Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Hamdi Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anatomi biliminde temel eğitim materyali olan kadavranın Türkiye'de yeteri kadar temin edilemediğini belirterek, bu konuda Adalet Bakanlığının "sahipsiz cenazelerin kadavra olarak eğitim kurumlarına verilmesi" konusunda talimatı ve yönetmeliğinin istenilen şekilde uygulanmadığını söyledi.
Savcıların bu yönetmeliği dikkate almadığını, verilen izinle bu tür cenazelerin defnedildiğini dile getiren Çelik, "Bu, eğitim kurumlarını çaresiz bırakıyor. Halbuki açık bir yönetmelik var. Bu gerçekleşemediği için bilim adamları kadavra bulmak amacıyla başka kaynaklara yöneliyor. Kadavra bağışı konusunda çalışıyoruz. Yurtdışında inanılmaz rakamlarda kadavra bağışı olurken Türkiye'de yılda 3'ü geçmiyor. Genellikle de yabancı uyruklular kendilerini bağışlıyorlar" diye konuştu.
Çelik, Sağlık Bakanlığının kadavra ithali konusunda çalışmalar yürüttüğünü ifade ederek, ancak ithal kadavraların maliyetinin çok yüksek olduğunu vurguladı.
- İthal kadavra huzursuz ediyor
Parça kadavranın en ucuzunun 5 bin dolar olduğunu, bütün şeklinde gelenlerin ise 60 bin dolara kadar çıktığını belirten Çelik, "Ticari meta olarak kadavranın ithal edilmesi, satın alınması insanı huzursuz ediyor. Çünkü, kadavranın nasıl temin edildiğinin bilinmemesi tereddüt oluşturuyor. Kadavra yurtdışından, ticari firmalardan ithal ediliyor. Bu firmaların kadavraları nasıl elde ettiği, insanların firmalara bağış yapıp yapmadığı gibi konularda tereddütlerimiz var. Bu da vicdani olarak insanları rahatsız ediyor" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Hakan Hamdi Çelik, tıp fakültelerinde kadavra eksikliğinin önemli bir sorun olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Tıp fakültelerinin sayısı çok arttı. 100'e yakın fakülte var. Bunların doğru dürüst kadavrası yok. Çoğunun da anatomi hocası yok. Bunlardan çıkacak hekimlere de kendi yakınlarımızı ve kendimizi emanet edeceğiz. Tıp ikinci sınıfta kadavra eğitimi veriliyor. Özellikle genel cerrahi ve küçük cerrahi branşlarda kadavra kullanıyor. Yeni bir cerrahi tekniğin uygulanması, hastaya yeni bir teknolojinin uygulanabilmesi mutlaka kadavra eğitimi gerektiriyor. Tıbbın her aşamasında mesleki olarak kadavranın kullanılması gerekiyor."
- "Abbasiler de kadavra eğitimi vardı"
İslamiyet'in bu konuda yol gösterdiğini, Abbasiler döneminde bile kadavra eğitimi verildiğini dile getiren Çelik, diyanet işleri başkanlarınca bu konuda fetvalar verildiğini, bu alanda bağışı teşvik edici konuşmaların yapıldığını aktardı.
Çelik, insan damarlarının içine plastik madde enjekte edilerek yapılan insan vücudu formatında eğitici materyaller olduğunu, bunların 100 yıla kadar kullanılabildiğini ifade ederek, ancak çok pahalı olmasından dolayı satın alınamadığını anlattı.
Kadavranın mutlaka defnedildiğini belirten Çelik "İnsanlar kadavraların sonsuza kadar kullanıldığını zannediyor. Genellikle bir kadavra bir eğitim döneminde, bir yıl kullanılır. Bilimsel çalışmanın ardından parçalar birleştirildikten sonra, mensup olduğu dine göre defnedilir. Ancak bizim ülkemizde kadavra bağışı olmadığı için çalışmalar 3 yıl kadar sürebiliyor. Daha çok kişinin görmesi için bir kadavranın 3 yıl kullanıldığı da oluyor. Kadavralar bilimsel çalışmaların ardından mutlaka defnediliyor" dedi.