İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü geçtiğimiz günlerde kamu hastanelerine gönderdiği yazıyla ameliyathane ve endoskopi ünitelerinin mesai dışında da hizmet vermesini istedi. Düzenlemeye göre üniteler hafta içi 22.00’ye kadar, hafta sonları ise 08.00-17.00 saatleri arasında yüzde 25 kapasiteyle çalışacak.
Müdürlük, gerekçe olarak sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülmesini gösterdi. Ancak uzmanlara göre, zaten OECD ortalamasının altında olan hekim sayısı bu düzenlemeyi taşıyamıyor. Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, “Hekim başına düşen hasta sayısı zaten OECD ülkelerinin çok üzerinde. Mesai dışı uygulamalar hizmet kalitesini zayıflatacak, çalışanı da hastayı da riske atacak” dedi.
Tıp eğitimi etkilenir
Prof. Dr. Çuhadaroğlu, mesai dışı yükün yalnızca günlük hizmeti değil, tıpta uzmanlık eğitimini de olumsuz etkileyeceğini vurguladı:
“Üçüncü basamak hastaneler sadece hasta tedavi etmez; aynı zamanda araştırma yapar ve geleceğin hekimlerini yetiştirir. İş gücünün bir kısmının mesai dışına kaydırılması, zaten pamuk ipliğine bağlı olan uzmanlık eğitiminin daha da bozulmasına yol açacak.”
Çalışma saatleri zorlayıcı
Türk Toraks Derneği’nin açıklamasında, sağlık çalışanlarının Türkiye’de halihazırda Uluslararası Çalışma Örgütünün önerdiği sınırların çok üzerinde çalıştığı hatırlatıldı. Prof. Dr. Çuhadaroğlu, “Haftalık çalışma süresi 40-48 saat olmalı. Türkiye’de kamudaki sağlık çalışanları bu sürelerin çok üstünde çalışıyor ve nöbet sistemleri nedeniyle dinlenme hakkından fiilen mahrum bırakılıyor” dedi.
Hasta güvenliğini tehlikeye atıyor
En kritik unsurun ise hasta güvenliği olduğuna dikkat çekiliyor. Çuhadaroğlu, “Mesai dışı gerçekleştirilecek elektif ameliyatlarda komplikasyon gelişme riski artar. Böyle durumlarda yorgun ekip, azalmış destek personeli ve acil uzmanlara ulaşmadaki gecikmeler sorunların yönetimini imkânsız hale getirir” uyarısında bulundu.