Medimagazin logo

Doktorun muayeneyi kabul etmeyen mağdure yüzünden yargılanmasına tepki

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz’ın, cinsel istismar nedeniyle gönderilen bir mağdurenin muayeneyi kabul etmemesi ardından açılan davada yargılanması hekimlerin tepkisine yol açtı.
Doktorun muayeneyi kabul etmeyen mağdure yüzünden yargılanmasına tepki
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Görülen davada, sanık ve tanıkları dinleyen Mahkeme Başkanı Yıldız Kandemir, Yılmaz'ın beraatine karar verdi.


Yılmaz’ın yargılandığı davayı Türk Tabipler Birliği, İstanbul Tabipler Odası, Edirne Tabipler Odası, Adli Tıp Uzmanları Derneği üyeleri ve çok sayıda hekim izledi.


Davanın beraatla sonuçlanmasının ardından hekimler Edirne Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı.


Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Galip Ekuklu, mesleki etik kurallarına uyduğu için hakkında yargılama kararı verilen ve duruşması yapılan meslektaşına destek için geldiklerini söyledi. Ekuklu, “Meslektaşımızın duruşması beraat kararı ile sonuçlandı. Ancak biz hekimler olarak yine de bu süreçte bir meslektaşımızın sanık olarak adlandırılmasından büyük rahatsızlık duyduğumuzu kamuoyu ile paylaşmak için buradayız.” diye konuştu.

"MESLEĞİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRDİ"
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi İkinci Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan da Ahmet Yılmaz'ın bir sanık sıfatıyla nitelendirilmesinin kendilerini üzdüğünü belirtti. Aktan, olayın, savcılığın, muayene için gönderdiği bir hastanın kendi ve ailesinin rızası olmadığı için muayene edilmemesiyle başladığını ve Yılmaz'ın hekimlik etik değerlerinin koruyucusu ve uygulayıcısı olarak örnek bir davranışta bulunduğunu, mesleğin gereğini yerine getirdiğini ifade etti.


Adli Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer, ise şunları ifade etti: “Ahmet hocamız adli tıp konusunda verdiği derslere bir yenisini daha eklemiş oldu. Hasta haklarını savunarak, iyi hekim değerlerinin hasta hakları ile birlikte yürüdüğünü hepimize anlattı ama bu yargılamanın açılmasından dolayı gerçekten adli tıp uzmanları olarak da çok üzüntü duyduk, fakat mahkemenin bugün vermiş olduğu karar suçun unsurlarının oluşmadığını belirtmesi ve Türkiye’deki bio-tıp sözleşmesi ile ilgi hükümlerin tüm mahkemeler tarafından değerlendirilmesini, yine de bundan sonraki süreç açısından olumlu buluyoruz. Bundan sonra bu tür yargılamalarla karşılaşmamayı umut ediyoruz.” şeklinde konuştu.


Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz ise konunun 15 yaşında, kendi hakkında karar verme yeteneğine sahip bir insanın aynı zamanda 18 yaşından küçük olduğu için annesi ve babasının hangi sebeple olursa olsun muayeneyi kabul etmemeleri nedeniyle bir adli kararı yerine getirmemesinden kaynaklandığını ifade etti. Yılmaz, şöyle devam etti:

"BİLİNCİ AÇIK, TEDAVİYİ KABUL ETMİYORSA HEKİM OLARAK YAPABİLECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK"
“Sonuçta hukuk da tıp da tamamen insanlığın ve ülkenin hizmetindedir. Üstelik biz adli tıpçılar, organik olarak hukukla iç içe çalışıyoruz. Bu, bir yorum veya algı farkından oluşmuştur diye düşünüyorum. Nitekim ilk duruşmada suçun oluşmadığına karar verilmiş olması bizim hekimler olarak haklılığımızı bir kez daha ortaya koyuyor. Bilinci açık, kendi hakkında karar verme yeteneğine sahip birisinin, kamuoyuna mal olmuş olduğu için söylüyorum, ölüm orucunda bile olsa hatta acil servislerde yaşandığı kadarıyla karnında bıçakla bile acil servise gelse, kendi hakkında tedaviyi kabul etmiyorsa hekim olarak yapabileceğimiz bir şey yoktur.


Çağımızda insan haklarının geldiği nokta, bilinci açık insanların kendi haklarında karar verebileceklerini, bilinci kapanıncaya kadar onlara rızası dışında bir müdahale yapılmayacağı konusundadır. Bu konuda sadece günümüz değil, 1928 tarihli Tıp Mesleğinin Uygulanmasına İlişkin Kanun'da da çok açık maddeler vardır. Kişinin onayı olmadıkça, rıza vermedikçe ona müdahale yapamazsınız. Eğer kişinin yaşı küçükse anne ve babası, hatta anne ve babası yoksa yasal temsilcisi onay vermedikçe bir kişiye dokunamazsın. Hekim de olsanız bunun mümkünatı yoktur. Mahkeme kararı da olsa mağdura dokunma ve muayene etme şansınız yok onay vermediği sürece. 23 yıllık meslek hayatımda muayeneyi ret eden ilk vaka karşısında böyle bir duruma düştüm. Yani meslek uygulamasında muayene olmamayı isteyen insan yok normalde. Bu şahsın özel sebepleri vardır. Sonuçta istemediler. Muayene olmadılar. Bu durumda bir tatsızlık yaşandı.”

G.D VE YAKINLARI MUAYENEYİ KABUL ETMEDİ
Alınan bilgiye göre, Kırklareli Cumhuriyet Savcılığı Adli Tıp raporunun verilmesi için 15 yaşındaki G.D’yi tıp fakültesine gönderdi. Fakültenin Adli Tıp birimine gönderilen G.D ve yakınları muayeneyi kabul etmedi. Bunun üzerine mağdure ve yakınlarının rızası olmadığı için muayene işlemini yapamayan Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, bunun üzerine bir tutanak düzenleyerek polise teslim etti.


Ancak Kırklareli Cumhuriyet Savcılığı “Rızası olmadığı için” muayeneyi gerçekleştiremeyen Yılmaz’ın “Görevi kötüye kullanma” iddiasıyla dava açıldı. Prof. Dr Ahmet Yılmaz, savunmasında, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, ''Çocuğun cinsel istismarı iddiasıyla, genital muayene için bana gelen hasta G.D ve yakınları muayene yapmamı istemediler. Ben de gerekli tutanağı tuttum. Kendi el yazılarıyla buna dair beyanlarını alıp polisle geri gönderdim. Zira hekim olarak yapacak başka bir şeyimiz yoktu. Mahkemenizden beraatimi istiyorum.” dedi.


Mahkemede dinlenen 2 doktor tanık da olayın yaşandığı gün orada olduklarını, muayeneyi hasta ve hasta yakınlarının kabul etmediğini söylediler.

doktorun
muayeneyi
kabul
etmeyen
mağdure
yüzünden
yargılanmasına
tepki
Yorum (5)
d.h
işin özeti baskı altındayız. halk baskısı bakanlık baskısı sağlık müdürlüğü baskısı vs. bu liste uzar gider. doktorlar bu kadar kötü insanlar mı bunları hakedecek kadar arkadaş. ben artık devlette çalışmak istemiyorum. ancak özel çalışmamıza da izin vermiyorlar. mesleğimizi icra edemiyoruz artık. nedir bu arkadaş biri çıkıp cevabını versin.
0
Cevapla
hakan yer
savcı bundan sona beğenmiyorsa kendi yapsın adli tabipliği...
0
Cevapla
ilhan
Bu sefer Doktor bey savcıyı "görevini kötüye kullanmaktan" dava edecek mi? Sadece yasaları yerine getirdiği için, ki bu oldukça açıktır, bir çalışanı bu savcı nasıl mahkemeye verir? Boşuboşuna stres oluşturup mevcut konumunu kötüye kullanmıştır. Bence Doktor bey bu savcıya karşı strese, üzülmesine ve suçlu muamelesi görmesine neden olduğu için manevi ve mahkemeye gitmek zorunda kalıp işini yapamadığı için de maddi tazminat açmalıdır. Eğer savcı bey aldığı maaşla tazminatı ödemekte zorlanacaksa (çünkü tazminat doktorlarda olduğu gibi kendi maaşının 10 hatta 100 katından fazla olabilmeli)savcı ve diğer hukuk mesleğindekilere "zorunlu meslek sigortası" getirilsin. Evet arkadaşlar başta hukukçular olmak hizmet verdiği toplumdaki bireylere zarar verme veya onları mağdur etme ihtimali olan tüm meslek gruplarına "zorunlu meslek sigortası" getirilmelidir. Hakimin, itfaiyecinin, polisin, vergi memurunun, belediye çalışanlarının, kasapların, berberlerin, kuaförlerin, "rent a car" cıların, özeelikle inşaat sektöründe hizmet verenlerin (sadece veli göçer yargılanmıştı o da pek ceza almamıştı sanırım) canı can, paraları kendi paraları da doktorun canı patlıcan, parası vatandaşın mı? TTB ve diğer tüm sağlık çalışanlarını temsil eden dernek ve güç odakları kendilerine uygulanan ayrımcılıkları ya da ekstra yükleri ve zorunlulukları ortadan kaldıramıyorsa bu ve buna benzer zorunluluk ve ayrımcılığı başka meslek gruplarına da zorunlu hale getirmeye çalışmalıdır. Sonuçta en uzun süreli tahsili yapan,en çok çalışanlardn ve en çok fedakarlık yapan bir meslek grubuyuz. Bize sevmeyenler ve bizi çekemeyenlere (bu dava biraz bu durum kokuyor) en azından bunu kendilerine saklamaları gerektiği yoksa yaptırımsız ve tepkisiz kalmayacağını atacağımız adımlar ve göstereceğimiz mesleki, hukuksal tavırlarla göstermeliyiz. Her meslekte olduğu gibi doktorlarda da işini kötü yapan, kötüye kullananlar mutlaka vardır ancak tüm doktorlara ayrım gözetmeden gösterilen bu kıskançlık ve öfke nöbetleri ve tacizlerin yapanların yanına kar kalması hakikatten canımı sıkmaya başladı. Bu koyun gibi tepkisiz, aldırmaz hallerimiz devam etmemelidir.Tekrar doktor beye geçmiş olsun diyorum ve karşı dava açmasını, eğer hukuki yol tıkanıksa da açmaya çalışşsın, şiddetle rica ediyorum.
0
Cevapla
KASIM ÇAĞ
bakın bu durum hekimlere nasıl bakıldığını ve onların nasıl algılandığını gösterir çok çarpıcı bir örnek. ancak bu tür haksız uygulamalar artık meslek üzerinde tamamen baskı unsuru olarak kullanılmaktadır. tabip odasının hekime yardımcı olması ve savcı aleyhine maddi manevi dava açması çok yerinde olacaktır. emsal olması anlamındada
0
Cevapla
murat
karsı tarafı da dinlemeli? savci beyin yada hanımın da soyleyecekleri mevcuttur sanirim? tamam yapilan uygulama sempatik degil ama objektif olmak adina hukukcu kardeslerimizin de kendi normlarinda degerlendirmesini duymak gereklidir.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir