İSTANBUL-Uluslararası Farmakovijilans Derneği (ISOP) tarafından ilaçların yan etkilerinin ele alınacağı 11. Dünya Farmakovijilans Kongresi, yarın İstanbul'da Harbiye Askeri Müzesi'nde başlayacak.
Kongreyle ilgili düzenlenen basın toplantısında bilgi veren Kongre Başkanı Dağıstanlı, ABD'den Kongo'ya, Fransa'dan Çin'e 60 civarında ülkenin sağlık alanındaki temsilcilerinin katılımıyla, ilaç dünyası ile ilgili en sıcak konuların ele alınacağını, tartışılacağını ve karara bağlanacağını söyledi.
Dağıstanlı, 3 gün sürecek ve 400 katılımcının bulunacağı kongrede, yaklaşık 50 konuşma yapılacağını ve 300 bildirinin sunulacağını kaydetti.
Tedavi için ulaşılması gerekli olan ilaçların önemli yararlara sahip olmakla birlikte istenmeyen yan etkilere de neden olabildiklerini, bu nedenle ilaçların, advers etkilerinin izlenmesinin büyük önem taşıdığını ifade eden Dağıstanlı, Sağlık Bakanlığı bünyesinde 2005'te İlaç Güvenliği İzleme, Değerlendirme Şube Müdürlüğü - Türkiye Farmakovijilans Merkezinin (TÜFAM) kurulduğunu anlatı.
Dağıstanlı, aynı yıl yayımlanan yönetmelikle de ilaç firmalarına üretilen ilacın yan etkilerini izleyen birim kurması ve başına bir eczacı getirilmesi ve en az 50 yatak ve üstü hastanelerdeki doktor ve diğer sağlık personeline yan etkileri bildirme zorunluluğu getirildiğini belirtti.
Dağıstanlı, halktan gelen verilerin de yok sayılamayacağını, ancak şu anda bu sistemin zayıf noktasının bu olduğunu vurgulayarak, ileride bunun da bir sisteme oturtulacağına inandığını dile getirdi.
İlaçların yan etkileri ile ilgili TÜFAM'e yıllık 500 civarında gelen geri bildirimde bulunulduğuna dikkati çeken Dağıstanlı, piyasadaki tüm ilaçların rafta bulundukları sürece sürekli olarak takip edildiklerine işaret etti.
İlaçların etkinliğini ve yan etkinliğinin popülasyona, hatta kişiye göre değişkenlik gösterdiğini vurgulayan Dr. Dağıstanlı, şöyle devam etti:
''Kişinin genetik yapısı çok önemli. Aynı ilacı kullanan iki kişiden birinin tedavisi için bir doz yeterken, diğerine iki kat doz vermek gerekebilir. Bir ilaç, birini iyi ederken, diğerine zararlı olabilir. Biri o ilaçla mesela ıspanak yememeli gibi. 2005'e kadar biz başka popülasyonların verileri ile bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Örneğin, ağrı kesici ve ateş düşürücü bir ilaç, dünyanın birçok ülkesinde kan hücrelerini öldürüyor diye yasaklanırken, Türklerde böyle bir yan etki yapmadığı belirlendi. Sadece ABD'deki veriler kullanılarak olmaz. Sonuç itibarıyla bir ilacın yararları ve istenmeyen yan etkileri, popülasyona, hatta kişiye göre değişkenlik gösterir, bu nedenle mutlaka her ülkenin, ilacın yan etkileri konusunda ulusal veri merkezi olması gerekir.''
Dağıstanlı, belki 10 yıl ya da 20 yıl sonra kişilerin enzim profillerinin bilineceğini ve bu bilgilerin karta işleneceğini kaydederek, doktorların da bu bilgilere göre, kişiye ilaç yazacağını ve doz ayarlaması yapacağını aktardı.
Bir gazetecinin, ''Eczacılar, eşdeğer ilaç vermekte vatandaş istemediği için zorlanıyor. Eşdeğer ilaçların yan etkileri değişiklik gösterebilir mi?'' sorusu üzerine, Seyfullah Dağıstanlı, biyo eşdeğerlilik adlı bir test olduğunu, bu testin aynı etken maddeden yapılan ilaçlara uygulandığını dile getirerek, biyo eşdeğerliliği kanıtlanmayan ilaçlara Türkiye'de kesinlikle ruhsat verilmediğini vurguladı.
Dağıstanlı, ''Eğer eczacı muadilini veriyorsa, bu, o ilacı güvenlikle kullanabileceğiniz anlamına geliyor'' şeklinde konuştu.
ISOP Dünya Başkanı Dr. Alex Dodoo da Dünya Sağlık Örgütünün ilaçların istenmeyen yan etkileri ile ilgili merkezinde, 6,8 milyon raporlanmış veri bulunduğunu söyledi.
Dodoo, ABD'de tüm vakaların yüzde 3'ünün ilaçların yan etkilerinden kaynaklandığına işaret ederek, sağlık ekonomisine de ağır yük getiren bu durumun, önlenebilir olduğunu kaydetti.
Almanya'dan ilaç güvenliği uzmanı Ulrich Hermo da 1961 yılında hamilelerde mide bulantısına karşı, ''Talidomid'' adlı ilacı kullananların, fok balığına benzer, kolsuz ve bacaksız çocuklar doğurması üzerine sağlık sektörünün ayağa kalktığını anlattı.
''Talidomid felaketi'' denilen bu olay üzerine ilaçların, olabilecek etkilerinin geç olmadan izlenmesi için sistem kurulmasına karar verildiğini aktaran Hermo, ardından, Dünya Sağlık Örgütünde, İlaç Takip Sistemi kurulduğunu belirtti.
Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Semra Şardaş ise son 10 yılda çok iyi denilen ve farklı tedavilerde kullanılan 34 ilacın, belirlenen, istenmeyen yan etkileri nedeniyle, piyasadan çekildiğini ifade ederek, Türkiye'de bu şekilde piyasadan çekilen ilaç sayısının 16 olduğunu bildirdi.
Şardaş, ilaçların yan etkilerinin, popülasyonlara göre değişkenlik gösterdiğiyle ilgili olarak da kalp krizi geçirdikten sonra hasar onarımı için üretilen ve piyasaya sunulan ilacın, beyazlar üzerinde hiçbir etkisinin olmadığının kanıtlandığını, bunu üzerine ABD'de bu ilacın üzerine ''Zenci ırkı dışında kimse kullanamaz'' şeklinde uyarı konulduğunu aktardı.
Piyasada raflarda bulunan tüm ilaçların sürekli olarak yan etkileri açısından kontrol altında tutulduğunu dile getiren Şardaş, ''114 yıllık aspirin bile hala izleniyor'' dedi.