324 milyon nüfuslu ABD’de acil servise başvuruların sayısı yıllık 130 milyon. 53 milyonluk İngiltere’de bu rakam yılda 23-25 milyon civarında. Türkiye’de ise acil servise başvuru sayısı nüfusun üzerinde. 2011 yılında acile başvuru sayısı 94 milyon 781 bin 306 iken, 2015 yılında bu rakam, 78.7 milyon nüfuslu ülkemizde 110 milyon 915 bin 407’ye yükseldi.
BİR SAATTE ONLARCA HASTA
Türkiye Acil Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Yıldıray Çete, “Nüfusunun üzerinde acil başvurusu olan başka ülke yok. Nüfusun yüzde 150’si kadar acil başvurusu çok yüksek bir oran. Acillere gitmek alışkanlık oldu. Polikliniklerden randevuyla sağlık hizmeti almak yerine ‘doktor acilde görsün, gerekirse oradan yönlendirsin’ alışkanlığı oturdu” diyor.
Birçok hastane yöneticisinin acillerin kapılarındaki hastaların eritilmesi, bakılması baskısı yaptığını belirten Prof. Dr. Çete, bunun hizmet kalitesini düşürdüğü görüşünde: “Bu bir hasta için ayrılan zamanın kısaltılması demek. İçeri giren hasta yeteri kadar tıbbi öyküsü alınmadan ve yeterli muayene edilmeden taburcu ediliyor. Bu da sunulan acil sağlık hizmetinin kötü olması demek. Gerçek acil vakalarda tanının atlanması, istenmeyen olaylar artıyor. Bir doktor, bir saatte genel durumu nispeten daha iyi 5-7 hasta bakabilir. Ama fiili olarak, acilde bir doktor saatte onlarca hastaya bakıyor.”
ACİLDE FARK ÖDENMİYOR
Hürriyet'ten Mesude Erşan'ın haberine göre, Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı Dr. Ülkümen Rodoplu, acillere başvuruların temelinde bu hizmetlerden katkı payı alınmaması bulunduğunu söylüyor: “Örneğin hasta grip, nezle, üst solunum yolu enfeksiyonları için kulak burun boğaz hastalıkları polikliniğine gitse katkı payı ödüyor. Ama acile gelirse ödemiyor. Acilde doktor ‘acildir’ veya ‘acil değildir’ kaşeleri vuruyordu. Ama sağlıkta şiddet arttığı için artık bu kaşeleri vurarak hasta ve yakınlarıyla sorun yaşamak istemiyor. Bakıyor geçiyor.”
YÜZDE 70-80’İ GERÇEK ACİL DEĞİL
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç ise acillere gelen hastaların yüzde 70-80’inin gerçek acil vakalar olmadığını söylüyor: “Hastalar memnun olacakları sağlık hizmetini alamadıkları için farklı yerlere (aciller gibi) başvuruyor. Diğer önemli neden de ‘kışkırtılmış sağlık hizmeti’. Basit bir lezyonu, kitlesi olan 3-4 doktora gidiyor, ultrasonografi, MR, tomografi, biyopsi, başka tetkikler yaptırıyor, yine de memnun kalmadığı için başka doktorlara daha gitme ihtiyacı duyuyor. Katkı payı alınmayan aciller de başvurdukları yerlerden biri.”
BURNU AKAN ACİLE KOŞUYOR
Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Araştırma ve Eğitim Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Lütfiye Kılıç hastanelerin acillerindeki artışın bilhassa kış aylarında arttığını belirtiyor. Burnu aktığı, ateşi biraz yükseldiği için hastanelerin acillerine koşan hastaların gerçek acil hastaların hizmet almasını da engellediğini belirten Dr. Kılıç, “Hastalar mesai saatleri dışında, acilden gelmeyi tercih ediyorlar. Örneğin geçen ay poliklinikten gelen 27 bin hastaya karşılık, acile 9 bin hasta gelmiş. Yüzde 30’luk bir oran ve çok yüksek. Bu oranın yüzde 5-10 geçmemesi lazım” diyor.