MEDİMAGAZİN - On binlerce vaka üzerinde yapılan kapsamlı bir inceleme, halk sağlığı acil durumlarına müdahalede endişe verici bir cinsiyet eşitsizliğinin altını çizdi. Kanada'da gerçekleştirilen çalışmada, toplum içinde kalp krizi geçiren kadınların %61'ine suni teneffüs yapılırken, bu oran erkeklerde %68 olarak tespit edildi.
Çalışmanın yazarlarından Montreal Kalp Enstitüsü'nden Dr. Alexis Cournoyer, çevredekilerin kalp masajı başlatmasının önemini vurguladı. Couroyer, "Bir kişinin bilincinin kapalı olduğu ve nefes almakta zorlandığı acil durumlarda, görgü tanıkları tıbbi yardım çağrısının yanı sıra kalp masajı da yapmalıdır. Bu, hayatta kalma ve iyileşme şansını önemli ölçüde artırır."
Cinsiyet eşitsizliğini etkileyen faktörler
2005-2015 yılları arasında Kanada ve ABD'de hastane dışındaki kalp durması kayıtlarını analiz eden çalışma, tüm hastaların yalnızca %54'ünün bir görgü tanığından kalp masajı aldığını tespit etti. Özellikle, kadınların bu hayati müdahaleyi alma olasılığı erkeklere göre daha düşüktü ve bu fark sokak olayları gibi kamusal senaryolarda daha belirgindi.
Dr. Cournoyer şunları söyledi: "Çalışmamız, kalp krizi geçiren kadınların, özellikle de halka açık ortamlarda, ihtiyaç duydukları kalp masajını alma ihtimallerinin daha düşük olduğunun altını çiziyor. Bunun arkasındaki nedenler belirsizliğini korumaktadır. Olası açıklamalar arasında görgü tanıklarının zarar vermekten korkmaları ya da kadının durumunu yanlış algılamaları yer almaktadır."
New York merkezli bir iç hastalıkları doktoru olan Dr. Stuart Fischer, kadınlara kalp masajı uygulama konusundaki tereddütlerin "sosyolojik bir bileşeni" olabileceğini öne sürdü. Fischer, erkeklerin yasal ya da duygusal tepkilerden korkuyor olabileceği ve bir görgü tanığının algısının toplumsal normlardan nasıl etkilenebileceği konusundaki endişelerini dile getirdi.
Önceki araştırmalar ve kamuoyu algıları
Aynı konuyu araştıran 2019 tarihli bir çalışmada, katılımcılara toplum içinde kadınlara kalp masajı yapma konusundaki isteksizlikleri sorulduğunda, kadın bedeninin cinselleştirilmesinin tekrar eden bir tema olduğu görüldü. Dile getirilen diğer endişeler arasında, kadınların zayıf olduğu algısı nedeniyle yaralanmaya neden olma korkusu da yer alıyordu.
"Kalp masajı veya kardiyopulmoner resüsitasyon, bilinci yerinde olmayan ve yeterli nefes almayan kişilere uygulanmalıdır" diyen rapor, tıbbi müdahalelerin zamanında yapılmasını sağlamak için toplumsal önyargıların acilen ele alınması gerektiğinin altını çiziyor.
Bu önemli çalışmanın bulguları önümüzdeki Pazartesi günü Avrupa Acil Tıp Kongresi'nde sunulacak.