunlar arasında yer almaktadır." şeklinde konuştu.
Kılınç, tıp fakültelerinin çoğunun değişen eğitim anlayışına ayak uydurmayı istediğini belirterek şunları söyledi: "Şaşırtıcı bir biçimde, yeni kurulan vakıf tıp fakülteleri, bu konuda daha avantajlı konumdadır. Yeni bir sistemi kurmak, eski bir sistemi yeniye dönüştürmeye göre daha kolay olmaktadır. Ayrıca vakıf üniversitelerinde nisbi öğrenci azlığı ve yatırıma ilişkin maddi kaynakların daha iyi olması, ilaveten hızlı karar verme ve uygulama imkanları bulunmaktadır."