İstanbul Eczacı Odası tarafından Grand Cevahir Oteli'nde gerçekleştirilen toplantıyı Ecz. Mustafa Turunç yönetti.
Açılış konuşmasını yapan İEO Başkanı Ecz. Semih Güngör, aile hekimliği uygulaması sırasında mesleki sorunlarla karşılaşılmasının kaçınılmaz olduğunu, bunu baştan önlemek için tabip odası, sağlık müdürlüğü ve SGK ile bir koordinasyon birimi kurma çağrısında bulunduklarını açıkladı. Güngör, toplantıda her yönüyle aile hekimliğini tartışmayı ve uygulamayla ilgili meslektaşlarını bilgilendirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
İstanbul Aile Hekimliği Birimi Baş Koordinatörü Dr. İlker Böler, İstanbul'da uygulama öncesinde yaptıkları hazırlıkları anlattığı sunumunda başlangıçta yaşanacağını öngördükleri sorunlar hakkında da bilgi verdi. İstanbul'da aile hekimliğine geçişte işin büyük kısmını bitirdiklerini ancak kendilerini en çok zorlacak olanın geri kalan detaylar olacağını belirtti. Böler uygulamanın diğer illerde daha kolay yürütüldüğünü ancak İstanbul gibi bir metropolde farklı sorunlar yaşandığını kaydetti. Kamuoyunda uygulamanın erteleneceğine dair yanlış bir kanı olduğunu söyleyen Böler, 1 Kasım'da İstanbul'un tüm ilçelerinde aile hekimliğine geçileceğini vurguladı.
İstanbul'da 3645 aile hekiminin göreve başlamasını planladıklarını, şu an yerleşen aile hekimi sayısının 3391 olduğunu söyledi. Uygulamanın ilk günlerinde tüm sağlıkçıların ve hastaların bir "karışıklık" yaşayacağı konusunda uyaran Böler'in verdiği bilgilerden bazıları şöyle:
- Aile hekimleri artık hasta bakmaktansa, "birey"i takip edecek. Koruyucu hekimlik hizmetleri kapsamına aşılama, bebek-çocuk takibi, gebe-loğusa takibinin yanısıra bakıma muhtaç ve yatalak hasta takibi ve obezite takibi de alınacak.
- Aile hekimleri belirli bir nüfusa bakacak. Bunun dışında kalanlar "misafir hasta" olarak uygulamanın ilk üç ayında bakılacak.
- Orta vadede sevk zorunluluğu olmayacak ama ileride bu zorunluluk getirilecek. Bunun nedeni aile hekimi sayısının şu anda yetersiz olması.
- İstanbul'da her ilçede 1 adet olmak üzere toplam 39 Toplum Sağlığı Merkezi olacak. Aile hekimleri İl Sağlık Müdürlüğü adına bu merkezler denetleyecek.
Aile hekimliği uygulamasından eczacıların da "memnun olmasını" dileyen Böler, "Bizim sizlerle ortak çalışmamız gerekiyor. Bazı istemediğimiz şeyler oluyor; kiralamalarda özellikle. Biz etik dışı uygulamaları ancak sizin aracılığınızla önleyebiliriz" sözleriyle meslek odalarıyla ortak çalışmaya açık olduklarını dile getirdi.
SGK İstanbul İl Müdür Yardımcısı Mustafa Yılmaz da aile hekimliğine geçişte MEDULA'da bazı prosedürler olacağını belirterek sisteme Aile Hekimliği Tesis Kodu'nun nasıl girileceği konusunda bilgi verdi. Aile hekimine giden hastalardan katkı payı alınmayacağını söyleyen Yılmaz, reçetelerde doktor kaşesi ve imzasının özellikle istedikleri şeyler olduğunu ancak bilgisayar çıktısı reçetelerde doktor adı ve imzasının yeterli olduğunu kaydetti. Yılmaz salondakilere "Sorunlar oldukça bizi bilgilendirin, iletişim içinde olalım" diyerek etik dışı davranış içinde olanların da kendilerine bildirilmesini istedi.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Süheyla Ağkoç ise, Sağlıkta Dönüşüm ve Genel Sağlık Sigortasının uygulandığı bazı Doğu Avrupa ülkelerinden örnekler vererek sağlık göstergelerinin yıllar içinde nasıl alt üst olduğuna işaret etti. Aile hekimliğinin de sağlıkta dönüşümün önemli bir unsuru olduğunu belirten Ağkoç, özellikle sevk zinciri uygulanmaya başladıktan sonra asıl gerçeklerle karşılanacağına dikkat çekti. Türkiye'de hiçbir sağlık hizmetinin katkı paysız verilmediğini belirten Ağkoç, "Aile hekimliği sizce neden veriliyor, takdirinize sunuyorum" dedi. Aile hekimliği ile İstanbul'da birinci basamak sağlık hizmetlerinin tüm yükünün hekimlere çıkarılmak istendiğini dile getiren Ağkoç, aile hekiminin karşı karşıya kalacağı iş yükü yüzünden koruyucu hizmetin aksayacağını, aşılamalar ile gebe-loğusa takiplerinin gereğince yapılamayacağını söyledi. Ağkoç 112'lerde hizmet veren hekimlerin aile hekimi olarak atandığına, acil hizmetlerde aksama yaşanacağına da dikkat çekti.
Aile hekimliği uygulamasına geçen yıl başlayan Bursa'da yaşananları anlatan Bursa Eczacı Odası Başkanı Uzm. Ecz. Kıvanç Atmaca da, aile hekimlerinin artık kamunun toplum sağlığı için görevlendirdiği devlet memurları olmadığını belirtti. Aile hekimlerinin kendi kirasını, faturalarını, personelinin maaşını ödemekle yükümlü olduğunu, baktığı nüfusun memnuniyetini sağlamazsa sözleşmesinin yenilenmemesi tehlikesiyle karşı karşıya kalan "basiretli birer tacir" olmak zorunda kalan kişiler haline getirildiklerini ifade etti.
Atmaca, hekimlerin daha fazla personel çalıştırmak için firmalardan finansman sağlamaları, reçetelerin firma mümessillerinin ürün satışını artırmak için yazılması gibi etik bozulmaların yaşanabileceğini kaydetti. Atmaca, aile hekimine ulaşamadığı için hastaların daha çok özel hastanelere gideceğini belirtti. Bursa'da bir yıl içinde 64 eczacının nakil yapmak zorunda kaldığını dile getiren Atmaca, aile hekimi başına düşen nüfusun azaltılması gerektiğini ifade etti.
Toplantıda dile getirilen konuların yer alacağı bir kitapçığın, İstanbul Eczacı Odası tarafından yayınlanarak üyelere dağıtılması hedefleniyor.