Cumartesi günü Afganistan'ın en sakin kabul edilen kuzey bölgelerinin birinde 10 yardım görevlisinin öldürülmesi, ülkedeki güvenlik sorunuyla ilgili bazı soruları yeniden gündeme getirdi.
İngiliz doktor ve yardım çalışanı Karen Woo’nun, Afganistan’ın kuzeyinde dokuz meslektaşıyla öldürülmesi, kurbanların aileleri ve arkadaşları için olduğu kadar, onların çalışmalarından faydalanan Afgan halkı için de endişe verici bir trajedi.
Woo ve meslektaşlarının, saldırganları tarafından Hıristiyan misyonerler oldukları için öldürüldükleri fikri, özellikle kaygı uyandıran bir iddia. Çünkü bu, Hıristiyan yardım gruplarıyla bağlantılı olan diğer çabaları da tehdit edebilir.
Ancak bu altı tam doldurulmadan ortaya atılmış bir iddia olabilir.
Güvenilir sonuçlara ulaşılabilmesi için en son yaşanan saldırının şartları hakkında çok daha kesin bilgi elde edilmesi gerekiyor. Eğer, yaşanan olay söylentilere konu olduğu gibi bir hırsızlık ise, bu güvenlik açısından çok daha sert bir uyarı anlamına gelir. Olayın gerçek nedeni bu ise, bugüne kadar Afganistan'ın en güvenilir bölgelerinden biri olarak görülen Badahşan’ın da artık tehlikeli bölgeler listesine eklendiği söylenebilir.
Ancak sorulması gereken iki soru daha var. Bir tanesi Taliban’ın rolünü ile ilgili. Yerel halk son aylarda artan isyancı saldırılarından dolayı şikayetçi olsa da, Badahşan Taliban’ın genel olarak aktif olduğu bir bölge değildi. Dahası, burası 2001’den önce Taliban tarafından kontrol edilmeyen birkaç bölgeden biriydi.
Taliban’ın sözcülerinden biri, yardım görevlilerinin İncil taşıdıkları için öldürüldüğünü iddia etti. Eğer Taliban şimdi bu bölgede faaliyet gösteriyor ise örgütün eylem alanı bilinenin çok daha ötesine yayılmış olabilir.
GÜVENLİK ŞART MI?
Diğer soru, yardım çalışmaları ve yapıldıkları yerlerde NATO’nun askeri operasyonlarıyla nasıl iç içe geçtiğiyle ilgili. En son olayda, sağlık ekibi bağımsız olarak seyahat etmiş gibi gözüküyor. Bakıldığında, yardım ekibi Badahşan’ın güvenli kabul ettikleri bölgelerine ulaşana dek kendilerini koruyacak kişileri tutmuş olabilir. Afganistan’da yardım grupları ile ordu arasındaki ir gerilim artmış durumda. Bunun arkasında, yardım ekiplerinin silahlı güçler tarafından korunduklarında isyancıları daha fazla tahrik ettiklerini düşünmeleri yatıyor.
Ancak en son yaşanan ölümlerde bunun bir etken olmadığı görülüyor. Yardım görevlilerinin güvenlik için askerlere ihtiyaç duymasının yanı sıra, ordunun yerel halkı kazanmak adına büyük önem taşıyan yeniden yapılanma projelerinde yardım gruplarına dayanması, herkesin tehlikeye düşme riskinin olduğu geçici, karmaşık bir durum oluşturuyor.
* Independent gazetesinin 9 Ağustos 2010 tarihli baş yazısından çevrilmiştir.